Efendimiz’in (sas) anne-babasının evliliği
Abdulmuttalib’in, on oğlu, altı da kızı dünyaya gelmişti. Efendimiz’in babası Abdullah, onun dünyaya gelen son oğluydu. Bu çocuğun her haliyle diğer oğullarından farklı olduğu gözlerden kaçmıyordu. İffet abidesi bir insandı. Onun için Abdulmuttalib onu, diğer çocuklarından daha çok seviyor ve adeta yanından hiç ayırmak istemiyordu. Aynı zamanda Abdullah, çok güzel bir yüze sahipti.
Kur’a işlemi tamamlanıp da yüz deveyi keserek nezrini yerine getirdikten sonra Abdulmuttalib, oğlu Abdullah’ın elinden tutarak Zühreoğullarının yurduna geldi. Maksadı, Abdullah’ı buradan evlendirmekti. Nihayet, Zühreoğullarının reisi Vehb İbn Abdi Menâf’a gelerek, o gün için en soylu ve şeref sahibi genç bir kız olan kızı Âmine’ye talip olduklarını iletti. O günlerde Hz. Âmine, Kureyş arasında fazilet ve konum itibariyle, en önde olan bir genç kızdı.
Teklife icabet de olumluydu ve çok geçmeden Abdulmuttalib’in oğlu Abdullah’la, Vehb’in kızı Âmine’nin nikahı kıyılarak yeni bir yuva kurulmuş oldu. Bu yuva, yeryüzündeki ilk insan Hz. Âdem’den itibaren her peygamberin muştusunu verdiği, mânâya açık her gönül adamının, gelecek diye intizar ettiği Son Nebi’yi netice verecek bir yuvaydı.
Hz. Abdullah da, ticaretle uğraşıyordu ve çok geçmeden, bir kervanla birlikte o da, bu maksatla yola çıktı. Medine yakınlarına geldiğinde ağır şekilde hastalandı ve burada konaklamak zorunda kaldı. Çok geçmeden de, burada vefat etti. Vefat ettiğinde 25 yaşındaydı.
Geride miras olarak bıraktığı ise, beş deve, bir miktar koyun ve Ümmü Eymen künyesiyle çağrılan Habeşli bir cariyeden ibaretti.
Vefat haberi Mekke’ye gelince, Abdulmuttalib ailesine büyük bir hüzün hâkim oldu. Hz. Âmine, üzüntüsünü dile getirirken duygularını şiirle ifade ediyor ve genç yaşta kaybettiği kocasının arkasından yana yakıla ağıt yakıyordu.1
Ancak bu, tahammül edilmesi gereken bir durumdu; yüzyıllar öncesinden Bekke vadisine gelerek burada Kâbe’yi inşa eden Hz. İbrahim gibi baba Abdullah da, beklenen Son Sultan Hz. Muhammed’in, hicret edip kalan ömrünü geçireceği ve Allah davasını buradan bütün dünyaya tebliğ edeceği bir mübarek beldeye gelmiş ve adeta bir öncü kuvvet olarak O’nun adına Medine’ye kalıcı bir imza atmıştı.
Bu arada Hz. Âmine, cihanın doğumunu beklediği Zât’a hamileydi.
Yazar: Dr. Reşit Haylamaz/EFENDİMİZ isimli kitabından alınmıştır.
10 ocak 1965 yılında doğdu. İlk ve ortaokul eğitiminden sonra Endüstri Meslek Lisesi’nde elektrik okudu. 1982 yılında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde başladığı yüksek eğitimini, yine aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde devam ettirerek Temel İslam Bilimleri İslam Hukuku bölümünde yüksek lisans yaptı. Sonraki yıllarda Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri’ne kaydoldu ve burada da “Kur’ân’a Göre Akıl” konulu teziyle Tefsir alanında doktorasını tamamladı.
Çalışma hayatına, İzmir Özel Yamanlar Lisesi’nde öğretmen ve idareci olarak başladı. Askerlik görevini yerine getirdikten sonraki yılları onu, medya sektörüne taşıdı ve ilk olarak Zaman Gazetesi’nde yayın danışmanı olarak işe başladı. Ardından gelen yıllar onu, sesli ve görüntülü medyaya taşıdı ve Burç FM ile Samanyolu TV’nin denetim, redakte, musahhih, editör, yapımcı gibi alanlarında faaliyet gösterdi.
Bu arada, Zaman Gazetesi’nde köşe yazarlığı görevini de yürüten Haylamaz, bundan sonraki 5 yılını Cihan Haber Ajansı’nda genel müdür olarak devam ettirdi.
2005 yılından itibaren bünyesinde 24 farklı yayınevi ile 11 dergiyi barındıran Kaynak Kültür Yayın Grubu’nda genel yayın yönetmeni olarak görev alan Reşit Haylamaz, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok seminer, konferans, sempozyuma katıldı, çok farklı alanlarda tebliğler sundu. Konuk olarak katıldığı birçok program yanında Haylamaz, Burç FM, Samanyolu TV, Mehtap TV ve Irmak TV gibi sesli ve görsel medya alanlarında çok sayıda programa da imza attı.
Her ne kadar farklı alanlarda ihtisas sahibi olsa da o, çalışmalarının çoğunu İslam Tarihi’nde yoğunlaştırdı ve eserlerinin büyük çoğunluğunu siyer muhtevalı kaleme aldı. Güvenilir Gıdalar Vakfı ve Tarih Akademisi gibi organizasyonlarda aktif vazife alan Haylamaz, Peygamberyolu Derneği etrafında bir araya gelen gönüllüler kadrosuyla deruhte ettiği “Herkes O’nu Okuyor” ve “O’nunla Bir Ömür” gibi organizasyonlarla yediden yetmişe milyonlarca insana bu vesileyle kitap okuttu, başta Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) olmak üzere Asr-ı Saâdet’i daha yakından tanımalarına vesile oldu. Gün gün Efendimiz’in hayatının izini sürdüğü ve bilinmeyen günlerini de bilinir kılmaya matuf olarak başlattığı geniş kapsamlı siyer çalışması, hâlen devam etmektedir.
Genel manada tarihe ve özelde ise İslâm Tarihi’ne farklı bakış açıları ile bakabilen Haylamaz’ın, bazıları farklı dillere de çevrilen Türkiye’de Domuz Gerçeği, İslâm Hukukuna Göre Organ ve Doku Nakli, Saadet Asrı’na Doğan İlk Yıldızlar, Güller ve Dikenler, Dillerdeki Müjde, Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz 1 – 2, Muhtasar Efendimiz, Efendimiz’in Nurlu Hayatı, En Öndekiler, Fethin Mü’minleri, Mü’minlerin En Mümtaz Annesi Hazreti Âişe, İslâm’ın İki Kutsal Şehri: Mekke Medine, Şefkat Güneşi, Bizim Firavun, Umre Rehberi, Bir Vedalaşma Günlüğü: Efendimiz’in Haccı, Âişe Validemiz’in Evlilik Yaşı, Efendimiz’in Aile Hayatı ve Mazlumların Hâmisi Hazreti Hadîce gibi eserleri vardır ki bilhassa bu eserler arasından “Efendimiz” konulu olanlar çok satanlar listesinde yerini aldı ve Türkiye’de üç milyonun üzerinde okur buldu. Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz adlı eseri, 175 bölüm halinde radyo tiyatrosu olarak uyarlandı.
Evli ve üç çocuk babası olan Reşit Haylamaz, sivil toplum faaliyetleri ve yayıncılık hayatına, Mısır ve ABD merkezli olarak devam etmektedir.