Browsing category

11-Zilkade

“O’nu bırakıp da kaçacak olanlar bizler miyiz!” (13 Zilkâde 6 Hicrî)

Hudeybiye’de konaklayan Allah Resûlü, dün Büdeyl İbn-i Verkâ’yı elçi olarak göndermiş ve maksadını Mekkelilere haber vermişti. Büdeyl’i dinleyen Mekkeliler, Urve İbn-i Mes’ûd’u, Büdeyl’in dediklerinin aslını araştırmak için Allah Resülü’ne göndermişti. Bugün Hudeybiye’ye ulaşan Urve, gelir gelmez:  – Yâ Muhammed! Ben, Ka’b İbn-i Lüeyy ve Amir İbn-i Lüeyy’i, yanlarında sağmal develeri ve çoluk çocuklarıyla birlik­te Hudeybiye […]

Hudeybiye’de Efendimiz’in (sas) Diyalog Hamlesi (12 Zilkâde 6 Hicrî)

Mekke’de ve Hudeybiye’de dört gündür gergin bekleyiş devam ediyordu. Mekkeliler, Müslümanları umrelerini yapmaları için Mekke’ye sokmuyor; Müslümanlar da Hudeybiye’de konaklamış Allah Resûlü’nün yapacağı hamleyi gözlüyorlardı. İki taraf arasında gergin bekleyiş devam ederken Allah Resûlü’nün bulunduğu yere, aralarında Amr İbn-i Sâlim, Hırâş İbn-i Ümeyye, Hârice İbn-i Kürz ve Yezîd İbn-i Ümeyye gibi isimlerin bulunduğu bir heyetle […]

Hudeybiye’de Namaz Hassasiyeti (10 Zilkâde 6 Hicrî)

Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Hudeybiye’de kalacağı günlerde konaklayacağı çadır, Mekke’deki Harem bölgenin dışına kurulmuştu. Fakat Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), namazlarını Harem bölgesinin sınırları içine giriyor, öyle kılıyor ve kıldırıyordu. Bu hassasiyetin ana sebebi, Harem sınırları içerisinde yapılan ibadetin daha faziletli olmasıydı. Böylece Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), mekanın kutsiyetini dikkate alma şuurunu […]

Hudeybiye’ye Yağan Yağmur ve Tevhid Gerçeği (9 Zilkâde 6 Hicrî)

Umre kafilesi, Mekkeliler engel çıkartınca dün Hudeybiye’ye gelip konaklamıştı. Gece Hudeybiye’de gönülleri ferahlatan bir rahmet yağmış, böylelikle kuruyan otlara can gelmiş, susuzluktan bitkin düşen haşerata da ümit olmuştu. Mü’minler için de bu, rahmet-i ilahîyenin bir tezahürü anlamına geliyordu. Ancak herkes aynı ölçüde hassasiyet gösteremiyor ve tam zamanında gelen bu bereketi, sebeplere izafe ederek onu gerçek […]

Allah Resûlü (sas) Hudeybiye’de (8 Zilkâde 6 Hicrî)

Umre yolculuğu devam ediyordu. Nihâyet, Hudeybiye denilen mevkiye yaklaştıklarında, hiç beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kaldılar. Kasvâ çökmüş, her türlü çabaya rağmen bir türlü ayağa kalkıp yürümüyordu. Kasvâ’nın çökmesine ve ashâb-ı kirâmın onca gayretlerine rağmen bir türlü hareket etmemesine Allah Resûlü de bir anlam verememişti. Ashâb-ı kirâm: – Kasvâ inat etti, dediklerinde hemen: – Hayır! […]

“Savaş onları yiyip bitirdi.” (7 Zilkâde 6 Hicrî)

Mekke’den ayrılığın, Medine’ye hicretin altıncı yılında Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), umre niyetiyle yola çıkmıştı. Fakat Mekkelilerin nasıl bir tepki vereceğini ve ne tür bir hamle yapacağını önceden haber almak istiyordu. Böylece hem O’nun hem de yanında bulunan 1400 sahabenin pusuya düşmesinin önüne geçebilirdi. Bunun için görevlendirdiği ve henüz Müslümanlığı Mekkeliler tarafından bilinmeyen Hz. […]

Mekkelilerin İlk Umreye Mani Olma Kararı (6 Zilkâde 6 Hicrî)

Hicretten sonra ilk defa umre niyetiyle Mekke’ye doğru hareket eden Allah Resûlü ve ashabı, bugün Cuhfe’ye ulaşmış ve burada konaklamışlardı. Bu arada umre seferini haber alan Mekkeliler, bu durumu kendileri açısından kabullenilemez görmüş ve Müslümanların Mekke’ye girişini engellemek için birtakım girişimlerde bulunmuşlardı. Öncelikle Halid İbn-i Velid komutasında 200 süvariyi Kurâu’l-Gamîm’e yolladılar. Hakem İbn-i Abdimenaf’ın başında […]

“Allah, mallarınızı mübarek ve hayırlı kılsın!” (4 Zilkâde 6 Hicrî)

Zilkâde ayının başında umre niyetiyle Medine’den hareket eden Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), bugün annesinin de kabrinin bulunduğu Ebva’ya ulaşmıştı. Bu sırada Îmâ İbn-i Rahda isimli bir şahıs, ikisi süt yüklü bir kaç deveyi ve yüz civarında koyunu hediye olarak Kendisine göndermişti. Hediyeleri takdim eden Îmâ’nın oğlu Hufaf: “Babam bu develeri ve sütü, size […]

İlk Umre (Hudeybiye) İçin Medine’den Hareket (1 Zilkâde 6)

Gündüzler Mekke’nin hayaliyle tüllenirken geceler de Kâbe’de ibadet rüyalarıyla geçiyordu. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) de bir rüya görmüş ve bu rüyasında, ashâbının bir kısmının saçlarını tıraş ettirmiş, diğer bir kısmının da kısaltmış olarak emniyet ve güven içinde Kâbe’yi tavaf ettiklerine şahit olmuştu; Kâbe’nin anahtarlarını almış ve onu tavaf ederek umre vazifesini gerçekleştirmişti! Resûlullah, […]