Browsing category

Risalet Günlüğü

Allah Resûlü (sas) Cuhfe’de (2 Zilhicce 10 Hicrî)

Hac yolculuğu Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) rehberliğinde devam ediyordu. Namaz kıldıktan sonra Ezrak vadisini arkada bırakan Efendimiz ve ashâbı, artık Mekke’ye daha yakındırlar. Zira adım attıkları Cuhfe, Mekke’ye 187 kilometre mesafededir. O gün istirahat için burada konaklanmış, havaların serinlemesini beklemek için gün boyunca Cuhfe’de kalınmıştı. Bu dinlenme esnasında vakti giren namazlar, “Hum” adı […]

Efendimiz (sas) Zu’l-Mecâz Panayırında (1 Zilhicce Risaletin 4-13. yılları)

Kâbe’ye 28, Arafat’a 5 km uzaklıkta, Muğammes vadisinde, Kebkeb dağının eteğinde, kurulan Zu’l-Mecâz panayırı, her yıl Zilhicce’nin 1’i ile 8’i arasında düzenlenirdi. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu panayırı da mesajını insanlara sunmak için bir zemin olarak değerlendirirdi. Sekiz gün boyunca bütün zamanını panayıra katılan Arap kabilelerini tek tek gezerek tevhide davet etmek, İslam’ı […]

“Bunu sana iade etmezdik! Ne var ki ihramlıyız!” (1 Zilhicce 10 Hicrî)

Hac yolculuğu devam ediyordu. Yeni ayın hilaliyle birlikte çıkılan yol, yorucu bir gece yolculuğundan sonra kafileyi Ebvâ’ya getirmişti. Sabahın erken saatleriydi. Mûtâd olduğu vechile yine namazlar kılınmış ve dinlenmek için istirahat ilan edilmişti.  Burada istirahat edip beklemeyi Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), özellikle istemişti; zira Ebvâ, bağrında annesi Hazreti Âmine’yi barındıran bir mekandı. Daha […]

“Yâ Şukayrâ! Şu an rengin ne güzel!” (29 Zilkâde 10 Hicrî)

Bir müddet dinlenen Allah Resûlü’nün hac yolculuğu yeniden başlamıştı. “Lahyu’l-Cemel”den itibaren yedi mil daha yürüdü ve Sukyâ’ya geldiler. Her geçen dakika sayıları artan hac yolcularının, tekbir, tehlil ve telbiye getirirken çıkardığı ses daha bir gürleşiyor, yürekleri titretiyordu!  Zu’l-Huleyfe’de ihrama girmeden önce Hazreti Âişe Validemiz saçını yağlamış ve koku sürünmüştü. Daha sonra da saçını yıkamamıştı. Kâha’ya vardıklarında […]

Allah Resûlü (sas) Arc’da (28 Zilkâde 10 Hicrî)

Allah Resûlü, hac yolculuğuna devam ediyordu. Gündüz güneşe maruz kalmadan daha fazla yol alabilmek için gecenin bir vakti kalkılmış, yolculuk yeniden başlamıştı. Bugün sabah vakti girdiğinde, Cuhfe yolu üzerindeki Üsâye’ye gelinmişti. Üsâye, Medîne’ye 140 km mesafede bir yerdi. Bu, 60 kilometre daha yol katettiklerini gösteriyordu.  Burada durup devesinden inen Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), sabah namazı için […]

Kaybolan Deve ve Sahabenin Hayat Anlayışı (28 Zilkâde 10 Hicrî)

Hac yolculuğuna devam eden Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) Arc’a ulaştığında konaklamak için durmuştu. Öğle vakti girmek üzereydi. Bu sırada Resûlullah’ın yanına, kızları Esmâ ve Âişe ile birlikte Hazreti Ebû Bekir de gelmişti. Zira acıkmışlar ve yola çıkmadan önce birşeyler yemek istemişlerdi! Bunun için Hazreti Ebû Bekir (radıyallahu anh), hizmetçisine seslenir ve azık yüklü […]

Efendimiz (sas) Hac Yolculuğunun Üçüncü Gününde (27 Zilkâde 10 Hicrî)

Hac yolculuğu boyunca sıcaktan etkilenmemek için geceleri de yol alınıyordu. Zira hac kafilesinde on binlerce insan vardı. Yatsı namazının ardından bir müddet dinlenildikten sonra yeniden yola düşülmüştü. Telbiyeler eşliğinde Medine’ye 68 kilometre uzaklıktaki Irku’z-Zubye’ye kadar gelinmişti. Demek ki Zü’l-Huleyfe’den bu tarafa 58 kilometre mesafe kat edilmişti!  İnsanlar yorulmuş, fecir de yaklaşmıştı. Şimdi yolculuğa ara verilecek […]

Yaralı Ceylan ve Nebevî Hassasiyet (27 Zilkâde 10 Hicrî)

Veda Haccı kafilesi, Ruveyse ile Arc arasındaki Üsâye’ye geldiklerinde, yolun kenarında yaralı bir ceylan gördüler; belli ki birisi tarafından hedef alınmış ve atılan bir okla avlanmak istenmişti! Herkes ihramlı olduğu için ona kimse el süremezdi. Yiyeceğe ihtiyaçları vardı ve ihramla imtihan oluyorlardı. Sultân-ı Rusül devreye girdi. Gölgede yatan bu yaralı ceylanın rahatsız edilmemesi için ashâbından birisini […]

“Sana da ecir vardır!” (27 Zilkâde 10 Hicrî)

Hac kafilesi, Ravhâ’da konaklarken çoluk-çocuk, kadın ve erkeklerden müteşekkil bir kervanın daha geldiği görüldü. Yanına yaklaştıklarında Resûlullah, ilk defa gördüğü bu insanlara selam verdi ve hangi kavimden olduklarını sordu. Müslüman olduklarını ve hacca gittiklerini söylüyorlardı! Resûlullah’ı görmeden iman etmiş, kendisine inananları hacca çağırdığını duymuş ve O’nun bu çağrısına uyarak onlar da yola koyulmuştu! Tabii olarak […]

“Ey Enceşe! Nazik ol! Kristaller kırılmasın!” (26 Zilkâde 10 Hicrî)

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte bugün hac yolculuğana çıkan annelerimizden her birisinin, kendisine mahsus bir hevdeci vardı. Develerini de Habeşli Enceşe yediyordu. Yolda giderken bir aralık Hazreti Enceşe develeri hızlandırmış, Efendimiz’in hanımları bir tedirginlik yaşamıştı. Bunun üzerine hilm ü silmin temsilcisi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), mütebessim bir çehreyle Hazreti Enceşe’ye dönmüş ve […]