Browsing category

14. Yıl

Hz. Es’ad’a verilen eman ve biten kan davaları (11 Rebiülevvel Hicrî 1)

Hazreti Es’ad İbn-i Zürâre (radıyallahu anh) dün Buas savaşından kaynaklanan kan davası dolayısıyla gizlice Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına gelmiş ve geceyi O’nun misafir kaldığı evde geçirmişti. Bugün sabahleyin Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte, ashâb-ı kiramın huzuruna çıktı. Bir yandan bütün ashâbına, diğer yandan da özellikle Hz. Sa’d İbn-i Hayseme, Hz. Rifaâ ve Hz. […]

“Es’ad İbn-i Zürâre’yi göremiyorum! Nerede?” (10 Rebiülevvel Hicrî 1)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Kuba’da üçüncü gününü geçiriyordu. Herkes gelmiş “Hoş geldiniz” demiş ama kendisini Mekke’den Medine’ye davet eden Hazrecin nakîblerin Hazreti Es’ad İbn-i Zürâre’yi görememişti. Sordu: – “Es’ad İbn-i Zürâre’yi göremiyorum! Nerede?” İnsanlar birbirlerine bakışırken  Hz. Sa’d İbn-i Hayseme, Hz. Mübeşşir İbn-i Abdulmünzir ve Hz. Rifaâ İbn-i Abdulmünzir (radıyallahu anhum) yerlerinden kalktılar ve: […]

Selmân-ı Fârisî’nin Efendimiz’le (sas) buluşması (9 Rebiülevvel Hicrî 1)

Medine’de, O’nun gelişini heyecanla bekleyenlerden biri de, Selmân-ı Fârisî idi. İran topraklarından çıkmış; gerçek dini bulma adına önce Şam’a, daha sonra da sırasıyla Musul, Nusaybin ve Ammûriye’ye gelerek hakikat arayışını devam ettirmişti. Her uğradığı yer, onu aradığına bir miktar daha yaklaştırıyordu. En son Ammûriye’de yanında kaldığı papazın: – Buralarda, bizim gibi seni emanet edebileceğim kimse […]

Düşmanlık Andı (9 Rebiülevvel Hicrî 1)

Medine’de, Huyey İbn Ahtab ve Ebû Yâsir adında iki kardeş vardı. Her ikisi de, Tevrat ilmine vâkıf kimselerdi. Gelecek bir Nebi hakkında malûmat sahibi olan bu kardeşler, Efendimiz’in yakınlarına geldiğini duyunca merakla yola düşmüş; Kuba’ya kadar gelmişlerdi. Henüz sıcakların yeni başladığı kuşluk vaktiydi. Konakladığı yeri öğrendiler; çok geçmeden Amr İbn Avf oğullarının yurduna geldiler. İmanla […]

Efendimiz’in (sas) Mescid-i Kuba’yı İnşası (9 Rebiülevvel Hicrî 1)

Allah Resûlü’nden (sallallahu aleyhi ve sellem) önce hicret etmiş muhacirlerin büyük bir çoğunluğu da Kuba’da kalıyordu. Muhacirler burada bulundukları süre içinde Amr İbn-i Avf oğullarına ait hurma kurutulan boş bir arsayı cemaatle namaz kılmak için kullanıyorlardı. Hazreti Ebu Huzeyfe’nin azatlı kölesi Hz. Salim de burada onlara imamlık yapıyor ve beş vakit namaz kıldırıyordu. Dün (8 Rebiüelevvel […]

Kuba’da ilk hamle; ilk dershanenin açılışı (8 Rebiülevvel Hicrî 1)

Bugün, Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) hicret diyarında, Kuba’da geçirdiği ilk gün. 100 deve için peşine düşen kiralık katilleri geride bırakıp Kuba’ya varan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), bir müddet dinlenip sekiz günlük yol yorgunluğunu attıktan sonra kendi medeniyetini inşa adına hemen harekete geçmiş ve ilk hamlelerinden biri de “Menzilu’l-Uzzâb” yani “bekarlar evi” […]

İlk söz; “Selamı yayınız…” (8 Rebiülevvel Hicrî 1)

Allah Resûlü’nün hicret yolculuğu bugün son bulmuş ve O, Kuba’ya varmıştı. O’nun gelişini haber alan Yahudilerin büyük ve meşhur bilgini Husayn (Abdullah İbn-i Selam), kitaplarında gelişi ve vasıfları haber verilen Son Nebî’nin o olup olmadığını anlamak için hemen koşmuş gelmiş ve Allah Resûlü’nün simasını görür görmez Müslüman olmuştu. Bu sırada o Allah Resûlü’nün Medine’de ilk […]

“Vallahi de bu yüzde yalan yok!” (8 Rebiülevvel Hicrî 1)

Abdullah İbn Selâm, iyi bir Yahudi âlimiydi. Nesebi, Hz. Yûsuf ve dolayısıyla da Hz. Yakub’a (aleyhimü’s-se­lam) kadar dayanıyordu. İsrailoğulları arasında neş’et et­miş ve medeniyete beşiklik yapmaya hazırlanan Medine civarın­daki üç büyük Yahudi kabilesinden birisi olan Benî Kaynukâ arasında dünyaya gelmişti. Babası Selâm da, dedesi Hâris de iyi bir Yahudi âlimiydi; dolayısıyla o da iyi bir […]

Efendimiz’e (sas) Kuba’da ilk ikram (8 Rebiülevvel Hicrî 1)

Sekiz gündür yollarda olan Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) yorgundu. Oturunca Hz. Külsüm (radıyallahu anh), hemen bir şeyler ikram etmek istedi. Bunun için yanında duran hizmetçisine: “Ey Necîh! Misafirlerimize taze hurma getir.” dedi. Hizmetçinin isminin “Necîh” olmasından tefeülde bulunan Allah Resûlü, Hz. Ebu Bekr’e dönerek, “Necahna! (Kurtulduk, başardık) Ya Ebâ Bekr!” buyurdu. Hizmetli Necîh, […]