Browsing category

23. Yıl

“Arefe günü kadar Cehennemden insan azat edilen başka bir gün yoktur.” (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Herşey insanların gözü önünde cereyan ediyor olsa da Arafat’ta, hiç kimsenin muttali olmadığı ve sadece Efendimiz ile Rabbi arasında yaşanan muhavereler de vardı. Mesela bir aralık Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), “İzzet ve celal sahibi Allah, Arefe günü akşama doğru meleklerine şöyle seslendi” diye başlıdı sözlerine. Ardından Allah’ın, “Şu kullarıma bakınız; uzak yollardan bana saçları […]

Efendimiz’in (sas) Arafat’taki Duası (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün Arafat’ta vakfe duran Allah Resûlü, bu özel anlarda âdeta yüreği yırtılırcasına dua ediyordu. Cebel-i Rahme’nin eteğinde durmuş, Rahmân’dan nasıl mağfiret ve merhamet dilenileceğini herkese gösteriyordu! Mübarek ellerini göğüs hizasına kadar kaldırıp avuçlarını semaya doğru açmış dua dua yalvarmaktaydı. Hatta bir aralık Kasvâ’nın yuları elinden kayınca onu eliyle yakalamış ve bir eliyle yuları tutarken diğer […]

Maide Sûresi 3. Âyetin İnişi ve Hz. Ömer’in Gözyaşları (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Allah Resûlü, Arafat’ta vakfe halindeydi. Güneşin gurûba kaydığı demlerde Allah Resûlü’nün üzerinde farklı bir hâl görmüşlerdi. İşin aslına bakılınca gören görmüş, bilen de anlamıştı; Efendimiz’e vahiy geliyordu! Asırlar önce Hazreti İbrâhim’e hac menâsikini ta’lim için gelen Cebrâil, Kur’ân’ın yeni bir mesajını daha indirmek için Arafat’a gelmiş, Allah Resûlü’ne dinin kemale erdirildiği müjdesini veriyordu! Bu yönüyle […]

“Mina, erken gelenin menzilidir!” (8 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, hacılar için su depo edildiği ve Arafat’a doğru hareket etmeden önce hacılara ve bineklerine su verilerek suya kandırdıkları bir gündür. Yine Arafat’a su götürdükleri ya da günahkâr insanların susamış kimseler gibi Allah’ın rahmet deryasından doya doya istifade edecekleri gün olması hasebiyle de terviye günü denilmiştir. Zaten “Terviye” sözlük anlamı itibarıyla düşünme, sulama ve suya […]

“Size, gerçek mü’minin kim olduğunu haber vereyim mi?” (7 Zilhicce 10 Hicrî)

Yarın Mina’ya hareket edecek olan Allah Resûlü, bugün Ebtah’tan Kâbe’yi ziyarete gelmişti. Bir ara etrafındakilere, “Size, gerçek mü’minin kim olduğunu haber vereyim mi?” diye sordu. Dikkatleri kendi üzerine çekmiş ve anlatacaklarını iyice kavramaları için duyarlılıklarını zirve noktaya çıkarmıştı:  “O, malları ve canları hususunda diğer kimselerin kendisinden emin olduğu insandır. Doğru Müslüman, insanların, onun dilinden ve […]

“Ey insanlar! İlim, yeryüzünden kaldırılıp alınmadan önce ilmi elde edin!”(7 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün Kâbe’yi ziyaret edip örtüsünü değiştiren Allah Resûlü, insanlara da hitap etmişti. Öğrenmeyi teşvik adına da diyecekleri vardı. “Ey insanlar! İlim, yeryüzünden kaldırılıp alınmadan önce ilmi elde edin!” buyurdu. Herkesin bir çırpıda anlayabileceği bir beyan değildi bu ve aralarından birisi kalkıp sordu:  “Ey Allah’ın Resûlü! Elimizde mushaflar olduğu ve bu mushaflardakini öğrendiğimiz; kadınlarımıza, çocuklarımıza ve […]

Efendimiz’in (sas) Kâbe’nin Örtüsünü Değiştirmesi (7 Zilhicce 10 Hicrî)

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashâb-ı kirâm (radıyallahü anhüm), Arafat’a çıkılacak yolculuğun hazırlığı içindeler bugün. Zira yarın bu yolculuk başlayacak; “terviye” tabir edilen 8. gün Mina’ya, oradan da “arefe” günü Arafat’a çıkacaklar.  Arafat için Kâbe’den ayrılmadan önce Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) bugünü, hep Kâbe’de geçirecekti. Onun için Ebtah’tan hareket eden Fahr-i Âlem […]

“Önce kendi haccını yap; sonra da Şübrüme adına yaparsın!” (7 Zilhicce 10 Hicrî)

Diğer yanda yarına bugünden hazırlık yapmayı düşünenlerin ihrama girme işlemi de devam ediyordu. Bir aralık Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem), birisinin, “Şübrüme adına lebbeyk!” dediğini duydu. Bu niyet, kendisinin dışında Şübrüme adındaki birisi için vekaleten hac yapacağı anlamına geliyordu. Sözün sahibine döndü ve “Şübrüme kim?” diye sordu; “Bir yakınım veya erkek kardeşim!” demişti. Yanlış […]

“Ne niyetle ihrama girip telbiye getirdin?” (6 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, gün boyu Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Ebtah’ta kaldı. Huzuruna gelenlerin sorularını cevapladı. Yanlış bilgileri tashih etmekle meşgul oldu. Genel görüntüye bakıldığında çoğunlukla, bir önceki gün gündeme gelen konuların konuşulduğu anlaşılmakta. Mesela umre sonrası ihramdan çıkma, hac mevsiminde umre yapmamakla ilgili Câhiliye’den kalma kuralın kaldırılması, kurbanlık hayvanı hacca gelirken beraberinde getirme veya getirmemenin […]

Meysere İbn-i Mesrûk el-Absî’nin Müslüman Oluşu (6 Zilhicce 10 Hicrî)

Hac için Mekke’de bulunan Allah Resûlü, Ebtah’ta konaklıyordu. Bu sırada yanına Meysere İbn-i Mesrûk el-Absî adında birisi geldi. Önceden Efendimiz’i görmüş birisi olduğu her halinden belli oluyordu. On üç yıl önce Mina’da karşılaşmışlardı. Hac mevsiminde Mekke’ye gelen herkesle görüştüğü gibi Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem), Zeyd İbn-i Hârise ile birlikte Abs Kabilesi’nin yanına da […]