TOPLUMLA BÜTÜNLEŞEN NÜZÛL KEYFİYETİ

184

Artık Mekke’de, her yönüyle yeni, taze ve orijinal bir süreç yaşanıyordu. İnsan fıtratını hesaba katarak ceste ceste ve ihtiyaç endeksli gelen ayetlerle toplum yeniden inşa ediliyor ve böylelikle, gelen ayetlerin insanlar tarafından özümsenerek temiz fıtratlarda yaşanan birer Kur’ân haline gelmesi hedefleniyordu. Adeta o günkü toplum, sema ile içli-dışlı olmuş ve –tabiri caizse– insanların üzerlerine ilahî bir mercek konularak yakından izlemeye alınmıştı. Attıkları her adımın cevabı geliyor ve işin doğrusu ortaya konularak insanlık geleceğe yönlendiriliyordu.

Huzura gelip de:

– Bize güzel şeyler anlat, diyenlere karşılık Cibril geliyor ve şu mesajı ulaştırıyordu:

– Allah, sözlerin en güzelini indirmektedir; Allah’ın, vahiy yoluyla indirdiği bu söz, ayet ve sureleri arasında tutarlı ve gerçekleri, muhatap olduğu toplum tarafından iyi anlaşılabilmesi için farklı üsluplarla ve tekrar be tekrar beyan eden bir kitaptır. Rablerini ta’zim edip de O’ndan haşyet duyanların deri ve vücutları, onu okuyup dinlerken ürperti duyar, sonra derileri ve kalpleri Allah’ı anmakla ısınıp yumuşar ve sükûnet bulur. İşte bu, Allah’ın hidayetidir ki, onunla O, dilediğine yol gösterir. Allah yolunu terk eden kimseye gelince, onu hiç kimse doğru yola koyamaz!1


Dipnot:

  1. Bkz. Zümer, 39/23; Vâhidî, Esbâbü Nüzûli’l-Kur’ân, 383
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.