Kadir Gecesi Ne Zaman?

2.010

Kur’an’da Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğu beyan edilmiş ancak Kadir Gecesi ne zaman ve hangi gece olduğu bildirilmemiştir.  Hadislerde ise Ramazan ayındaki muhtemel bazı gecelere işaret edilmekle birlikte müphem bırakılmıştır. 

Her ne kadar Ramazan’ın 27. gecesinin Kadir gecesi olabileceğine dair ümmetin genel bir kabul ve tercihi bulunmakta ise de bu sadece hadislerde zikredilen ihtimallerden birisidir. Nitekim insanların boşluk yaşamamaları ve bu gecenin varlığını unutmamaları, faziletlerle dolu bu geceyi öncesiyle ve sonrasıyla hatırlamaları için pek çok ihtimallerden birisi olan Ramazan’ın 27. gecesine değer atfedilmiş, geçmişten günümüze Kadir gecesi olması ümidi ve telakkisiyle ihya edilmiştir.

Esasen Ramazan gecelerini ihya etmenin fazileti çok büyüktür. İhya edilen gece, Kadir gecesi olmasa bile her halükârda Ramazan gecesi ihya edilmekte ve katiyen boşa gitmemektedir. 

Kadir gecesinin alâmetleri hakkında ise gece gökyüzü şöyle olur yahut böyle olur şeklinde bazı haberler yer almaktadır. Ancak bu tür alâmetlerin her seneki Kadir gecesi için geçerli olduğu söylenemez. Saadet asrında bir defaya mahsus, Kadir gecesi yağmurlu geçmiştir. O gecenin sabahında güneş, puslu bir ufukta idi ve parlak vaziyette değildi. Ancak yükseldikten sonra parlaklığı belirgin hale gelmişti. O senenin öncesinde ve sonrasında böyle bir alamet görülmediği gibi bu alametin sürekli olması da söz konusu değildir.

Kadir Gecesinin Ne Zaman Olduğu ile ilgili Hadisler

Kadir gecesi ne zaman sorusu birçok kişi tarafından merak ediliyor fakat Kadir gecesi ne zaman sorunsunun kesin bir cevabı olamamakla birlikte bu konu hakkındaki hadisleri sizlere nakledeceğiz.

Öncelikle bu konudaki hadisleri şöylece tasnif edebiliriz:

1) Ramazan Ayının Tamamında Gizlenmiştir

İbn-i Ömer (radıyallahu anh) demiştir ki: Bir defasında Resûlullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) Kadir gecesinden sual edildi; ben de dinliyordum, buyurdular ki: “O her Ramazandadır.”1

2) Ramazan’ın Son On Gecesindedir

Hz. Âişe demiştir ki: “Resûlullah, Ramazan ayında, diğer aylardan daha fazla ibadet ve taate yönelirdi. Son on gecesini sair gecelere nispetle daha ciddi ihya ederdi. Bu geceleri ihya etmeleri için aile fertlerini de uyandırırdı. Kendisini ibadete verir, ailevi münasebetlerini keserdi.”2

Bir başka rivayette Âişe validemiz şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.s.) Ramazan ayının son on gününde mescidde itikâfa girer, ibadete koyulur ve şöyle buyururdu: “Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içinde arayınız!”3

Ramazan’ın son on gününü itikâfta geçirmelerinin hikmetlerinden birisi –belki de en önemlisi- bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini ihya edebilmekti. Zira gecesini ve gündüzünü itikâfta geçiren kimselerin Kadir gecesini yakalama olasılıkları daha yüksekti. 

3) Son On Günü İçindeki Tek Gecelerdedir

Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahu anh) şu hadisi nakleder: “Biz bir defasında Resûlullah ile birlikte Ramazan ayının ortasındaki on gün için itikâfa girmiştik. Yirminci günün sabahı olunca itikâftan çıkmak üzere eşyalarımızı evlerimize taşımaktaydık. O esnada Resûlullah bizi çağırdı ve buyurdu ki: “İtikâfa girmiş olanlar, itikâf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir gecesinin hangi gece olduğu bildirilmişti, sonra unutturuldu.

