Kervan İçin Medine’den Hareket/Bedir (12 Ramazan 2 Hicrî)
Mekke’de baskı ve zulümlerden dolayı dinlerini yaşama imkânı bulamayan ve sürekli şiddete maruz kalan Müslümanlar, izin verilmesiyle birlikte Medine’ye hicret etmişler ve orada Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) rehberlik ettiği temelinde din, vicdan, adalet ve kimlik hürriyetinin yer aldığı yeni bir sosyal hayata başlamışlardı. Fakat hicretlerini bile Mekkelilerin tazyiki altında yapmak zorunda kalan muhacirler, bütün birikimlerini, mal mülklerini ve doğup büyüdükleri evlerini eşyalarıyla beraber arkada bırakmışlardı.
Müslümanların varlığına tahammül edemeyen ve sürekli onlara zarar verme düşüncesiyle yatıp kalkan Mekkeliler, onları Medine’de de rahat bırakmıyordu. Burada beraber yaşadıkları farklı gruplara tehdit içerikli yazılı ve sözlü mesajlar gönderiyor; onlardan Müslümanları diyarlarından kovmalarını aksi takdirde topyekûn Medine’ye saldıracakları uyarısında bulunuyorlardı.
Bütün girişimleri, Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) yerinde ve zamanında müdahaleleriyle sonuçsuz kalan Mekkeliler, harekete geçmiş ve ilk olarak Müslümanların arkalarında bıraktıkları malı mülkü yağmalamışlardı. Ardından da yağmaladıkları bu malları satmak ve onlardan elde ettikleri gelirle mühimmat satın alıp Müslümanları kendi varlıklarıyla vurmak istemişlerdi ki bunun için Ebû Süfyân’ı büyük bir kervanla Şam’a göndermişlerdi.
Arkada bıraktığı Hazreti Abbas (radıyallahu anh) gibi Müslümanlar vesilesiyle Mekke’deki gelişmeleri takip eden Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm), gönderdiği seriyyelerle de bölgedeki hareketliliği yakından izliyor ve onları, Müslümanlar lehine değerlendirmeye çalışıyordu. Gidiş yolunda yakalanamayan kervanı dönüş yolunda kontrol altına almak istiyordu. Hazreti Talha İbn-i Ubeydullah (radıyallahu anh) ile Hazreti Saîd İbn-i Zeyd’i (radıyallahu anh) Şam’daki Kureyş kervanı hakkında bilgi toplamak için göndermişti.1
Elde edilen bulgu ve malumatlar, kervanın Şam’da işini bitirdiğini ve Mekke’ye dönüş için yolda olduğunu haber veriyordu. Kervandakilerin Mekkelilere ulaşması büyük bir savaşa zemin hazırlayacak ve kan dökülmesine vesile olacaktı. Bunu engellemek isteyen Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm) kervan için yola çıkılacağını ve katılmak isteyenlerin hazırlık yapması gerektiğini duyurdu. Bunun üzerine üç yüz onu aşkın sahabî hicretin ikinci yılı Ramazan ayının on ikisinde Medine’den hareket etti.