Damatlara Yapılan Baskı

230

Kureyş o kadar sinsi yaklaşıyordu ki, başta Allah Resûlü olmakla birlikte Hz. Hatice’ye de acı yaşatmak için üzerlerinde toplumsal baskı kurmaya çalışıyordu. Bu sebeple, risalet öncesinde evlendirdikleri üç kızlarını boşamaları hususunda Efendimiz’in damatlarına baskı yapıyorlar ve Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) kızlarını boşadıkları takdirde, istedikleri kızlarla evlendirecekleri konusunda garanti veriyorlardı. Efendimiz’in kızları Rukiyye ve Ümmü Gülsüm, Ebû Leheb’in iki oğlu Utbe ve Uteybe ile evli idiler. Utbe ve Uteybe, baskılar karşısında direnecek fıtratta değillerdi ve istedikleri kızlarla evlenme garantisini alır almaz da bırakıverdiler Rukiyye ve Ümmü Gülsüm’ü… Yıkılan yuvalar, ayrı bir hicrana sebep oluyordu Allah Resûlü ve kerim eşi Hz. Hatice için…

Normal şartlarda bir anne ve baba için, sadece bir çocuklarının bozulan yuvası bile acı kaynağı olurken burada Efendiler Efendisi ve kerim zevcesi Hz. Hatice, bir anda iki kızının yıkılan yuvasıyla karşı karşıya kalıvermişlerdi. Hem de ortada, bunu gerektiren hiçbir sebep yokken… Tek sebep, her ikisinin de Allah Resûlü’nün kızı olmasıydı.

Yalnız Zeyneb validemizin kocası Ebû’l-Âs, bu baskılara boyun eğmemiş ve Efendimiz’in kızını terk ederek akıntıya kürek çekmemişti. Zira o, kararını kendisi verecek kadar onurlu, aile işlerine başkasının burnunu sokturmayacak kadar da izzetli bir hayat yaşıyordu. Ortada bir mesele var ise, bunun kararını kendisi verir ve sonraki hayatını da kendi iradesiyle yönlendirirdi. Onun için bir ailede huzur var ise, bunu dışarıdan hiçbir güç yıkmaya yeltenmemeliydi. Huzurlu bir ailesi vardı ve hanımının farklı düşünmesi de bu huzuru hiç etkilemiyor; aksine bu huzurun artması istikametinde katkıda bulunuyordu. Bunun için, bütün baskılara karşı kulağını tıkamış, sadece yapması gerekeni yapıyor, kuru gürültüye pabuç bırakmıyordu.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.