Tarama Kategorisi

Medine

Uhud sonrası münafıkların tavrı

Uhud’a giderken yoldan dönen ve ashâb arasında moral bozukluğuna sebep olan münafıklar, yaptıklarından dolayı üzülüp pişmanlık duyacaklarına bir de tutmuş yapılanların yanlış olduğunu söyleyip Medine’de yeni bir kazan daha kaynatıyorlardı.

Hamrâü’l-Esed

Cumartesi akşamından itibaren yaralarını sarıp da evinde dinlenmeye çekilen ashâb, pazar sabahı Hz. Bilâl’in ezanıyla birlikte Mescid-i Nebevî”ye gelmişti. İnsanlığın Emîni Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), dünden bu yana düşünüp

Uhud sonrası yarımadada oluşan hava

Bir badire daha atlatılmış ve müşrikler yeniden geri püskürtülmüştü. Ancak bundan emin olmak gerekiyordu. Bu arada etraftan gelen haberler de iç açıcı değildi; Uhud’un yaralarını sarıp Hamrâü’l-Esed’den de zaferlerini tescil ettirerek

Miras hükümleri

Beri tarafta her şeye rağmen devam eden bir hayat vardı ve hayatın bu akışı içinde yaşanan olaylara paralel olarak Cibrîl-i Emîn’le olan münasebet bütün canlılığıyla devam ediyordu. Uhud’da kocası Sa’d İbn Rebî’i şehit veren Hz. Amre Binti

Yetim hakkı ve çok eşliliğe gelen sınır

İnsanlar arasında adalet, genel anlamda güçlünün tayin ettiği esaslar üzerinde yürüyen bir sistemdi. Bu sistemin içinde bir insanın, sırtını dayayacağı güçlü bir dayanağı yoksa işi bitik demekti. Yetim çocuklar da aynı durumdaydı. Sıklıkla

Uhud Sonrası Güvenlik Seferleri

Uhud sonrası ilk seriyye, Ebû Seleme’nin yüz elli kişilik Benû Esed İbn Huzeyme seriyyesiydi. Henüz aradan iki ay geçmiş, Muharrem ayının hilali daha yeni görülmüştü. Huveylid’in iki oğlu Tuleyha ve Seleme, Benû Esed arasında eli kılıç

Suikast için gönderilen genç ve şefkatle gelen değişim

Hâlâ Bedir’in intikamını alamadığını ve Uhud gibi bir fırsatı değerlendiremediğini düşünen Mekke, inadından vazgeçmiş değildi; kin ve nefretle oturuyor, intikam yeminleri edip şiddetle kalkıyorlardı! Bir aralık Ebû Süfyân, etrafına

Efendimiz’in irşad ekibine kurulan komplo: Racî’

Hicretin dördüncü yılı Safer ayıydı. Uhud sonrasında zafiyet yaşadığını düşündükleri Medine, Hamrâü’l-Esed’le müşriklerin yanıldığını göstermiş ve hemen arkasından müşriklerin iki ayrı yerde gösterdikleri teşebbüs de, daha başlamadan

Efendimiz’in eğitim kadrosuna darbe: Bi’r-i Maûne

Uhud sonrası dördüncü yılın Safer ayının içinde Âmir İbn Mâlik adında bir şahıs Efendimiz’i ziyarete gelmişti. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) onu İslâm’a davet ediyordu ama adam, ne Müslüman oluyor ne de karşı koyduğunu