Sevr’den Ayrılış (1 Rebiülevvel Hicrî 1)

287

Tarih 1 Rebiülevvel Pazartesi Hicrî 1. yılı gösteriyordu. Allah Resûlü ve Hz. Ebû Bekir, Sevr’de üç günü arkada bırakmışlardı. Derken Âmir ile birlikte rehber Abdullah İbn Uraykıt da gelmiş; kendilerini Medine’ye taşıyacak olan develeri beraberinde getirmişti. Zira bugün Sevr’den Medine’ye doğru hareket edilecekti.

Develeri teslim alan Hz. Ebû Bekir (radıyallahu anh), en güzel ve bakımlı olanını Efendimiz’e takdim etti ve:

– Anam-babam sana feda olsun! Bin yâ Resûlallah, dedi.

Beklemediği bir tepkiyle karşılaşacaktı:

– Ben, bana ait olmayan deveye binmem.

Hz. Ebû Bekir bu durumda ‘Sıddîk’ vasfına uygun hareket edecek, ve:

– Anam-babam sana feda olsun! O senindir yâ Resûlallah, diyecekti.

Fakat, bu da çözüm olmamıştı. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), ısrarlıydı:

– Hayır, ancak, satın aldığın değeri sana ödemek şartıyla.

Mecburen anlattı Ebû Bekir. Bunun üzerine Habîb-i Zîşan:

– Ben de onu, bu bedele senden aldım, buyurdu ve böylelikle, hicret gibi önemli bir dönüm noktasında, ümmete kalıcı bir mesaj daha sunulmuş olunuyordu.

Mekke’den gelen haberler, arama taleplerinin ilk günküne nispetle kısmen de olsa şiddetini yitirdiğini söylüyordu. Demek ki artık, ayrılık vakti gelmişti.

Rebîülevvel ayının ilk ışıklarıydı. Yine bir pazartesi sabahı erkenden mağaradan ayrıldılar. Önce sahil tarafından batıya, ardından da Kızıl Deniz cihetinden asıl hedefleri olan Medine istikametine doğru yol alacaklardı.

Bir an önce Mekke civarından uzaklaşmak istiyorlardı. Bunun için durup dinlenmeden yarın ikindi vaktine kadar yaklaşık 35 saat yol gideceklerdi.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.