İsra ve Mirac Mucizesi (27 Receb Risaletin 11. yılı)
Risaletin 11. yılı Receb ayının 27. gecesi Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Allah tarafından İsra ve Mirac yolculuğuna çıkartılmıştır. Yolculuğun temel hedefi, Allah’ın “bazı ayetlerini Resûlü’ne göstermek” (İsra Sûresi 17/1) istemesidir. Yolculuk boyunca Allah Resûlü, Mescid-i Aksa’yı, peygamberleri, semaları, melekleri, Sidretül’-Münteha’yı, Beyt-i Ma’mur’u, Hicab’ı, Cennet ve Cehennem’e ait bazı manzaraları, Refref’i ve asli hüviyetiyle Cibrîl aleyhisselâm’ı… görmüş kader kaleminin cızırtılarını duymuştur. Gezdiği yerlerin sakinleri de bu vesileyle Allah Resûlü’nü görme bahtiyarlığına erişmişlerdir.
Bu mucize yolculukta Mescid-i Haram’dan Beyt-i Ma’mur’a kadar kendisine Cibrîl (aleyhisselâm) eşlik ve rehberlik etmiştir. Yolculuğun Mescid-i Aksa’ya kadar olan kısmı “Burak” isimli bir binekle, Mescid-i Aksa’dan Beyt-i Ma’mur’a kadar olan kısmı “Mirac” isimli bir vasıtayla gerçekleşmiştir.
Yolculuk bitip Ümmetinin arasına ve vazifesinin başına geri dönerken beraberinde beş vakit namaz, Bakara Sûresi’nin son iki ayeti… gibi hediyelerle gelmiştir.
Allah, Kur’ân’ın değişik yerlerinde O’na gösterdiklerinden ve O’nun gördükleri karşısında sergilediği duruştan bahsetmiş; Allah Resûlü de gördüklerini, değişik zamanlarda dile getirerek ümmetini haberdar eylemiştir.
İsra ve Mirac mucizesi, Mekkelilerin ve Taiflilerin zulmünden çok çeken; amca Ebû Talib ve Hz. Hadîce’nin (radiyallahü anhâ) vefatıyla hüzne gark olan, iki büyük desteğini kaybeden Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) için büyük bir teselli olmuştur.