Siz onu Ramazan’ın son on gününde ve tek gecelerde arayın. Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde secde eder gördüm.” Resûlullah itikâf mahalline dönünce, o günün sonuna doğru hava karardı ve yağmur yağdı. Mescid o sıralarda (üzeri dallarla örtülmüş) çardak şeklindeydi. (Sabah namazında) Resûlullah’ın alnında ve burun yumuşağı üzerinde (secde izi olarak) su ve çamur izlerini gördüm. O gece 21. gece idi.”4

Hz. Âişe’den gelen bir rivayette de Resûlullah şöyle buyurmuştur: “Kadir gecesini Ramazanın son on günündeki tek gecelerde arayınız!”5

İbn-i Abbas’dan (radıyallahu anh) gelen bir rivayette Resûlullah şöyle buyurmuştur: “Kadir gecesini Ramazan’ın bu son on geceleri arasında; geriye kalan dokuzuncu, yedinci ve beşinci gecelerde arayınız”6

3) Ramazan’ın Son Yedi Gecesindedir

İbn-i Ömer (radıyallahu anh) demiştir ki: Ashabdan bazı kimseler rüyalarında Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi gecesinde olduğunu görmüşlerdi. Rüyalarını anlattıklarında Allah Resûlü onlara şöyle buyurdu: “Kadir gecesiyle ilgili rüyalarınızın Ramazan’ın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. Onu Ramazan’ın son yedi gecesinde arayın!”7

4) 27. Gecedir

Muâviye İbn-i Ebî Süfyân’dan rivayet edildiğine göre, Efendimiz, şöyle buyurmuştur: “Kadir gecesi yirmi yedinci gecedir.”8

Abdullah İbn-i Mes’ud (radıyallahu anh) demiştir ki: Resûlullah’a Kadir gecesinin ne zaman olduğu sorulduğunda, “es-Sahbâvât denilen yerde konakladığımız geceyi hatırlayanınız yok mu? İşte o gece Kadir gecesiydi.” buyurdu. Ben, evet Ya Resûlallah o geceyi hatırlıyorum; 27. geceydi, diye cevap verdim.”9 

Abdullah İbn-i Ömer (radıyallahu anh), Allah Resûlü’nün şöyle buyurduğunu nakleder: “Kadir gecesini Ramazan’ın 27. gecesinde arayınız.”10

Bir başka rivayette ise şöyle demiştir ki: Bir sahabi, Kadir gecesinin yirmi yedinci gece olduğunu (rüyasında) gördüğünü ifade edince Resûlullah: “(Kadir gecesi hakkındaki) rüyalarınızın son on gün içinde toplandığını görüyorum. Binaenaleyh siz onu bu son on günün tek gecelerinde arayın.” buyurdu.11

Tabiinden Zirr İbn-i Hubeyş şu haberi nakleder: Übey İbn-i Ka’b (radıyallahu anh)’a sordum; İbn-i Mes’ud (radıyallahu anh), bütün sene geceleri kalkan kimse Kadir gecesine tesadüf edebilir diyormuş (ne dersiniz?) Bana şu cevabı verdi: Kendisinden başka ilâh olmayan Zat-ı Zülcelâl’e yemin olsun ki, Kadir gecesi Ramazan ayındadır. O gece, Resûlullah’ın bize kalkmamızı emrettiği gecedir, o da 27. gecedir. Bunun emaresi, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınsız olarak doğması idi.”12

5) 24. Gecedir

İbn-i Abbas’ın bir sözü olarak şöyle dediği nakledilir: “Kadir gecesini Ramazan’ın yirmi dördünde arayınız.”13

kadir-gecesi-ne-zaman-ayin-gorunumu

6) 23 Yahut 22. Gecesidir

Abdullah İbn-i Üneys (radıyallahu anh), şu hatırasını nakleder: Selimeoğullarının meclisinde bulunuyordum; içlerinde en genci ben idim. Onlar kendi aralarında “Kim bizim için Rasûlullah’a Kadir gecesini sormak için gider?” dediler. O esnada Ramazan’ın yirmi birinci gecesinin sabahı idi. Ben bu vazifeyi üzerime alıp yola koyuldum ve akşam namazında Rasûlullah’a kavuştum. Namazdan sonra hane-i saadetin önünde bekledim. Yanıma geldi ve bana “İçeri gir!” buyurdu. Hemen girdim. Önümüze akşam yemeği konuldu. Yemeğin az olmasından dolayı ben biraz geri durdum. Yemek bitince: “Bana ayakkabılarımı ver” buyurdu ve kalktı. Onunla birlikte ben de kalktım. Bana, “Bir ihtiyacın varmış gibisin?” buyurdu. Ben, “Evet, Selimeoğullarından bir topluluk beni Size gönderdiler. Size, Kadir gecesini sormak istiyorlar Ya Resûlallah” dedim. Bunun üzerine: “Bu gece kaçıncı gece?” diye sordu. Yirmi ikinci, dedim. “İşte Kadir gecesi, bu gecedir.” buyurdu. Sonra bana döndü ve yirmi üçüncü geceyi kast ederek; “Belki de gelen gecedir.” buyurdu.14 

