“Muta”nın Haramlığının Tekrar Hatırlatılışı (14 Zilhicce 10 Hicrî)

587

Bugün veda tavafını yapan ve ihram namazını kılan Allah Resûlü, namaz sonrasında uyarılarına devam etti; cemaatini son bir defa daha kontrol eder gibi bir hâli vardı. Toplumun kanayan yaralarını yeniden gündeme getiriyor ve dün ile bugünün arasındaki farkı ortaya koyup yeniden eskiye dönmemek için insanları ikaz ediyordu. Namaz konusunda duyarlı olmayı ifade etmiş ve hemen arkasından konuyu kadınlar konusuna getirmiş ve “Aman ha! Sakın aksatmayın ve onlara gözünüz gibi bakın!” manasında şöyle demişti:

“Namaz, namaz! Ellerinizin altındaki kölelere takat getiremeyecekleri görevler vermeyin. Kadınların hakları hususunda da Allah Allah! Zira onlar size bağlıdır ve yanınızda hiçbir şeye malik değildir. Siz onları Allah’ın birer emaneti olarak aldınız. Kendileri size Allah’ın emriyle helal oldu.”

Yine konuyu kadınlara getirmişti; neredeyse her fırsatta onları gündeme getiriyor ve Câhiliyye döneminde ayaklar altında çiğnenen kadınlık dünyasına, kendilerine yakışır şekilde muamele etmelerini istiyordu. 

Üstelik bununla da kalmadı; devam ediyor ve “Dikkat edin!” diyordu. Herkesindikkatini çekmek için bir kez daha “Ey İnsanlar!” diye seslendi. “Bu konuda çok hata edecek, söylenilenleri çabuk unutacaksınız!” der gibi bir hâli vardı. “… Dikkat edin!  Şüphesiz ki Allah (celle celâlühü), Kıyâmet’e kadar mutayı size haram kılmıştır! Kimin yanında böyle birisi varsa ona hemen yol versin; ondan ayrılsın ve ona verdiği şeyden hiçbirini geri almasın!” dedi.

O’ndan bu cümleleri duyanlar, bundan dört yıl önce yaşadıkları Hayber günlerini hatırlıyorlardı. O gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Câhiliyye’de yaygın olarak uygulanan bu türlü geçici birliktelikleri yasaklamış ve “nikah” adı altında icra edilen bu uygulamaya son vermişti. Hatta Hayber’dekinden daha büyük kalabalıklara ve özellikle de yeni müslüman olan Mekkelilere de hatırlatmış, fetih günü Muta’nın haramlığını tekrar gündeme getirmişti. Şimdi ise, Efendimiz’in etrafında o günlerden daha büyük bir kitle vardı; dağ başlarından ve derin vadilerden akıp akıp gelmiş, ilk defa görüştükleri Resûlullah’tan din adına yeni yeni bilgiler alıyorlardı. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem), cemaati için bu kapının Kıyâmet’e kadar kapandığını ilan ediyordu.

Mekke’den hicret eden muhâcirlere de bir uyarısı vardı. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), muhtemelen bazılarının yeniden Mekke’ye geri dönme düşüncelerini hissetmişti ki onların “muhacir” vasıflarını kaybetmemelerini arzuladığını ifade sadedinde şunları söyledi:

“Muhâcirinin hac ibadetlerini yerine getirdikten sonra Mekke’de kalabileceği müddet, en fazla üç gündür!”

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.