Browsing category

Muhacir

İlim ve Hikmet Pınarı: Hz. Abdullah İbn-i Mesud (ra)

Allah Resûlü vefat ettiğinde Hz. Abdullah İbn-i Mesûd (radıyallahu anh) 41 yaşındaydı. Bedenen kısa boylu, zayıf ve zarif bir insandı. Bir gün Allah Resûlü kendisinden ağaca çıkıp meyve toplamasını istemiş ve bu esnada bacaklarının çelimsizliğini gören bazıları gülüvermişti. Bunun üzerine Allah Resûlü, “Ne gülüyorsunuz? Abdullah’ın tek ayağı, kıyamet günü mizanda Uhud’dan daha ağırdır!” buyurmuştu. Bu […]

Efendimiz’in (sas) Yetiştirdiği Prototip Gençler (3): Abdullah İbn-i Mes’ûd (ra)

Çocuk yaşta yetim kalan Abdullah İbn-i Mes’ûd, annesi Ümmü Abd’e destek olma adına ücret karşılığı Ukbe İbn-i Ebî Muayt’ın sürülerine çobanlık yapıyor; yarınlarından habersiz Mekke’nin bir vadisinde koyun otlatıyordu. Kendisine yaklaşan iki kişi “Ey delikanlı! Yanında bize ikram edebileceğin süt var mı?” diye sormuştu. O ise, “Evet, var! Lakin ben emanetçiyim ve mal sahibinden izinsiz […]

Ümmü Eymen: Efendimiz’e (sav) Adanmış Bir Ömür

Gençliğinin başındaydı ilerde Ümmü Eymen olarak tarihe geçecek Bereke Bint-i Sa’lebe. Siyahi ve Habeş asıllıydı. Kâbe’yi yıkmak için yola koyulan Ebrehe, orduya bazı kadınları da dahil etmişti ki onlardan birisi de Bereke idi. Hem Ebrehe hem de o, başlarına geleceklerden habersiz Mekke’ye doğru ilerliyorlardı. Bereke şimdilik bilmese ve bin bir endişe içerisinde ilerlese de Cenâb-ı […]

Nepotizm ve Hz. Iyâd İbn-i Ganm (ra)

Dünden bugüne devlet, millet, medeniyet ve müesseseleri çöküşe götüren ortak ve tekrarlanan birtakım hatalar vardır. İdeal – realite dengesini tutturamama, günübirlik hareket, dışa kapalılık, kaynakların plansız ve projesiz kullanımı, ihtiyaç sayısınca salih ve alanında mütehassıs insan yetiştirememe ya da vazifelendirmede liyakate dikkat etmeme, bölgesel ve küresel çapta meydana gelen değişim ve dönüşümü zamanında ve doğru […]

Hz. Ebû Bekir’in (ra) Kefeni ve Hayırda Yarış

Hz. Ebû Bekir (radıyallahu anh), denilince akla gelen şeyler, ilk yetişkin Müslüman olması, sıddıkiyeti, her manada Allah Resûlü’ne yakınlığı ve halifeliğidir. Bunların yanında onun hayatında öyle hassasiyetler vardır ki müminlere, dünya hayatını, maddi manevi imkanları, makam, mevki ve donanımı en doğru ve verimli şekilde kullanma adına nice dersler içerir. Bunların başında da mali imkanlarını, başkalarına […]

Müezzinimiz Bilal-i Habeşî

Bilal-i Habeşî, insanların boyunlarına tasmalar takılıp çarşı-pazarda köle niyetine satıldığı talihsiz bir dönemde Mekke’de dünyaya gelmişti. Aslen Habeşli idi. Anne babası da köle olan Bilal’in, ne yaşadığı gününde bir hakkı, ne de geleceği ile ilgili plânları vardı. Olamazdı da..! Zira, onun hayatı, efendisinin lütfundan ibaretti..! Güttüğü hayvanlarıyla eş tutulduğu anlar, adam yerine konulup lütufta bulunulduğu […]

Hudeybiye Anlaşması ve Hz. Ömer’in Feveranları

Hudeybiye Anlaşması Maddeleri Süheyl İbn Amr ve arkadaşları yeniden Mekke’ye dönmüş ve Hudeybiye’de gördükleri manzarayı olanca açıklığıyla Kureyş’e anlatmaya başlamışlardı. Arkadaşlarının öldürüldüğü haberi gelir gelmez her bir sahabînin aldığı tavırdan ve Allah Resûlü’nün beyat davetine icabet etmedeki süratlerinden oldukça etkilenmiş, bütün imkânsızlıklara rağmen savaşma konusundaki kararlılıklarından da ciddi manada çekinmişler ve gördüklerini arkadaşlarına anlatmışlardı. Müslümanların […]

Dünyanın Değiştiremediği Emîn İnsan Hz. Ebû Ubeyde İbn-i Cerrâh (ra)

Ebû Ubeyde bin Cerrah, her zaman emniyet telkin etmiş, emanet sıfatıyla yaşamış ve Hristiyanların dahi gönlüne taht kurmuş bir rabbaniydi. Hazreti Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) ashâbı birer yıldız gibidir. Bu yıldızlardan hangisine tutunursak bizi Cennet’e götüreceği muhakkaktır. Bu, bizzat Allah Resulü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) müjdesidir. Gökyüzünde milyarlarca yıldızın varlığından bahsedilmektedir. Ama her yıldızın […]

HZ. ÖMER’İN GELİŞİ VE İBN ERKAM’IN EVİNDEN ÇIKIŞ

Bir Çarşamba akşamıydı. Efendiler Efendisi, İbn Erkam’ın evinde bir akşam ellerini kaldırmış; dua dua yalvarıyordu. O kadar içten ve ısrarcıydı ki, bu durum yanındakilerin gözünden kaçmadı. Karıncalanmış avuçlarını semaya kaldırıp gözlerini semaya dikmiş, içtenlikle şöyle dua ediyordu: – Allah’ım! Şu iki adamdan hangisi daha sevimliyse onunla dinini aziz kıl: Ömer İbn Hattâb ve Amr İbn […]

Hicret Öncülerinden: Ümmü Habîbe

Mekke müşrikleri peygamberimize inanmamakla kalmıyor, iman edenleri de O’na inanmaktan ve mümince yaşamaktan alıkoymaya çalışıyorlardı. Bunun için her yolu deniyor her türlü işkenceye başvuruyorlardı. Halbuki insanın en tabii haklarından bir tanesi inanç özgürlüğüydü. Herkesin inandığı gibi yaşamasından daha tabii şey düşünülemezdi. Fakat inkârla tabiatları yozlaşmış ve insanlığını kaybetmiş kimselere bunu anlatmak hiç de kolay değildi. […]