Browsing category

Risalet Günlüğü

Hudeybiye’de Kurbanlıkların Kesilmesi ve İhramdan Çıkış (24 Zilkâde 6 Hicrî)

Hudeybiye anlaşmasına kadar ashâb-ı kirâmın, Efendiler Efendisi’nin gördüğü rüyanın tahakkuk edeceğinde zerre kadar tereddüdü yoktu; bunun için Hudeybiye’ye kadar gelmiş ve hep, yıllar sonra yeniden Kâbe’yi tavaf etmenin hayallerini kurmuşlardı. Günlerdir burada yaşadıkları, şartları ağır bir anlaşma yapılarak geri dönüş hazırlıklarının başlamış olması ve son olarak da Ebû Cendel’in durumu onları ciddi manada sarsmıştı. Şimdi […]

Hz. Âişe Validemizle Evlilik (Şevval 1 Hicrî)

       Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) hicretinin üzerinden yedi ay geçmiş, Mescid‑i Nebevî inşa edilmiş ve etrafında yeni bir medeniyet şekillenmeye başlamıştı; zulmün hükümfermâ olduğu Mekke’de Kur’ân’a hasret kalan kulaklar, medeniyete maya olan Medîne semalarından yükselen beş vakit ezan sesiyle uyanıyor ve insanlar, ilâhî kelâmı terennüm etmede âdeta birbirleriyle yarışıyordu!        Beri tarafta, Allah Resûlü’ne (sallallahu aleyhi […]

Ramazan Ayı ve Peygamber Efendimiz’in (sas) Hayatındaki Yeri

On bir ayın sultanı, rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan kelime olarak “yaz sonunda yağıp yeryüzünü tozlardan temizleyen yağmur” mânasında “er-ramadî” kelimesinden veya “Güneş ışınlarından kum ve taşların yanıp kızması” anlamında olan “er-ramdâ” kelimesinden gelmektedir. Buna göre yağmur nasıl yeryüzünü temizleyip yıkarsa; kızgın yer, orada yürüyenlerin ayaklarını nasıl yakarsa, Ramazan ayı da öylece günahları […]

Fıtır Sadakasının Vacip Oluşu (28 Ramazan 2 Hicrî)

Ramazan’a has infak ve ibadet çeşitlerinden birisi de “Fıtır sadakası”dır. Türkçemizde öteden beri “fitre” olarak adlandırılan bu sadaka çeşiti; Allah’ın insana yaşama, Ramazan ayını idrak etme, onun bereketinden istifade etme imkânını vermesine karşılık infak türünden bir şük­randır. Fıtır sadakasına “baş zekâtı” veya “beden zekâtı” da denmektedir. Bu isimlendir­meler onun şahsa bağlı, yani her şahıs başına […]

En Büyük Fetih ve İlk Katliam (Şaban Hicrî 8)

En Büyük Fetih: Hudeybiye Medine’den umre niyetiyle hareket eden Müslümanların yolu, Mekkeliler tarafından kesilince Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm), Hudeybiye’de diplomasiyi devreye sokmuş ve uzun süren gelgitler sonucu onlarla bir anlaşma imzalamıştı. İlk bakışta Müslümanlar aleyhine ağır maddeler içeriyor gibi gözükse de bu anlaşma, bölgede huzura vesile olmuş ve Müslümanlar, on dokuz yıl sonra Mekke tehlikesinden uzak […]

Dûmetu’l-Cendel Seriyyesi (Şaban Hicrî 6)

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Hazreti Abdurrahman İbn-i Avf’ı çağırdı ve: “Hazır ol! Bugün veya yarın seni inşallah bir seriyyeye göndereceğim!” buyurdu. Sonra o gece onu, yedi yüz kişiyle birlikte Dûmetu’l-Cendel’e gönderdi ve o bölgede yaşayan insanları İslâm’a davet edip dönmesini emretti. Dûmetu’l-Cendel‘e varan Hazreti Abdurrahman (radıyallahu anh) üç gün boyunca o civardaki kabileleri İslâm’a davet […]

Turabe Seriyyesi (Şaban Hicrî 7)

Hevâzin kabilesinin bazı kollarının Medine’ye saldırmak için Turabe’de toplanmaya başladığını haber alan Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Hazreti Ömer’i (radıyallahu anh) otuz kişilik bir birlikle Turabe’ye gönderdi. Birlik, gündüz gizlenip gece hareket etti. Turabe’ye vardıklarında onların dağıldıklarını gördüler. Bunun üzerine Hazreti Ömer’e (radıyallahu anh) Has’am üzerine saldırı düzenleye biliriz teklifinde bulunuldu. Fakat o, Peygamber Efendimiz’den […]

“Hukuk kurallarının dışına çıkma!” (1 Muharrem 4 Hicrî)

Katan Seriyyesi Mekkelilerin yıllardır Müslümanlar aleyhine Arap yarımadasında ektiği nefret tohumları semere vermeye devam ediyordu! Tayyi’ kabilesine mensup Velid İbn-i Züheyr, Medine’ye yeğenini ziyaret için gelmişti. Yeğeni, ashâb-ı kiramdan Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) halası Ervâ’nın oğlu Hazreti Tuleyb İbn-i Umeyr’in (radıyallahu anh) eşiydi. Muhabbet esnasında Benî Esed’den iki kardeşin; Tuleyha İbn-i Huveylid ile Seleme İbn-i Huveylid’in […]

“Ey insanlar! Müslümanlara karşı dilinizi tutun!” (22 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün günlerden Perşembe. Sabahleyin Muarres’ten yola çıkan Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem), Medine’yi görünce bulunduğu tepede üç defa tekbir getirdi. Sanki Kâbe’nin firakını unutturan bir vuslat yaşıyor gibiydi ve ardından da şunları söyledi: “Allah’tan başka ilah yoktur; O’nun şeriki de yoktur! Mülk O’nundur; hamd de O’na mahsustur! Hem O, herşeye kâdirdir. Rabbimize dönenleriz, tevbekârlarız, […]

Efendimiz (sas) Muarres’te (21 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, günlerden Çarşamba. 7 gündür hareket halinde olan Allah Resûlü ve hacılar, artık Medine yakınındalar. Bathâ denilen yere geldiğinde Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), devesi Kasvâ’yı durdurdu ve burada indi.[1]Halbuki hedeflerindeki şehir Medine, bir nefeslik mesafede duruyordu!  Daha önceden de hatırlanacağı üzere “Muarres” de denilen Bathâ, Hazreti Cebrâil’in gelip de “Sen mübarek bir vadidesin!” […]