Abdullah İbn-i Üneys el-Cühenî (radiyallahu anh) demiştir ki: “Bir defasında Resûlullah’a geldim ve ‘Ey Allah’ın Resulü, benim evim taşradadır, uzakta oturuyorum ve Allah’a hamdolsun namazımı da orada kılıyorum. Bana (Ramazanda ihya edeceğim) bir gece söyle de onu Medine’deki şu mescidine gelerek ihya edeyim’ dedim. Bana “Yirmi üçüncü gece gel!” buyurdu. Ravi Muhammed İbn-i İbrahim dedi ki: Ben Abdullah İbn-i Üneys’in oğlu Damure’ye; “Baban o gece nasıl hareket ediyordu?” diye sordum. “Babam o gece ikindi namazını kılınca mescidde kalır, sabah namazını kılıncaya kadar herhangi bir ihtiyaç için dışarı çıkmazdı. Sabah namazını kıldıktan sonra mescidin kapısında bekleyen bineğine biner taşradaki evine gelirdi.” cevabını verdi.15

7) 21. Gecedir

Ebu Saîd (radiyallahu anh) demiştir ki: “Resûlullah Ramazan’ın ortasındaki on günde itikâfa girmiş, itikâftan çıkacağı gece olan yirmi birinci geceye ulaşmıştı. (İtikâftan çıkınca): ‘Benimle beraber itikâfa girmiş olanlar son on geceyi de itikâfta geçirsinler. Zira ben Kadir gecesini gördüm, (fakat) sonra bu bana unutturuldu, kendimi (rüyamda) o gecenin sabahında su ile çamur içinde secde ederken gördüm. Onu son on gece içerisinde ve tek sayılı olanlarda arayınız!’ buyurdu. Ebû Saîd (radiyallahü anh) sözünü şöyle sürdürdü: O gece yağmur yağdı, mescid çardak şeklinde olduğundan akmaya başladı. Bu gözlerim, yirmi birinci gecenin sabahında Resûlullah’ın burnu ve alnı üzerinde (secdeden dolayı) su ve çamur izlerini gördü.16

8) 17. Gecedir

Abdullah İbn-i Mes’ud (radıyallâhu anh) demiştir ki: “Resûlullah bize (hitaben); ‘Kadir gecesini Ramazan’ın 17. gecesinde 21. gecesinde ve 23. gecesinde arayınız!” buyurdu. Sonra sükût etti.17

Kadir Gecesinin Gizlenmesindeki Hikmetler

Kadir gecesinin gizlenmesinde pek çok hikmetler vardır. Cenabı Hak, bazı şeyleri bir takım hikmet ve maslahatlara binaen gizlemiştir. Bizim için sır olan bu şeylere bazen sürpriz mükâfatlar vaat etmiştir. Nitekim Ramazan ayında Kadir gecesini gizlediği gibi, Cuma gününde icabet saatini, beş vakit namaz içerisinde Salât-ı Vustâ’yı, yüzlerce ismi arasında İsm-i A’zamı gizlemiştir. Rızasını taat ve ibadetler içerisinde, gazabını haramlar ve isyanlar içerisinde, eceli de yaşanan bir ömür içerisinde gizlemiştir. Bunlar gizli kaldıkça sadece sınırlı bir zaman dilimine veya bölüme değil bütüne önem verilir. 

Kadir gecesinin zamanı kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler, bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir gecesinin bildirilmesi halinde fertler, sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirlerdi. Hâlbuki kısmî belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir gecesi ümidiyle bütün Ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur. Ayrıca Kadir gecesinin bildirilmemesi yoluyla fertlerin bilerek ona saygısızlık göstermeleri veya tazimde aşırıya kaçmaları önlenmiş olur.18

Bu geceye ihtimam ve tazim gösteren müminler, Kadir gecesinin hayır ve bereketine ermek için muhtemel geceleri ganimet bilip ihya etmeyi; dua ve niyazlarını umumîleştirerek bütün din kardeşlerini dualarına dâhil etmeliler.

