Efendimiz’in (sas) İsimleri
Efendimiz’in (sas) isimleri hakkında bilgi verir misiniz?
Efendimiz’in isimleri ile, onun için kullanılan isimleri kastediyoruz. Ebû Bekir ibn Arabî “Allah Teâlâ’nın 1000 ismi vardır. Efendimiz’in de 1000 ismi vardır.” demiştir. Efendimiz’in en çok bilinen ismi Muhammed’dir. O’nun isimlerinin sayısını beş yüze kadar dayandıran âlimler de çıkmıştır. Bu konuda Suyûti “el-Behîcetü’s-Seniyye” isimli müstakil bir kitap kaleme almıştır.
Hazreti Cübeyr b. Mut’im (radıyallahu teâlâ anh) Efendimiz’in isimleri ile ilgili olarak şu hadisini rivayet eder: “Benim isimlerim var: Ben Muhammed’im, ben Ahmed’im, Allah benimle küfrü mahvedeceği el-Mâhî’yim (mahvedici). Ben Hâşir’im (toplayıcıyım, insanlar benim arkamda haşredilecektir). Ben Âkıb’ım (en son gelen), benden sonra peygamber gelmeyecektir.”1 Hadiste Efendimiz, “İsimlerim var.” buyurmuş, ama bu isimlerin beş tanesini zikretmiştir.
Başka bir hadislerinde “Ben Muhammed’im, Ben Ahmed’im, Ben Nebiyyü’r-Rahmetim, Ben Nebiyyü’t-Tevbe’yim, Ben Mukaffî’yım, Ben Hâşir’im, Ben Nebiyyü’l-Melâhim’im.” buyurur.2
Muhammed ismini Efendimiz’e dedesi Abdülmuttalib vermiştir. Kendisine:
– Niçin bu ismi verdin, diye soranlara:
– İstedim ki onu hem gök ehli hem de yeryüzü sakinleri takdir etsin, ona hamd ü senada bulunsunlar, cevabını vermiştir.3
Kur’ân-ı Kerim’de dört yerde Muhammed ismi geçerken4 Ahmed ismi ise Saf Sûresi altıncı ayetinde Hz. İsa’nın sözünü hikâye zımnında geçer.
Muhammed, ‘hamd’ kökünden gelen bir kelimedir. Muhammed ismi kip olarak mübalâğayı ifade eder. Yani çokça övülmüş demektir. Pek çok defa övülmüş manâsında kullanıldığı gibi, takdir edilip gıpta edilen sıfatları kendisinde cem’ eden anlamına da gelir.
Ahmed ismi ise hamdedenlerin en çok hamdedeni, en çok hamdeden anlamına gelen bir ifade kalıbıdır. Efendimiz’in Ahmed diye isimlenmesinin sebebi şöyle açıklanır: Peygamber Efendimiz’e Cenab-ı Hak makam-ı Mahmud’dan öyle hamdler ve öyle güzel senalar ihsan edecektir ki, böyle bir lütuf hediyesi hiç kimseye nasip olmamıştır. Resûlullah da kendisine bahşedilen bu hususi hamdlerle Rabbini sena edecek ve O’na tahmidde bulunacaktır.
Şifa sahibi Kadı İyaz şöyle der: “Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) Muhammed olarak isimlendirilmeden önce Ahmed’di. Çünkü geçmiş semavî kitaplarda (Tevrat ve İncil’de) O, Ahmed diye isimlendiriliyordu. Kur’ân-ı Kerim’de ise O’nun adı Muhammed olarak geçer. Burada anlatılmak istenen şey; onun Rabbini, insanlar onu övmeden önce övmüş olmasıdır. O, ahirette de, Rabbine hamdedecek, Allah da onun şefaatini kabul buyuracak ve insanlar bundan dolayı ona hamdedecektir. O, Hamd suresi (Fatiha), Livau’l–Hamd ve Makam-ı Mahmud gibi hediyelerle serfiraz kılındı; değişik fiillerinden sonra hamdetmesi ona teşri kılındı; ümmeti ‘Hammâdûn’ diye isimlendirildi ve onda hamd’ın bütün manâları cem’ olundu.”5
el-Mâhî, ismi ise mahveden, yok eden ve ortadan kaldıran demektir. Küfrü ortadan kaldıran veya kendisine tâbi olanlardan kötülükleri kaldıran anlamında kullanılmıştır.
el-Hâşir, toplayan, bir araya getiren demektir. Kıyamet günü önce, Peygamber Efendimiz diriltilecek, sonra da diğer insanlar diriltileceklerdir. En kalabalık ümmetin Peygamberi olarak ahirette bir sığınma makamı, bir nusret eli olarak insanları kendine cezbedecektir.
el-Âkıb kelimesi ise ‘sonuncu’ anlamına gelir. Kendinden sonra peygamber gelmeyecek demektir. Onun son peygamber olduğuna dair gerek ayet gerekse hadis-i şeriflerde hükümler bulunmaktadır.
Efendimiz’in başka isimlerinin de bulunmasına rağmen, bu hadiste bunları “beş”le sınırlamasını İbn Hacer şöyle açıklar: “Benim kendime özel beş ismim var, benden önce bu isimler eski kavimlerde büyük ve meşhurlardan kimseye verilmemiştir.”
Bunlardan başka Efendimiz’in şu isimleri de örnek verilebilir: Rauf, Rahim, Mübeşşir, Nezir, Mübeyyin, Dâi ila’llah, Siracu’l-Münir, Müzekkir, Rahmet, Nimet, Hâdî, Şehid, Emin, Müzzemil, Müddessir, Muhtar, Mustafa, Şefi’, Müşeffa’, Sadık, Masduk, Yâsîn, Fatih, Hatim, Tâhâ vs…
Muhammed Dâmeğânî Şevku’l-Arûs ve Ünsü’n-Nüfûs adlı eserinde Ka’bu’l-Ahbâr’dan şunu nakleder: “Peygamber Efendimiz’in isimleri, Ehl-i Cennet nezdinde Abdülkerim; Ehl-i Arş nezdinde Abdülmecid; diğer melekler nezdinde Abdülhamid; Enbiya nezdinde Abdülvahhâb; Şeytanlar için Abdülkahhâr; Cinler nezdinde Abdürrahim; dağlar için Abdülhâlik; karalar için Abdülkâdir; denizler için Abdülmüheymin; balıklar için Abdülkuddûs; haşerât için Abdülğıyâs; vahşi canlılar için Abdülbâkî; yırtıcı canlılar için Abdüsselam; behâim için Abdülmümin; kuşlar için Abdülğaffâr; Tevrat’ta Müz Müz; İncil’de Tâb Tâb; Suhuf’ta Âkıb; Zebur’da Faruk; Allah nezdinde Tâ Hâ ve Yâ Sîn; Müminler için Muhammed’dir. Künyesi Ebu’l-Kâsım’dır. Cenneti ehl-i cennet için pay edeceği için.”6