Ammâr İbn-i Yâsir ve Süheyb İbn-i Sinân

265

Ammâr’ın babası Yâsir İbn Âmir, kardeşleri Hâris ve Mâlik ile birlikte Yemen’den çıkıp Mekke’ye gelmiş; kaybolan dördüncü kardeşlerini arıyorlardı. Uzun uzadıya beklemişlerdi, ama bir türlü kardeşlerinden haber alamamışlardı. Bir müddet sonra Mâlik ve Hâris, Yemen’e dönecek; fakat Yâsir Mekke’de kalmaya devam edecekti. Bu esnada Yâsir, Ebû Huzeyfe ile anlaşmış; onun işlerini deruhte ediyordu. Kısa zamanda göz dolduran Yâsir’i Ebû Huzeyfe, kölelerinden birisi olan Sümeyye ile evlendirecek ve çok geçmeden bu evlilikten, Ammâr adında bir oğulları olacaktı.

Yâsir ailesine olan ihsan devam ediyordu; işin bu noktasında Ebû Huzeyfe, Yâsir’i hürriyetine kavuşturmuş ve bundan sonra Yâsir, Mahzûmoğullarının mevlâsı olarak hayatına devam etmişti.

Şimdi ise, Ammâr da büyümüştü ve risalet davetine icabet ediyordu. Rûm diyarından kopup gelen Süheyb İbn Sinân ile aynı gün İbn Erkam’ın evinin önünde karşılaşmışlardı.

Süheyb İbn Sinân, Rûm diyarında esir edilmiş ve onu, Mekke’den Kelb isminde birisi satın alarak buraya getirmişti. Bir müddet sonra Kelb onu, Abdullah İbn Cüd’ân’a satmış ve artık o, İbn Cüd’ân’ın yanında bulunuyordu. O da, Hira’daki vuslatı duymuş ve şahsı adına da bir vuslat yaşamak arzusuyla İbn Erkam’ın evine doğru yönelmişti. Şimdi kader onu, kendisi gibi bir delikanlı olan Ammâr İbn Yâsir’le karşılaştırıyordu.

Önce Ammâr sordu:

– Nereye gidiyorsun?

Süheyb, soruya soru ile karşılık veriyordu:

– Peki sen nereye gidiyorsun?

Ammâr:

– Muhammed’in yanına gidip O’nun sözlerine kulak vermek istiyorum, diye cevaplayınca Süheyb:

– Ben de aynı şeyin peşindeyim, diyecek ve beraberce eve gireceklerdi. Bu huzura erip de iman soluklamamak olur muydu hiç? Huzura gelip de hizaya girmemek olur muydu? Hikmet çağlayanları coşmuş; ashabıyla bütünleşip sohbet-i cânân yudumluyordu. Böyle bir tatlı su kaynağına ulaşılır da pınarlarından içmemek olur muydu hiç? İki arkadaş aynı anda kelime-i tevhidi haykıracak ve birlikte Müslüman olacaklardı.1

Oğullarının yeni halini hemen fark eden Ammâr’ın babası Yâsir ve annesi Sümeyye de, Muhammedü’l-Emîn’e duydukları güvenin de saikiyle, Müslüman olacak ve iman kervanına katılacaklardı.


Dipnot:

  1. Bkz. İbnü’l-Esîr, Üsüdü’l-Ğâbe, 3/307; 2/460
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.