Sonuç

Kur’an ayetlerinde Kadir gecesinin faziletine dikkat çekilmiş fakat Kadir gecesinin ne zaman olduğu bildirilmemiştir. Hadislerde ise Ramazan ayının tamamına, son on gecesine ve özellikle 21, 23, 25, 27 gibi tek gecelere işaret edilmiştir. Bu konuda Ashab-ı Kiram’dan da farklı görüş ve müşahedeler nakledilmiştir. Aralarında İmam Ebû Hanife’nin de bulunduğu kimi âlimlere göre hadis-i şeriflerde Kadir gecesiyle ilgili zikredilen bu sayılar, kıyamete kadar bütün seneler için geçerli değildir. Sadece Resûl-i Ekrem’in bu sayıları söylediği yılların Ramazan ayları için geçerlidir. Öyle ki, her Ramazan ayında farklı bir gece için takdir edilmesi ihtimali vardır. Bu itibarla Allah ve Resulü tarafından hangi gece olduğu açıkça bildirilmeyen bu geceyi sadece ihtimallerden birisi olan Ramazanın 27. gecesine hasretmek ve kesin nazarıyla bakmak uygun olmaz.

Bu konuda nakledilen rivayetleri Buhari ve Müslim gibi en sahih kaynaklarda yer alan hadisler ışığında değerlendirecek olursak şu sonuca varabiliriz: Ramazan ayının son on gecesine ve hususiyle tek gecelere işaret eden hadisler, sıhhat bakımından en kuvvetli rivayetlerdir. 

Bu gecenin gizlenmesindeki hikmet ve maslahatlar da gözetilerek müminlerin Ramazan gecelerini bütünüyle ihya etmeleri, hiç olmazsa son on geceyi dolu dolu değerlendirmeleri ve böylece Kur’an’da haber verilen bin aydan daha hayırlı bir zaman dilimini idrak ve ihya etmeleri mümkündür. Bin ay ise seksen üç sene dört ay yahut otuz bine yakın gece demektir.

Esasen her hususta ümmetine örnek olduğu gibi, Kadir gecesini değerlendirme konusunda da en güzel örneği Efendimiz (s.a.s.) bizlere sunmaktadır. Nitekim O, Ramazan ayının son on gününü ve gecesini itikâfta geçirmek suretiyle en isabetli yolu izlemiştir. Efendimiz (s.a.s.), itikâfta bulunduğu süre içerisinde Allah’a ibadet ve taatte bulunmakta, dua, tevbe ve istiğfar etmekte, evrad, ezkar, Kur’an tilaveti, namaz ve niyazlarla dopdolu bir kulluk yolunu temsil etmektedir. Böylece hem Ramazan ayını dolu dolu geçirmekte hem de Kadir gecesi olması muhtemel geceleri değerlendirmektedir. Yakınlarını uyandırmakta, ashabına ve dolayısıyla sonradan gelecek ümmetine de bilfiil örnek olmaktadır.

Yazar: Doç. Dr. Kadir Paksoy

Dipnot:

  1. Ebû Dâvûd, Salât 124
  2. Buharî, Leyletu’l-kadr 5; Müslim, İ’tikâf 7
  3. Buhârî, Leyletu’l-kadr 3, İtikâf 1
  4. Buhârî, Leyletu’l-kadr 2; Müslim, Sıyâm 213
  5. Buhârî, Leyletu’l-kadr 3
  6. Buhârî, Leyletu’l-kadr 3
  7. Buhârî, Leyletu’l-kadr 2; Müslim, Sıyâm 205
  8. Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 312
  9. Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebîr, X, 121; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 312
  10. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 221
  11. Müslim, Sıyâm 207
  12. Müslim, Salâtu’l-musâfirin 179
  13. Buhari, Leyletü’l-Kadr 3
  14. Ebû Dâvûd, Kıyamu Ramazan 2
  15. Ebû Dâvûd, Kıyamu Ramazan 2
  16. Buhari, Leyletu’l-Kadr 1; Müslim, Sıyam 215
  17. Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 307
  18. Fahreddin er-Râzî, Mefâtihu’l-gayb, XXXII, 28–29
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.