Browsing category

Hadis

Mü’min Neye Benzer?

İslam’ın ilk muhatapları, farklı kimliklerden (mü’min, müşrik, münafık, münkir ve ehl-i kitap gibi) oluşuyordu. Ve bu kimliklerin karakterleri, zihin kodları, hayat ve hareket felsefeleri, psikolojileri, bakış açıları, niyet ve hedefleri, duygu ve düşünceleri, tavır ve davranışları, söz ve eylemleri, hadiseler karşısında duruşları, iş, muamele ve münasebet ahlakları arasında büyük ve önemli farklılıklar vardı. Allah Resûlü, […]

Biri Bin Yapan Değerler

Ömrün hamd, huzur ve ihsan dolu geçmesi, ölümün ötelerdeki rıza yamaçlarına geçiş kapısı olması adına bazı hayati hususlar ve değerler vardır. İman, ahlak, vefa, takva, sevgi, saygı, sadakat, hayır, afiyet ve adalet belki ilk akla gelenler. Onlardan bir tanesi de içine girdiği her şeye ayrı bir derinlik, zenginlik, enginlik ve genişlik katan “bereket”tir. Lügat anlamı […]

Meleklerin İstiğfarına Mazhar Ruhlar

Müminlerin temel hedefi, ötelere, hataları, kusurları, isyanları ve nisyanları ilahi affa uğramış, her türlü haktan, lekeden ve kirden arınmış olarak tertemiz gitmektir. Zira bir imtihan meydanı olan dünya hayatı hitama erdiğinde herkesi çetin mi çetin bir muhakeme ve muhasebe beklemektedir. Emir olunan gibi istikamet üzere bir ömür sürenler açısından endişe edecek bir durum yoktur. Kur’ân […]

Sahurdaki Bereket

Allah Resûlü’nün (sas) “Sahur yapınız, zira sahurda bereket vardır.” beyanındaki bereketten maksat nedir? Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) kendisi sahura kalktığı gibi ümmetini de sahur yemeğinden istifadeye teşvik etmiş ve “Sahur yapınız, zira sahurda bereket vardır.”[1] buyurmuştur. Hadis alimleri, “Sahur yapınız, zira sahurda bereket vardır.” hadisindeki “Bereket”i şöyle açıklamışlardır: 1- Azda olsa sahurda yenilen yemek orucu tutmayı […]

Helâke Götüren Gereksiz Sorular

“Sizden önceki ümmetler, kesret-i sualle (gereksiz yere çok soru sormakla) helâk oldular.” hadisinden maksat nedir? Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) pek çok soru soruluyordu. Bu sorulardan bazıları nübüvvet makamına yaraşmayan ve işin nezaketini ihlal edici mahiyette olduğundan Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) çok rahatsız oluyordu. Özellikle zenginler, fısıltı hâlinde (necvâ) bazı özel isteklerde bulunuyorlardı. […]

İstiğfar, ne getirir ne götürür!?

Kur’ân ve Sünnet’in adres gösterdiği ve sürekli peşinde olunmasını emir ve tavsiye buyurduğu her türlü değerin ve hakikatin, dünyevî ve uhrevî, külli ve cüzi birçok hikmetleri ve faydaları vardır. Ayet ve hadislerde açık ve kapalı kendilerine işaret edilen bu faydaların bilinmesi, her anı imtihan ve hesaba tabi hayatımızı, bu değer ve hakikatlerle süsleme, sürdürme ve […]

Allah’a Yakınlık, Bela ve İmtihanlar

“Belâların en şiddetlisi enbiyâ-i izâm efendilerimize, sonra evliyayı kiram efendilerimize, sonra da derecelerine göre diğer mü’minleredir.” hadisini açıklar mısınız? Hadis-i Şerif’te “İnsanların en çok musibete uğrayanları evvela peygamberlerdir, sonra derecelerine göre (veliler ve salihler) gelir. Kişi dinine göre bela ve imtihanlara maruz kalır. Eğer salâbet-i diniyesi varsa, belası daha da artar. Fakat dininde gevşek yaşıyorsa […]

Din nasihattir/hayırhahlık ve samimiyettir!

“Din nasihattir.” hadis-i şerifiyle kastedilen hususlar nedir? “ed-Dînü en-nasîhatü” yani “Din nasihattir” veya “Din samimiyettir” iki mânâ vermemizin sebebi, Arap dilinde ne-sa-ha kelimesinin hem birine hayırhahlıkta bulunmak, hem de birine karşı samimi/içten olmak anlamına gelmesidir. Ancak âlimlerimiz bakış açıları ve önceliklerine göre, bu iki mânâdan birini diğerinden önce veya sonra zikredebilmişlerdir. Hadîsin tamamı Ahmed ibn […]

Allah Resûlü’nün İki Yönü

Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Allah’ım, beni fakir olarak yaşat, fakir olarak öldür ve fakir olarak haşret!” şeklindeki duasını nasıl anlamalıyız? Eğer ortada söylenmiş bir söz varsa, bu konuda mühim olan, o sözün nerede, hangi şartlar altında ve hangi siyakta söylendiğini değerlendirmek suretiyle mânâsını doğru anlamaya çalışmaktır. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Allah’ım, beni fakir […]

Uydurma olduğu veya sahih olmadığı tespit edilen ve Efendimiz’e (sas) isnad edilen bir söze hâla (mevzu hadis gibi) hadis denilmesinin sebebi nedir?

Durduğunuz yere ve bakış açınıza göre bu sorunun değişik cevapları var: İlki; çok tatmin edici değil. Hadis, lügat manası itibarıyla “söz” demektir. Hadis sıhhat kriterlerine göre sahih olmayan o sözlere hadis denilmesi lügat manası itibarıyladır; ıstılahi anlamda değildir. Bu açıklama çok tatmin edici değil, çünkü devamında bir şekilde Efendimiz’in (sas) adının geçtiği bir beyana siz […]