Anne ile Evladının Arasını Ayırmak Zulümdür!
Günahsız, dupduru, nur çehreli, şefkat ve merhamete muhtaç bir varlık olan çocuk ve Allah’ın, şefkat, merhamet, incelik ve hassasiyetle donattığı, donatıp çocuklarını yetiştirme konusunu tabiatının bir derinliği haline getirdiği anne bir bütündür. Anne ile çocuk arasında çok sıkı bir bağ vardır. Bir annenin çocuğundan veya çocuğun annesinden ay(ı)rılması dünyadaki en zor şeylerden birisidir. Bu durum hem çocuğun hem de annenin ruhunda iyileşmez yaralar açabilir.
Annenin gönlü çocuğuna karşı şefkatle doludur. Annenin yavrusuna şefkati Peygamber Efendimiz’e (sas) Rabb’in kullarına karşı merhametini anımsatır.1 Anne her türlü ihtiyacını karşıladığı çocuğunu hep kendisine tercih eder ve ondan ayrılmaya asla dayanamaz.2 Bu sebeple aralarındaki bağ öyle bir bağdır ki bu bağı koparanları, Peygamber Efendimiz (sas) şiddetle uyarır:
“Anne ile evladının arasını ayıranın, Allah da kıyamet günü sevdikleriyle arasını ayırır.” 3
Beni Kureyza, Ahzâb ordusuyla ittifak edip Hendek’te içeriden saldırınca, bu ihanetin karşılığı olarak kuşatılmış ve yaklaşık bin kadarı esir alınmıştı. Bu esirler arasında kadın ve çocuklar da vardı. Allah Resûlü (sas) esirlere yapılacak muameleyi anlatırken,4 çocukların annelerinden ayrılmamasını da özellikle ashâbına tembih etmişti.
Böylece Şefkat ve merhamet Peygamberi Efendimiz (sas) savaş esirleri arasındaki bir düşman çocuğunun bile annesinden ayrılmasına izin vermemiş ve “Çocuk büluğ çağına erişinceye kadar annesiyle arasına girilmez!”5 buyurarak ashâbına, çocukların, annelerinden ayrılmaması gerektiğini belirtmiş ve “Anne ile çocuğunu birbirinden ayıranları Allah (celle celâluhû), Kıyâmet Günü’nde en sevdikleri insanlardan ayırır!”6 buyurmuşlardır.
Bu ne büyük bir tehdittir! Çocuğun anne kucağında büyüme hakkına sahip olduğunu ve buna kimsenin engel olmaya hakkının olmadığını belirten7 Allah Resûlü (sas), çocuğun annesinden ayrılmaması gerektiğini kesin ifadelerle ortaya koymuştur. Zira bu durum hem gönlü şefkatle dolu anneye hem de masum yavrusuna en büyük zulümdür.
İnsanlığın İftihar Tablosu namaz kadar ulvî bir ibadeti eda etmek için ashâbına imam olduğunda bile, cemaatindeki ufacık bebeklerin hâlini ve hakkını gözetmiş ve şöyle buyurmuştur: “Bazen kıraati uzatma niyetiyle namaza başlıyorum da bir yavrunun ağlayışını duyunca annesinin ona gösterdiği şefkatten dolayı yaşayacağı tedirginliği düşünerek namazı hafif kıldırıyorum.”8
Allah Resûlü (sas) sadece anne ve çocuğun değil aile fertlerinin de birbirinden ayrılmaması gerektiği üzerinde durmuş ve Hazreti Ali’nin yanında çalıştırmak üzere tutuğu iki kardeşi farklı yerlerde istihdam ettiğini duyunca Hazreti Ali’ye, gidip o iki kardeşi getirmesini ve birbirlerinden ayrı yerlerde çalıştırmamasını tembih etmişti.9
Bu sebepledir ki sahabe efendilerimiz, bu nebevî tehditten çekindikleri için yanlarında istihdam ettikleri aileyi bütünüyle almış ve hepsini aynı mekânda bulundurmuşlardır.10 Onun için ki İslam alimleri bu meselenin ehemmiyetini anlatırken, sadece anne ile çocuğu arasını değil, aynı zamanda baba ile çocuk ve kardeşler arasını da ayırmamak gerektiği üzerinde durmuşlardır.11
Dipnot:
- Buhârî, Edeb, 18; Müslim, Tevbe 22
- Ebû Dâvûd, Talâk, 34-35 (2276)
- Tirmizî, Büyû’ 52 (1283); Dârimî, Siyer 39 (2507)
- Vâkıdî, Megâzî 374
- Vâkıdî, Megâzî 374
- Tirmizî, Büyû’ 52 (1283); Dârimî, Siyer 39 (2507)
- Ebû Dâvûd, Talâk, 34-35 (2276)
- Buhârî, Ezan 65; Müslim, Salât 192
- Bkz. Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned 2/155 (760).
- Bkz. İbn-i Mâce, Ticâret 46 2/755 (2248)
- İbn-i Kayyım, Zâdü’l-Meâd 3/114