Browsing category

09-Ramazan

Taif Heyetinin Müslüman Oluşu (15 Ramazan 9 Hicrî)

Sakîf elçileri, hicretin dokuzuncu yılı Ramazan ayında Medine’ye gelmişti. Efendiler Efendisi kendilerine Mescid-i Nebevî’nin içerisinde bir çadır kurdurmak istemiş ancak ashâb-ı kirâm arasından onların müşrik olduğunu öne sürerek bu durumu yadırgayanlar olmuştu. Bu halleriyle Mescid’de kalamayacaklarını ifade ediyorlardı ki Kendisine itiraz için gelenlere Allah Resûlü, “Yeryüzü hiçbir şeyden kirlenmez.” buyurmuştu. Bunun üzerine devreye giren ve aslen […]

Hemdan Heyetinin Medine’ye Gelişi (13 Ramazan 9 Hicrî)

İnsanların ve kabilelerin hür iradelerini kullanıp İslam’a girmelerinin önünde Mekkeliler ve Hevazinliler, büyük engel teşkil ediyordu. Allah’ın yardımıyla bu engeller ortadan kalkınca Arap yarımadasının her tarafından değişik kabileleri temsil eden heyetler akın akın Medine’ye gelmeye başlamışlardı. Onlardan bir tanesi de Kahtan’ın soyundan gelen Hemdanlıların heyetiydi. Heyette bulunan Dımam İbn-i Malik, Malik İbn-i Nemat, Malik İbn-i […]

Taif Heyetinin Medine’ye Gelişi (9 Ramazan 9 Hicrî)

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Huneyn sonrası o güne kadar Müslümanlar aleyhine yapıp ettiklerine karşılık Taif’i kuşatmış ve bir müddet sonra da kuşatmayı kaldırmıştı. Onların kendi hür tercihleriyle İslâm’a girmelerini istiyordu. Kuşatma sırasında bazı silahların yapımını ve kullanımını öğrenmek için Cüreş’te bulunan Urve İbn-i Mes’ud, kuşatma bittikten sonra dönmüş ve Taif’te yaşanan hadiseleri haber almıştı. […]

Himyer Meliklerinin İslâm’ı Kabulü (2 Ramazan 9 Hicrî)

Yemen’in güneyinde Cened şehri ve civarında yaşayan Himyerîler, Habeş ve Sâsânî hâkimiyetiyle birlikte küçük beyliklere bölünmüştü. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), İslam’a davet adına onlara, Hz. Ayyâş İbn-i Ebî Rebîa ile Hz. Muhâcir İbn-i Ebî Ümeyye’yi elçi olarak göndermişti.  Başta Hâris İbn-i Abdükülâl, kardeşleri Nuaym, Şürahbîl (Şüreyh), Nu‘mân, Meâfir ve Hemdân ile diğer bazı […]

“Uhud bizi sever biz de onu!” (1 Ramazan 9 Hicrî)

Uhud’da yetmiş kişi şehit düşmüş ve Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) başta olmakla Müslümanlar ciddi şekilde yaralanmıştı. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu manzaranın insanların kalbinde Uhud’a karşı bir küskünlük oluşturmaması, vefasızlık ve uğursuzluk isnadında bulunulmaması için Tebük dönüşü Uhud’un eteklerinden geçerken, uzun uzadıya bu dağa bakmış ve ardından da ashâbına dönüp: “Uhud öyle […]

“Hayırlılardan olmanız size kâfî değil mi?” (1 Ramazan 9 Hicrî)

Tebûk dönüşü Medine’ye girerken Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “Şüphesiz ki Ensâr’ın yurtlarının en hayırlısı Benî Neccâr’ın yurdudur. Sonra Benî Abd-i Eşhel’in yurdudur. Sonra Benî Addi’l-Hâris İbn-i Hazrec’in yurdudur. Sonra Benî Sâide’nin yurdudur. Ve Ensâr’ın yurtlarının hepsinde hayır vardır!” buyurmuştu. Çok geçmemişti ki Benî Sâide’ye mensup Hz. Sa’d İbn-i Ubâde (radıyallahu anh) onların yanına geldi. […]

“Ağlama kızım! Bu iş…” (1 Ramazan 9 Hicrî)

Tebûk dönüşü Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), her zaman olduğu gibi o gün de ilk olarak Mescid’e gitmiş, şükrünü eda adına namazını kıldıktan sonra kızı Fâtıma’nın kapısını çalmıştı. Uzun zamandır merakla beklediği babasını bir anda karşısında görünce sevincinden ne yapacağını şaşıran Hazreti Fâtıma, boynuna sarılıp mübarek yüzünü öpmüştü. Yalnız iki aydır seferde olan Resûlullah’ın […]

Efendimiz’in (sas) Tebûk Dönüşü Şiirlerle Karşılanması (1 Ramazan 9 Hicrî)

Medine, Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) ikliminde yaşar ve herkes hayatını O’na göre şekillendirirdi. O tebessüm edince Medine güler, O üzülünce Medine hüzne boğulurdu. O’nun Medine’den ayrılışı gözleri yollara kilitler; dönüşü, tarifsiz bir sevince vesile olurdu. O’nun geri dönüşü çocuklar için o günü adeta bayrama çevirirdi. Medine’nin dışına, Seniyyetü’l-Veda’ya çıkar ve O’nu en güzel şiirlerle […]

Tebûk’ten Medine’ye Dönüş (1 Ramazan 9 Hicrî)

Gassanlıların kendisine destek olan Bizanslılarla birlikte Medine’ye saldırmak istediklerini haber alan Allah Resûlü, Müslümanların temel hak ve hürriyetlerini korumak için Medine’de seferberlik ilan etmiş ve gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra Recep ayında Tebûk’e doğru sefere çıkmıştı. Yirmi gün Tebûk’te bekleyen Allah Resûlü, tehlikenin ortadan kalktığına kani olunca yaklaşık iki ay süren ayrılıktan sonra geri dönmek için […]