Browsing category

17. Yıl

“Hukuk kurallarının dışına çıkma!” (1 Muharrem 4 Hicrî)

Katan Seriyyesi Mekkelilerin yıllardır Müslümanlar aleyhine Arap yarımadasında ektiği nefret tohumları semere vermeye devam ediyordu! Tayyi’ kabilesine mensup Velid İbn-i Züheyr, Medine’ye yeğenini ziyaret için gelmişti. Yeğeni, ashâb-ı kiramdan Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) halası Ervâ’nın oğlu Hazreti Tuleyb İbn-i Umeyr’in (radıyallahu anh) eşiydi. Muhabbet esnasında Benî Esed’den iki kardeşin; Tuleyha İbn-i Huveylid ile Seleme İbn-i Huveylid’in […]

Bedir’den Medine’ye Hareket (9 Zilkâde 4 Hicrî)

Ebû Süfyan’ın Uhud’dan ayrılırken yaptığı “Bedir’de buluşalım ve vuruşalım” davetine “Olur!” cevabını veren Allah Resûlü ve ashâbı, Zilkâde ayının başında Bedir’e ulaşmıştı. Müslümanların buraya kadar gelmesi çok önemliydi. Zira Uhud’da alınan yaradan dolayı cesaretlenen kabileler, Müslümanlar aleyhine yürüttükleri faaliyetlere hız vermişlerdi. Burada sekiz gün bekleyen Müslümanlar, psikolojik üstünlüğü tekrar ele geçirmişlerdi. Çünkü Ebû Süfyân ve […]

Hz. Âişe Validemizle Müsabaka (29 Şevval 4 Hicrî)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Bedir için ashâbıyla birlikte Medîne’den hareket etti. Bedir’e ikinci kez gidiliyordu; Uhud’dan ayrılırken Allah Resûlü’ne (sallallahu aleyhi ve sellem) seslenen Ebû Süfyân: – Bedir’de siz, şimdi de biz galip geldik; önümüzdeki yılın başında Bedir’de yeniden karşılaşıp savaşalım ki esas galibin kim olduğu ortaya çıksın,[1]demiş ve yeni adres olarak yine Bedir’i […]

Bedir’e Hareket: “Kimse gelmese tek gideceğim!” (27 Şevval 4 Hicrî)

Uhud’dan ayrılırken Ebû Süfyân: – Sizinle bizim aramızda yeni buluşma nokta ve zamanımız, gelecek yılın başında ve Bedir’de olacaktır; orada buluşur ve orada kozlarımızı paylaşırız, diye seslenmişti. Onun bu çıkışına mukabil Allah Resûlü de (sallallahu aleyhi ve sellem), Ebû Süfyân’a cevap vermekte olan Hz. Ömer’e seslenerek: – Allah’ın izniyle olur, de diye tembihlemiş, o da […]

Ümmü Seleme Validemizle Evlilik (24 Şevval 4 Hicrî)

Ölüm de doğum da bir hakikat idi; ancak, mânen ölmüş insanlara yeni bir doğum yaşatabilmek için İslâm’ın, kendisini taşıyacak yeni yeni sebeplere ihtiyacı vardı ki Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), bunların arayışındaydı. Bugünlerde Cenâb-ı Mevlâ (celle celâlühû), Hicâz’a açılan Zeyneb Validemiz gibi bir kapıyı kendi elleriyle toprağa emânet eden Efendiler Efendisi’ne (sallallahu aleyhi ve sellem) […]

Hz. Hüseyin’in (ra) Doğumu (5 Şaban Hicrî 4)

Tarih, hicretin dördüncü yılı Şaban ayının beşini gösterirken Hz. Ali (radiyallahü anh) ile Hz. Fatıma’nın (radiyallahü anhâ) ikinci çocukları dünyaya geldi: Hz. Hüseyin (radiyallahü anh). Allah Resûlü, Hz. Hasan’dan sonra torunu Hz. Hüseyin’in doğumuyla da çok mesrur oldu. Kulağına bizzat ezan okudu. Babası ismini “Harb” koymak istese de şiddetten ve şiddeti çağrıştıran şeylerden hiç hoşlanmayan […]

Bi’r-i Maûne ve Şehit Düşen Sahabîler (Safer Hicrî 4)

Hicretin dördüncü yılı Safer ayında Benû Âmir İbn-i Sa’saa kabilesinin lideri Ebû Berâ’ Âmir İbn-i Mâlik Medine’ye geldi. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ona İslâm’ı anlattı ve onu Müslüman olmaya davet etti. Ama o, ne Müslüman oldu ne de İslâm’a karşı olduğunu söyledi. Müteredditti. Belli ki zamana ihtiyacı vardı ve kendisi ‘evet’ diyemese de […]

Haince Bir Senaryo ve Şehit Edilen Ashâb: Racî’ (Safer Hicrî 4)

Hicretin dördüncü yılı Safer ayında Adal ve Kârre halkına mensup yedi kişilik bir heyet Medine’ye geldi. İslam’ı kabul ettiklerini ve kendilerine dinin ahkâmını öğretecek mürşidlere ihtiyaçları olduğunu söylediler. Sonra da Resûlullah’tan, kendilerine Kur’ân’ı öğretecek muallim talebinde bulundular. Onların hidayet haberine ve bu taleplerine çok sevinen Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), heyetin güvenliklerinin temin edileceğine […]