Hz. Fatıma’nın Vefatı (3 Ramazan 11 Hicrî)
Efendimiz’in ciğerparesi Hz. Fatıma, hastaydı ve hastalığı her geçen gün ağırlaşıyordu. Durumunun farkında olan Ehl-i Beyt’in annesi, bu günün müjdesini sevgili babasından tam altı ay önce almıştı. Yolculuğa çıkmaya hazırlıklıydı. Hastalığı sırasında kendisini hiç yalnız bırakmayan Hz. Ebu Bekir’in hanımı Esma bint-i Ümeys’e:
– Ben kadınlara yapılan cenaze merasiminden hoşlanmıyorum. Kadınlar kefene sarılıp götürülüyorlar. Vücut hatları belli oluyor. İnsanlar onları görüyor. Yarın erkeklerin vücudumun yanı başında olacak olmasından haya ederim, dedi.
Esma binti Ümeys, durumun nezaketini, Hz. Fatıma’nın da edeb ve hayasını çok iyi kavramıştı. Bir müddet sustuktan sonra:
– Ey Allah Resûlü’nün kızı! Sana Habeşistan’da gördüğüm bir şeyi göstereyim mi?
Sonra ayağa kalkıp hemen yaş hurma yaprakları getirtti. Onları sanduka haline getirtip elbiseleri içine koyarak Hz. Fatıma’ya Habeşlilerin ölülerini koydukları tabutu tarif etti.
Hz. Fatıma bu defin şeklini çok beğenmişti. Haya ve edeb abidesi, Cennetliklerin hanımefendisinin gözleri parladı,
– Bu ne kadar güzel bir şey! Bu şekilde yapıldığında kadınlar, erkeklerin bakışından kurtulur. Sen beni örttüğün gibi Allah da senin günahlarını örtsün.
Efendimiz’in pak zevcelerinden Ümmü Seleme validemiz de sık sık Hz. Fatıma’yı ziyarete gidiyordu. Hastalığı nedeniyle iyice solup sararan bu nazenin çiçeğe baktıkça Allah Rasulü’nü hatırlıyor, O’nun emaneti olan kızına hizmette kusur etmemeye çalışıyordu.
Bir sabah Hz. Fatıma’nın yanına geldiğinde onu her zamankinden farklı bir halde buldu. Ağrıları daha da artmış, yüzü solmuştu. Belli ki ötelere yolculuğun ilk hazırlıkları yapılıyordu. Hz. Fatıma, Ümmü Seleme’ye baktı ve,
– Ey anneciğim! Bana su dök de gusül abdesti alayım, dedi.
Ümmü Seleme validemiz hemen ayağa kalkıp gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra Hz. Fatıma’ya gusül abdesti aldırdı. Sonra Hz. Fatıma, sanki gelin olmaya hazırlanıyormuş gibi yeni elbiselerini istedi:
– Bana yeni elbiselerimi ver de giyeyim!
Onları giydikten sonra, “Beni yatağıma götürür müsün!” diye rica etti. Hz. Ümmü Seleme, Hz. Fatımayı büyük bir ihtimamla yatağına götürdü. Yüzünü kıbleye çevirdi, ellerini yanaklarının altına koydu. Uykuya dalmadan önce son bir kez baktı Hz. Ümmü Seleme’ye.
– Anneciğim! diye seslendi.
– Buyur canım kızım!
– Anneciğim, ben ölüyorum. Temizlendim. Artık kimse beni açmasın.
Zaten tertemiz bir çiçekti Hz. Fatıma. “Ama temizlendim, beni kimse açmasın!” diye tembihte bulunmuştu. Babasına gidiyordu. Dudaklarının kenarında hafif bir tebessüm, ihtimal ki aradığına, beklediğine, özlediğine, sevgili babasına kavuşmuştu. Gözlerini bu aleme usulca kapattı babasından 170 gün sonra.