Haince Bir Senaryo ve Şehit Edilen Ashâb: Racî’ (Safer Hicrî 4)

665

Hicretin dördüncü yılı Safer ayında Adal ve Kârre halkına mensup yedi kişilik bir heyet Medine’ye geldi.1 İslam’ı kabul ettiklerini ve kendilerine dinin ahkâmını öğretecek mürşidlere ihtiyaçları olduğunu söylediler. Sonra da Resûlullah’tan, kendilerine Kur’ân’ı öğretecek muallim talebinde bulundular.2

Onların hidayet haberine ve bu taleplerine çok sevinen Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), heyetin güvenliklerinin temin edileceğine dair kendilerinden söz aldıktan sonra Suffe ashâbından;

Hazreti Mersed İbn-i Mersed’i (radıyallahu anh),

Hazreti Hâlid İbn-i Bükeyr’i (radıyallahu anh),

Hazreti Âsım İbn-i Sâbit’i (radıyallahu anh),

Hazreti Hubeyb İbn-i Adiyy’i (radıyallahu anh),

Hazreti Zeyd İbn-i Desinne’yi (radıyallahu anh),

Hazreti Abdullah İbn-i Târık’ı (radıyallahu anh),

Hazreti Abdullah’ın ana bir kardeşi Hazreti Muattib İbn-i Ubeyd’i (radıyallahu anh) ve daha üç kişiyi seçti ve söz konusu kabilelere gidip onlara din adına rehberlik yapmalarını emir buyurdu.3

On sahabî hemen gerekli hazırlıkları yapıp Hazreti Âsım İbn-i Sâbit’i (radıyallahu anh) idaresinde yola koyuldular.4 Hicâz tarafında bulunan Hüzeyl kabilesinin kullandığı Racî’ denilen kuyunun başına kadar geldiklerinde hadisenin önceden hazırlanan bir senaryo olduğunu fark ettiler. Zira burada Adel ve Kârre temsilcileri gadr ve ihanette bulunup onlara saldırmak için Lihyânoğullarından yardım istedi.5

Tuzağı farkeden Hazreti Âsım ve arkadaşları bir dağın tepesine sığındılar. Lihyânoğullarından izleri takip eden yüz kadar okçu onların yerlerini tespit edip etraflarını kuşattılar. “Şâyet teslim olursanız söz veriyoruz, sizden kimseyi öldürmeyeceğiz!” diye seslendiler. Amaçları onları esir almak ve para karşılığında Mekkelilere satmaktı.6

Hamrâü’l-Esed’de Efendimiz’in söylediği sözler kulaklarına küpe olmuştu ve aynı delikten iki defa ısırılmayı düşünmüyorlardı. Onun için kanlarının son damlasına kadar savaşmayı tercih ettiler. Hazreti Âsım ve dava arkadaşları: “Vallahi, biz müşrikten hiçbir zaman ahd ve akd kabul etmeyiz!” dediler.7

Bunun üzerine müşrikler onları oka tuttular. Ashâb-ı kirâm hazretleri ateş çemberinin içinde kalmışlardı. Eldeki kıt imkânlarla hazırlıklı bir kitleye karşı uzun zaman savaşmanın imkânı yoktu ve çok geçmeden yedi sahabî oracıkta şehit oldu. Geride Hubeyb İbn-i Adiyy, Zeyd İbn-i Desinne ve Abdullah İbn-i Târık olmak üzere üç kişi kaldılar. Lihyânoğulları, teslim oldukları takdirde kendilerine bir şey yapmayacaklarını tekrarlıyor ve işi daha fazla uzatmadan ok atıp kılıç sallamayı bırakmalarını istiyorlardı. Bunun üzerine üç sahabî teslim oldu.

Önce, yaylarındaki sicimleri çözerek üçünün de ellerini bağladılar. Bu durumdan rahatsız olan ve bir şey yapmayacaklarına dair verdikleri sözü hatırlatan Abdullah İbn-i Târık: “İşte bu ilk hıyanet!” diyerek itiraz edince üzerine üşüşüp taşlayarak oracıkta onu da öldürdüler. Ardından da Hazreti Hubeyb İbn-i Adiyy ile Hazreti Zeyd İbn-i Desinne’yi götürüp Mekkelilere sattılar.8


Dipnot:

  1. Vâkıdî, Megâzî 266; İbn-i Sa’d, Tabakât 2/42
  2. İbn-i Hişâm, Sîre 2/108; Vâkıdî, Megâzî 266; İbn-i Sa’d, Tabakât 2/42
  3. Buhârî, Cihâd 170, Megâzî 28; Vâkıdî, Megâzî 266, 267; İbn-i Sa’d, Tabakât 2/42. Ashâb-ı kirâmın altı veya yedi kişi oldukları da ifade edilmektedir. Bkz.: İbn-i Hişâm, Sîre 2/108; Vâkıdî, Megâzî 266
  4. Hazreti Mersed İbn-i Mersed (radıyallahu anh) olduğu da kaydedilmektedir. Bkz.: İbn-i Hişâm, Sîre 2/108; Vâkıdî, Megâzî 267
  5. İbn-i Hişâm, Sîre 2/108; Vâkıdî, Megâzî 267; İbn-i Sa’d, Tabakât 2/42
  6. Buhârî, Megâzî 28; İbn-i Hişâm, Sîre 2/108; Vâkıdî, Megâzî 267; İbn-i Sa’d, Tabakât 2/42
  7. Buhârî, Megâzî 28; İbn-i Hişâm, Sîre 2/108; İbn-i Sa’d, Tabakât 2/42
  8. Buhârî, Megâzî 28; İbn-i Hişâm, Sîre 2/109; Vâkıdî, Megâzî 267, 268; İbn-i Sa’d, Tabakât 2/42
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.