Browsing category

Siyer Felsefesi

Siyer-i seniyye Kur’ân-ı Kerim’in nasıl anlaşılması gerektiğini gösteren, nassların müfessir bir mümessili konumunda bulunan ve sürekli başvurulması gereken önemli bir kaynaktır. Resûl-i Ekrem Efendimiz(sas) mübarek hayatıyla, sözleri, tavır, davranış ve takrirleriyle vahye uygun bir hayatın nasıl yaşanacağını göstermiştir.

Farklı Kimliklere Bakışta En Temel Ölçü: Genelleme Yapmama (1)

Kâinata özellikle de yeryüzüne, hayret verici bir çeşitlilik ve renklilik hakimdir. Yüce Allah, varlığına, birliğine, isim ve sıfatlarına ayna tutan sanatını, tek türle ya da tekdüzelikle değil müthiş bir zenginlikle nazarlara arz etmiştir. Sesler, renkler, boylar, boyutlar, desenler, ambalajlar, genler, gezegenler… hep farklı farklıdır. Üstelik bütün bu farklılıklar, iç içedir. Dışardan bir müdahale olmadığı sürece […]

Asr-ı Saadet’te Kadınların, Problemlerin Çözümüne Sunduğu Katkı

Cahiliye döneminde kadın, hor, hakir ve uğursuz görülüyor; hak ve hukuku ayaklar altına alınıyordu. Hatta varlığı bile problem kabul ediliyor ve bazı kabilelerde küçük yaşta diri diri toprağa gömülüyordu. İlk vahyin inişi ve Muhammedü’l-Emîn’e verilen peygamberlik vazifesi, bekledikleri şafağın doğduğunu müjdeliyordu. Zira İslam, asırlardır devam eden bu gidişata, dur demiş ve tedricî bir şekilde kontrolsüz […]

Kriz Yönetiminde Nebevî Esaslar (3)

Seferberlik İslam toplumunun birlik ve beraberliğine büyük önem veren Allah Resûlü, inananları bu ufka taşıma adına sürekli hatırlatmalarda bulunuyor ve mesajlar veriyordu: “Mü’minler birbirini sevmede, birbirine merhamet etmede ve birbirini korumada bir vücut gibidir. Vücudun bir organı hasta olduğunda diğer organları da bundan dolayı uykusuzluğa ve ateşli hastalığa düçâr olur.”, “Mü’minlerin dertleriyle dertlenmeyen bizden değildir!”, […]

Kriz Yönetiminde Nebevî Esaslar (2)

Mekke’deki krizler karşısında takip ettiği “dışa açılım” ilkesi meyvesini vermiş; ikisi kadın yetmiş beş Medineli, Akabe’de Efendimiz’i (aleyhissalâtu vesselâm) ve ashabını memleketlerine davet etmişti. O’na ve Müslümanlara sahip çıkacak, ne pahasına olursa olsun davasına destek olacaklardı. Bunun üzerine Efendimiz, önce peyderpey ashabını Medine’ye göndermiş ardından da kendisi Mekkelilerin kurduğu suikast planını aşıp hicret yolculuğuna çıkmıştı. […]

Kriz Yönetiminde Nebevî Esaslar (1)

Kriz, genelde bir anda ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan, hayatın normal akışını çok olumsuz etkileyen, plan ve projeleri, hedef ve hesapları çıkmaza sokan hatta iyi yönetilip zararı en aza indirilmezse kaosa, çöküntüye ve büyük kayıplara sebebiyet verebilen olağandışı, tehlikeli ve zor dönemi ifade eder. Dün olduğu gibi bugün de fert, aile ve cemiyetler, idari, iktisadi, […]

Efendimiz’in (sas) Gençleri Yetiştirdiği Eğitim Yuvaları

Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) -hem Mekke’de hem de Medine’de- başta ilkler olmak üzere iman edenlerin büyük çoğunluğunu gençler oluşturuyordu. Bu gençlerin hepsi de Cahiliye adetlerinin şekillendirdiği aile ve çevre ortamından geliyorlardı. Doğup büyüdükleri evlerinde, sokağa hâkim olan yaşantıda, oyun ve eğlencelerde daha da ötesi Kâbe ve çevresinde tevhid, ahlak ve adalet ile bağdaşmayan birçok […]

Efendimiz (sas), Gençlerle Geleceğe Yürümüştür!

Firavun, Mısır halkını ve bütün usta sihirbazlarını bir meydana toplamıştı. Maksadı, Hz. Musa’yı (aleyhisselâm) mağlup etmek, toplum nezdindeki konumunu ve itibarını korumaktı. Firavun, mahir sihirbazlarına; sihirbazları, hünerlerine; Hz. Musa da Allah’a güveniyordu. Müsabaka, sihirbazların hünerlerini sergilemeleriyle başlamış ve büyülenen gözler, Hz. Musa’ya dönmüştü. O ise Allah’a dayanarak asasını meydana atıvermişti ki inayet-i ilahî ile bir […]

Efendimiz’in (sas) Kararlarında Kamuoyunu Dikkate Alması

İnsanların bir hususla alakalı duygu, düşünce, tercih ve muamelelerinde, yaşadıkları ana, döneme ve topluma hâkim olan fikirlerin, algıların, önyargıların kısacası kamuoyunun büyük yeri ve etkisi vardır. Zira zihinlerde kalan iz, bakış açısına, kararlara, eylem ve söylemlere doğrudan etki etmektedir. Hatta günümüzde bu husus, fert ve toplumlar üzerinde yürütülen psikolojik/soğuk savaşın ve reklam endüstrisinin en önemli […]

Mekkelilerin Mahalle Baskısı, Tecrit ve Hicret

“Yerleşik” olanın “yeni” ile kavgası, neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Zira fert ve cemiyetler, farklı duygu, düşünce ve fikirleri kabullenmede zorlanırlar. Özellikle örf, adet ve kabullerine ters; yaşadıkları günlük hayata dokunan gelişmeler karşısında hemen teyakkuza geçerler. Mesafeli yaklaşım, çok geçmeden yerini tahammülsüzlüğe bırakır. Geleneklerine zıt gördükleri yeniliklere hayat hakkı tanımadıkları gibi onu temsil edenlere de […]

Çile ve İmtihan Boyutuyla Asr-ı Saadet Hicretleri

Rahimde kalan çocuk, tohumda kalan ağaç, yumurtasında kalan civciv, dağında kalan maden, sedefinde kalan inci, kaynağında kalan su, kafada kalan fikir, indirildiği yerde kalan din, inkişaf edemez, büyüyemez ve insanlığa mal olamaz. Doğum, filiz verme, çatlama, çıkarılma, ayrılık, akma, davet ve hicret, dinamik hale gelmenin, dünyaya açılmanın ve geleceğe yürümenin bir başka adıdır. Ama bunların […]