Browsing category

Risalet Günlüğü

Efendimiz’in (sas) İfaza Tavafı (10 Zilhicce 10 Hicrî)

Şeytan taşlama, bayram namazı ve kurbanların kesilmesi derken vakit bir hayli ilerlemiş; artık öğle yaklaşmıştı. Efendiler Efendisi (sallalahu aleyhi ve sellem), Kasvâ’nın getirilmesini talep etti ve ifâza tavafı yapmak üzere Kâbe’ye yöneldi. O’nun hareketiyle birlikte Minâ’daki insan seli de yola koyulmuş, Bekke Vadisi’ne doğru akıyordu! Zira Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara, ifâza tavafı için […]

Efendimiz (sas) Arafat’ta Vakfeye Duruşu (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem), “Hac, Arafat’tır.” buyurduğu ve vakfeye durulan Arefe günü. Hac yolcularının buraya gelmedikleri takdirde ibadetlerinin geçerli olmayacağı hayati bir gün. Hac ibadetinin en temel rüknü.    Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Minâ’da kıldığı sabah namazının ardından, vakit çıkacağı âna kadar bekledi. Vaktini yine evrâd ü ezkâr ve dua ile geçiriyordu!          […]

Cennet’e Yaklaştırıp Cehennem’den de Uzaklaştıracak Amel (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Arafat’ta vakfenin bitmesi ve güneşin batımıyla birlikte Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) terikesine Hazreti Üsâme’yi alarak, Müzdelife’ye doğru hareket etti. O’nun hareketiyle birlikte Arafat da sel olmuş, Müzdelife’ye akıyordu! Bu akış esnasında bedevinin birisi, her nasılsa devesini ürkütmüştü. Ürken deve diğer develerin de huysuzlaşmasına sebebiyet vermiş ve kalabalığın arasında bir kargaşa meydana gelmişti. Yularını kurtaran […]

“Bunu bana ver!” (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Arafat’ta göze çarpan başka bir hâdise daha yaşanmış; Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm) ibadetle meşgul olduğu sırada bedevinin birisi gelmiş ve üzerindeki ridasını tutup “Bunu bana ver!” demişti. Manzarayı görenler, onun niçin böyle yaptığını düşünüyorlardı. Yaptığı işi garipseyip doğru bulmayan, teberrüken istediğini düşünüp makul gören veya bedeviliğine verip önemsemeyenler vardı. Onlar düşüne dursun, Fahr-i Kâinât Efendimiz (sallallahu […]

Veda Hutbesi: “Ey insanlar!…” (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Urane vadisine gelen Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Kasvâ’nın üzerinde durmuş, ashâbının etrafında toplanmasını bekliyordu! Belli ki bütününü ilk defa gördüğü bu mahşeri kalabalığa hitâb edecek, hepsini muhatap alıp helalleşecek, 23 yıldır temsil ve tebliğ ettiği İslam dinini, bütün insanlığa ulaştırma vazifesini, omuzlarına bir mukaddes bir yük olarak koyup vedalaşacaktı.          Kasvâ’nın üzerinde mücessem bir […]

“Arefe günü kadar Cehennemden insan azat edilen başka bir gün yoktur.” (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Herşey insanların gözü önünde cereyan ediyor olsa da Arafat’ta, hiç kimsenin muttali olmadığı ve sadece Efendimiz ile Rabbi arasında yaşanan muhavereler de vardı. Mesela bir aralık Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), “İzzet ve celal sahibi Allah, Arefe günü akşama doğru meleklerine şöyle seslendi” diye başlıdı sözlerine. Ardından Allah’ın, “Şu kullarıma bakınız; uzak yollardan bana saçları […]

Efendimiz’in (sas) Arafat’taki Duası (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün Arafat’ta vakfe duran Allah Resûlü, bu özel anlarda âdeta yüreği yırtılırcasına dua ediyordu. Cebel-i Rahme’nin eteğinde durmuş, Rahmân’dan nasıl mağfiret ve merhamet dilenileceğini herkese gösteriyordu! Mübarek ellerini göğüs hizasına kadar kaldırıp avuçlarını semaya doğru açmış dua dua yalvarmaktaydı. Hatta bir aralık Kasvâ’nın yuları elinden kayınca onu eliyle yakalamış ve bir eliyle yuları tutarken diğer […]

Maide Sûresi 3. Âyetin İnişi ve Hz. Ömer’in Gözyaşları (9 Zilhicce 10 Hicrî)

Allah Resûlü, Arafat’ta vakfe halindeydi. Güneşin gurûba kaydığı demlerde Allah Resûlü’nün üzerinde farklı bir hâl görmüşlerdi. İşin aslına bakılınca gören görmüş, bilen de anlamıştı; Efendimiz’e vahiy geliyordu! Asırlar önce Hazreti İbrâhim’e hac menâsikini ta’lim için gelen Cebrâil, Kur’ân’ın yeni bir mesajını daha indirmek için Arafat’a gelmiş, Allah Resûlü’ne dinin kemale erdirildiği müjdesini veriyordu! Bu yönüyle […]

“Mina, erken gelenin menzilidir!” (8 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, hacılar için su depo edildiği ve Arafat’a doğru hareket etmeden önce hacılara ve bineklerine su verilerek suya kandırdıkları bir gündür. Yine Arafat’a su götürdükleri ya da günahkâr insanların susamış kimseler gibi Allah’ın rahmet deryasından doya doya istifade edecekleri gün olması hasebiyle de terviye günü denilmiştir. Zaten “Terviye” sözlük anlamı itibarıyla düşünme, sulama ve suya […]

“Size, gerçek mü’minin kim olduğunu haber vereyim mi?” (7 Zilhicce 10 Hicrî)

Yarın Mina’ya hareket edecek olan Allah Resûlü, bugün Ebtah’tan Kâbe’yi ziyarete gelmişti. Bir ara etrafındakilere, “Size, gerçek mü’minin kim olduğunu haber vereyim mi?” diye sordu. Dikkatleri kendi üzerine çekmiş ve anlatacaklarını iyice kavramaları için duyarlılıklarını zirve noktaya çıkarmıştı:  “O, malları ve canları hususunda diğer kimselerin kendisinden emin olduğu insandır. Doğru Müslüman, insanların, onun dilinden ve […]