Browsing category

Medine

Efendimiz’in (sas) Elçileri

Bir taraftan da Fahr-i Kâinat Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), insanlara dini öğretmek, onları İslâm’a davet etmek, irşad ve tebliğ vazifesini yerine getirmek ve İslâm’a ait güzellikleri oralarda da temsil etmeleri için ashâbından belli başlı isimleri seçip etrafa göndermeye devam ediyordu. Zira cahiliye dönemine ait hastalıkların toplumdan sökülüp atılması, kalplerin temizlenerek yüce hakikatleri kavrayacak seviyeye […]

Hac Farîzasının Gelişi

Dokuzuncu yılın Zilkâde ayı içinde gelen âyetlerde: – Ziyarete gücü yeten herkese Beytullah’ı ziyaret etmek, Allah’ın onun üzerindeki hakkıdır, denilmek suretiyle bundan böyle hac ibadetinin de farz olduğu bildiriliyordu. Emr-i ilahîyi alan ve Kâbe’yi ziyaret etmeyi gönülden isteyen Efendiler Efendisi, müşriklerin orada yaptıkları yanlışları hatırlayacak ve: – Beytullah’ta bulunacak ve onu çırılçıplak tavaf edecekler; bu […]

Dokuzuncu Yılın Önemli Olayları

Tebûk’ten döndükten sonra münafıkların reisi konumundaki Abdullah İbn Übeyy İbn Selûl vefat etti; hakkında konuşulanları oğlu Abdullah da biliyordu ve Efendimiz’e gelerek, babasının namazını kıldırmasını talep etti. Babasına rağmen samimi bir mü’mindi ve Efendiler Efendisi de onun bu samimiyetine müspet cevap verecek, perde altından her türlü kötülüğü yapmış olsa bile, zahir itibariyle mü’min olduğunu söylediği […]

Diğer Gelişmeler

Bir tarafta bunlar olurken diğer yandan da beşer yolculuğu devam ediyor; doğumları ölümler, ölümleri de doğumlar takip ederek dünyanın yüzü sürekli değişiyordu. Habeşistan’dan bir haber vardı; yıllarca mü’minlere imkân tanıyıp da onları kabul eden Necâşî dünyaya gözlerini kapamıştı. Vefa insanı Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem) bu haberi önce ashâbıyla paylaştı. Ardından da onları, gıyâbî […]

Vedâ Haccı

Artık Kâbe, müşriklerden temizlenmiş ve Beytullah da, kendine yakışır şekilde ibadetle tanışmıştı; onu tavaf edenler ne alkış tutuyor, ne de elbiselerini çıkarıyorlardı! Resûl-ü Kibriyâ Hazretlerinin gelip de hac vazifesini yapmasına mâni bir durum kalmamıştı ve onuncu yılın Zilkâde ayına gelindiğinde Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), ashâbına da ilan ederek hac vazifesini eda etmek üzere […]

Arafat

Pazar gününden itibaren dört gün Mekke’de kalan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), ashâbıyla birlikte perşembe günü duhâ vaktinde Mina’ya yönelecekti; Nemira denilen yerde kendisine bir çadır kurulacak ve burada Efendimiz, beş vakit namazını kılacaktı. Batn-ı Vâdî’den geçip Arafat’a geldiğinde onlara dönmüş hutbe îrâd ediyordu. Etrafında yüz yirmi bin sahabî vardı; her biri de, Resûlullah’ın […]

Minâ

Zilhicce ayının onuncu günüydü; vaktin girişiyle birlikte sabah namazını da Müzdelife’de kılan Habîb-i Zîşân Hazretleri, Meş’ari’l-Haram’a gelip kıbleye dönmüş, dua ve tazarru ile Rabbine iltica ile gerilmiş, dua, tekbir, tehlil ve zikirle meşguldü. Güneş doğmadan önce yeniden Kasvâ’ya binecek ve Mina’ya gelecekti; bu sefer arkasına Fadl İbn Abbâs’ı almıştı. Bu sırada İbn Abbâs’a emretmiş, şeytan […]

Cemreler ve Vedâ

Derken yeniden Mekke’ye yöneldi; Kâbe’ye gelecek ve ‘ifâza’ tavafını yapıp öğle namazını kılacaktı! Ardından Abdulmuttaliboğullarının yanına gitti; kendisine zemzem takdim etmişler, O da bu Zemzemden içiyordu! Aynı gün yeniden Mina’ya geldi; o gece burada kalacaktı! Ertesi günün zeval vaktine kadar burada bekledi; güneş zevale kayınca, önce birinci, ardından ikinci ve nihâyet üçüncü cemrenin yanına gelerek […]

Peygamberlik İddiasında Bulunan Yalancılar

Medine’ye döndükten sonra devam eden elçilerin gönderilmesi ve hey’etlerin kabulü sırasında beklenmedik olaylar da olmaya başlamıştı; belki de Cenâb-ı Mevlâ, bu türlü arızaları Efendimiz’in hayatta olduğu dönemlere denk getirmiş ve böylelikle Müslümanlara, benzer durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini Resûlü’nün şahsında fiilen göstermek istemişti! İlk haber, Yemen taraflarından geliyordu; Esvedü’l-Ansî adında birisi çıkmış peygamberlik iddia ediyordu! Kehânet […]

Üsâme Ordusu

Safer ayının çıkmasına dört gün kala bir pazartesi günü Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), ashâbına sefer hazırlığı yapmaları emrini verdi; zira Rum diyarından tehdit sesleri yükseliyor ve orada bulunup da iman edenlere karşı akla-hayale gelmedik işkenceler uygulanıyordu. Bardağı taşıran son damla, Rum diyarına yakın belde olan Meân valisi Ferve İbn Amr’ın başına gelenlerdi; kendi […]