Hendek’te Ashâba Tavsiye Edilen Dua (21 Zilkâde 5 Hicrî)
Medine müdafaasında, Hendek’te üç bin sahabe, on bini aşkın sayısıyla Ahzâb ordusuyla karşı karşıya gelmişti. Ancak aradan yirmi gün geçmesine rağmen düşmanda geri dönme niyeti sezilmiyor ve her defasında farklı bir taktikle karşılarına çıkmaya çalışıyorlardı.
Hicretin beşinci yılı Zilkâde ayının yirmi biri pazartesi günüydü; öğle ile ikindi namazı arasında Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Ahzâb mescidine geldi ve mübarek ellerini kaldırarak şöyle dua etmeye başladı:
– Ey kitabı indiren ve hesabı seri gören Allah’ım! Şu Ahzâb ordusunun ahengini boz ve onları paramparça eyle; onlara karşı bize nusret lütfedip inâyetini müyesser kıl!1
Şefkat ve merhamet peygamberi Allah Resûlü’ne bu şekilde dua yaptıracak kadar ileri gitmiş ve sıkıntı üstüne sıkıntı vermek istemişlerdi. Canların dudaklara geldiği noktada O da, esbaba tevessülde kusuru olmadığı gibi hâlini Rabb-i Rahîm’ine arz ediyor ve nusret talebinde bulunuyordu.
Aynı duayı salı ve çarşamba günü de tekrarlayacaktı; hatta tazyiklerden bunalan ashâb-ı kirâm hazretleri Efendiler Efendisi’ne dönecek ve:
– Yâ Resûlallah, diyecekti. “Artık canlarımız gırtlağımıza geldi; bu durumdan kurtulmak için söyleyip de yapabileceğimiz bir şey yok mu?”
– Evet; var, buyurdu Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem). “Allah’ım! Ayıp ve kusurlarımızı ört; korku ve endişelerimizi de nihâyete erdir diye dua edin!”2
Ashâbına dua tavsiye eden Habîb-i Kibriyâ Hazretleri’nin dilinde o gün de sürekli dua vardı; bir defasında şöyle dua ettiğini duymuşlardı:
– Allah’ım! Senden, vadettiğin inâyet ve yardımını gerçekleştirmeni diliyorum; aksi hâlde, Allah’ım! Yeryüzünde Sana ibadet edecek gönül kalmayacak!3
Duanın akabinde büyük bir inşirahla ümmetine dönen Allah Resûlü’nün, mübarek yüzlerine akseden beşaşet hemen fark edilmiş ve ashâb-ı kirâm da, yakında gelip gerçekleşecek beşaret ve inâyetin sevinciyle mesrur olmuşlardı.4