Efendimiz’in (sas) savaşın önüne geçme çabaları

354

Her şeye rağmen Rahmet Peygamberi (sallallahu aleyhi ve sellem), son kez bir hamle daha yapıp Hz. Ömer’i müşriklerin bulunduğu yere gönderecek ve onları, kılıçların çekildiği en kritik anlarda bile savaştan vazgeçirmeye çalışacaktı. Belki de, biraz önce Utbe’yi, kızıl devesinin üzerinde insanları geri çevirmek için gayret gösterirken müşahede etmesi O’nu ümitlendirmişti. Gönderdiği mesajda onlara:

– Geri dönün, diye hitap ediyor ve olacaklar konusunda onları ikaz ediyordu.

Bütün bu gayretlerden de anlaşılacağı üzere Allah Resûlü’nün şahıslarla alıp veremediği bir mesele yoktu; O’nun hedefinde, Allah’ın rızası vardı. Mekke’den kopup da Bedir’e kadar gelenler ise, bu rızanın tahakkukunun önünde engel oluşturuyorlardı. Şu anda bile bırakıp geri gitselerdi, kıllarına bile dokunulmayacak ve bu rızayı kazanmaya matuf medeni hamleler artarak devam edecekti.

Onların ise, ne rızadan anlayacak akılları ne de kendilerini tehlikeye atmaktan kurtaracak liderleri vardı. Ebû Cehil gibi gözünü kin bürümüş bir firavuna teslim olan milletin başı elbette beladan kurtulmazdı ve o gün de öyle olacaktı!

Hz. Hatice Validemizin kuzeni olan Hakîm İbn Hizâm, Hz. Ömer’in getirdiği mesajı duyar duymaz hemen ileri atılacak ve:

– Samimi davranıp size nasihat ediyor; onu kabul edin! Zira sizler, bu nasihate rağmen O’na karşı savaşa devam ederseniz asla muzaffer olamazsınız, diyecekti. Bu havayı bozma işi yine Ebû Cehil’e aitti; hemen ileri atıldı ve:

– Vallahi, Allah onlar karşısında bize bu imkânı vermiş ve onları avucumuzun içine almışken asla geri dönmeyiz, deyiverdi.

Artık anlaşılmıştı; başında Ebû Cehil’in olduğu bu ordu, ne yapıp edecek ve ne pahasına olursa olsun savaşacaktı. Bütün ordu karşı çıksa bile, sadece Ebû Cehil’in şirretliği bu orduyu savaşa sürüklemeye yeterdi! Öyleyse, karşı çıkmanın hiçbir anlamı yoktu; kuzu kuzu gidip silahlarına sarılacak ve Ebû Cehil’in emrini yerine getirmeye çalışacaklardı.

Yazar: Dr. Reşit Haylamaz

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.