Browsing category

Risalet Günlüğü

“Ey Allah’ın Resûlü! Nedir o büyük olan günahlar?” (13 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, “nefr-i âhir” veya “nefr-i sâni” denilen bayramın dördüncü ve son günü. Aynı zamanda bugün, teşrik tekbirlerinin de son günü. Yine bugün, şeytan taşlama ameliyesinden sonra hac menâsikinin son bulacağı ve dönüş için Minâ’dan ayrılığın başlayacağı gün. Onun için diğer günlerden farklı olarak bugün cemerâta, sabah namazından sonra çıkıldı ve ardından Minâ’daki kalabalık, yönünü yine […]

“Öyleyse sen, Ten’im’e git ve oradan umreye niyetlen!” (13 Zilhicce 10 Hicrî)

Allah Resûlü, Muhassab’da bir miktar dinlenmek için çadırına geldi. Orada boynu bükük vaziyette Âişe Validemiz’i gördü. “Yâ Resûlallah!” diyordu. “Arkadaşlarım hem hac hem de umre yapmış olarak dönecekler! Halbuki ben, (umre ile hacca birlikte niyet ettiğim halde hastalığım sebebiyle) sadece hac yapmış olarak dönüyorum! Böyle olur mu?” Bilindiği üzere bundan dokuz gün önce Serif’te ay […]

“Allah’ım ashabımın hicretlerini tamamla!” (13 Zilhicce 10 Hicrî)

Allah Resûlü, bugün Mina’dan ayrılmış ve Ebtah’a gelmişti. Kendisine, Sa’d İbn-i Ebî Vakkâs’ın hastalandığını haber verdiler. Şiddetli baş ağrısı yaşadığı ve artık bu hastalıktan kurtulamayacağını düşündüğünü söylüyorlardı. Hiç vakit kaybetmeden çıktı ve çadırına gelerek, aynı zamanda anne tarafından yakın akrabası olan ve bu yönüyle kendisine”dayı” dediği Hazreti Sa’d’ı ziyaret etti.  Vefanın mücessem halini karşısında gören […]

İkinci Akabe Beyatı (12 Zilhicce Risaletin 13. Yılı)

Hac mevsimi gelmiş ve Mekke’ye doğru bir hareket başlamıştı. Hac ibadeti için Kâbe’ye yönelenlerin arasında Medineli Müslümanlar da vardı; bunlar, ikisi kadın toplam yetmiş beş kişiydi. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Mekke’ye geldiler. Günler bayrama kaymış teşrik günlerini yaşıyorlardı. Ancak, bu kadar insanın Kâbe’ye gelerek Efendimiz’le buluşmasını, o günün Mekke’sinin kaldırmasına imkân yoktu. Onun […]

Efendimiz’in (sas) Mina’daki Son Hutbesi (12 Zilhicce 10 Hicrî)

Mina’da bulunan Allah Resûlü, kuşluk vakti geldiğinde devesi Kasvâ’nın hazırlanmasını emretti ve ona binerek cemrelerin yanına gelip durdu.  Az önce Cibrîl-i Emîn ile buluşan ve ondan Nasr Sûresi’nin alan İnsanlığın Emîni’nin, kendilerine tebliğ ettiği âyetleri dinleyen ashâb-ı güzîn, şüphesiz ki bu duruşun ifade ettiği manayı anlamakta gecikmediler; Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), kendilerine hitâb […]

Nasr Sûresi’nin İnişi (12 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, “nefr-i evvel” denilen bayramın üçüncü günü. Her zaman olduğu gibi bugün de Minâ’da hayat erken başladı. Teheccüd ile başlayan süreç sabah namazı ile devam etmiş ve yine mûtâd olduğu vechile evrâd ü ezkâr, dua ve tefekkürün merkezde olduğu bir seher vakti daha geride kalmıştı. Bugün, çok önemli bir gelişme daha oldu; kuşluk vaktine doğru […]

“Zâlim ve güç sahibi bir idareciye karşı hak sözü söyleyip adaleti dile getirmendir!” (11 Zilhicce 10 Hicrî)

Bugün, “yevmu’l-karr” de denilen ve Allah katında bayram gününden sonra en faziletli gün kabul edilen bayramın ikinci günü; bugünün en önemli işi, cemarâtın taşlanmasıdır.  Ashâbından bazıları izin alarak Mekke’de kalmış olsalar da Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), çoğunluğu oluşturan cemaatiyle yine Minâ’da bulunmaktaydı. Her ne kadar gecenin karanlığında Kâbe’ye gitmiş ve geç vakit dönmüş olsa […]

Efendimiz’in (sas) Son Kurban Bayramı ve Mina’da Yaşananlar (10 Zilhicce 10 Hicrî)

Bilindiği üzere bugün bayram; günün yolculuğu, Minâ istikametinde ve cemerât, kurban, tıraş derken ihramdan çıkılacak ve yeniden Kâbe ile buluşulacak.  Müzdelife’de bir müddet istirahat eden Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), ibadet güzergâhını mutâd ibadetleri yanında yenileriyle de süsleyebilmek için bugün de erken kalktı. İbadet dolu hayatını, farzları yanında nafileleriyle de süslüyordu. Aynı hassasiyet, âdeta […]

“Üç şey, mü’minin kalbine kin ve kıskançlık sokmaz…” (10 Zilhicce 10 Hicrî)

Mina’da kurbanların kesimi bitmişti. Havanın sıcaklığına ve günün yakıcılığına rağmen sabahın erken saatlerinden beri sürekli bir hareket halinde olan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), yorulmuştu. Ashâbından bir kısmıyla birlikte az ileride bir mekâna giderek oturdu ve burada dinlendiler.  Bir müddet sonra buradan ayrılan Allah Resûlü’nde bir değişiklik vardı; ihramını çıkarıp gömleğini giymiş ve güzel […]

Efendimiz’in (sas) Mina’daki Bayram Hutbesi (10 Zilhicce 10 Hicrî)

O gün Hazreti Ali ve Abdullah İbn-i Huzâfetü’s-Sehmî gibi sahâbîler, Efendimiz’in bu emirlerini insanlara duyuruyorlardı. Duruşundan, ashâbına söylemek istediği önemli hususların olduğu anlaşılıyordu. Burada da bir hutbe îrâd edecekti. Onun için bekliyor ve belli ki arkadan gelenlerin de kendisine yetişmesini istiyordu. Büyük çoğunluk itibariyle insanların geldiğini görünce, mübarek elleriyle işaret ederek “Muhâcirler buraya!”, “Ensâr da […]