Zübeyr İbn-i Avvâm

990

Hz. Ebû Bekir’in gelip huzurda teslim olmasının üzerinden daha birkaç gün geçmişti ki, Efendiler Efendisi’nin huzuruna on beş yaşlarında,1 genç bir delikanlı girecekti. Bu delikanlı, Allah Resûlü’nün halası Safiyye Binti Abdulmuttalib’in oğlu Zübeyr İbn Avvâm’dan başkası değildi. Bu geliş, onun için geri dönüşü olmayan bir gelişti ve Allah Resûlü’ne o kadar yakınlık tesis edecekti ki, günün birinde onun için Efendiler Efendisi:

– Her peygamberin bir havârîsi vardır; benim havârîm de Zübeyr İbn Avvâm’dır, buyuracaktı.

Mekke’nin sıkıntılı günlerinde, tek bir cephe haline gelmiş azılı müşriklere karşı Allah yolunda ilk kez kılıç çeken de o olacaktı. Bir gün Mekke’de, Efendimiz’in müşrikler tarafından yakalanıp hapsedildiği haberi çıkarılmış ve kısa sürede bu haber herkese ulaştırılıvermişti.

Psikolojik bir harp yaşanıyordu ve o gün de, topluma hükmeden mühendisler belli başlı söylentiler üretip insanlara kendilerince yön vermeye çalışıyorlardı.

Haberi alır almaz beyninden vurulmuşçasına yerinden fırlayan genç Zübeyr, kılıcını çektiği gibi zikredilen yere doğru yönelecekti.
Resûlullah’a ilişmek kimin haddineydi! O’na ilişen eller kırılmalı ve O’na uzanan diller de kökünden kesilmeliydi. Kalabalıkları yara yara Mekke’nin üst mahallelerine kadar gelmiş ve yıldırım hızıyla hedefine doğru gidiyordu. Bir ara:

– Bu halin de ne? Sana ne oluyor ey Zübeyr, nidasıyla irkildi. Bu sesin sahibi, başına bir şey geldi diye heyecanlanıp da yola düştüğü Allah Resûlü’nden başkası değildi. Telaşla sesin geldiği tarafa baktı; Resûl-ü Kibriyâ Hazretleri, olanca heybetiyle karşısında duruyordu.

Sesin sahibi Resûlullah olduğuna göre yine müşrikler yalan söylemiş ve yine mü’minlerin moralini bozmaya matuf bir adım atmışlardı. Önce, derin bir nefes aldı ve ardından da:

– Senin yakalanıp hapsedildiğini duymuştum, diyebildi.

Bu hassasiyet, tasvip edilip takdir görecek bir hassasiyetti ve Efendiler Efendisi, önce onu sena edip ortaya koyduğu bu hassasiyetin önemini yanındakilerle paylaşacak; ardından, hem Hz. Zübeyr hem de elinde taşıdığı kılıç için mübarek ellerini kaldırıp dua edecekti.2


Dipnot:

  1. Müslüman olduğunda Hz. Zübeyr’in yaşının on iki veya on altı, yahut da sekiz olduğuna dair rivayetler de vardır. Bkz. İbnü’l-Esîr, Üsüdü’l-Ğâbe, 2/307
  2. Bkz. Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, 6/367; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 5/344
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.