Browsing category

Risalet Günlüğü

Taif Kuşatmasının Kaldırılması: “Allah’ım! Sakîflileri hidayete erdir ve bize getir!” (2 Zilkâde 8 Hicrî)

Taif’i kuşatma altına alan Efendimiz, Sâkiflilerin kendi istekleriyle teslim olmaları için kuşatma süresini uzatıyordu. O, yaşatmanın derdindeydi ve Taiflilerin İslâm ile buluşamadan öteye göçmeleri hayat sermayelerini bir hiç uğrunda harcamaktı. Onlar şimdilik bunun farkında değildi ama O farkındaydı. Sahabîler hep birlikte hücum edip kaleyi almak istiyorlardı. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), şimdilik fethe izin verilmediğini haber verdi ve 19 […]

Efendimiz’in (sas) Sakîf’in İleri Gelenlerini İslam’a Daveti (1 Zilkâde Risaletin 10. Yılı)

Allah tarafından gönderilen mesajlara hüsn-ü kabul gösterecek yeni simalara ulaşmak ve böylelikle, Mekke’de bulama­dığı sıcak yüzlerle tanışıp Allah davasına muzahir mü’minlerle birlikte istikbale daha gür adımlarla yürümek gibi hedeflerle çıktığı Tâif yolunda, önce Sakîflilerin yanına gitti. Çünkü o gün için Sakîfliler, Tâif’in ileri gelen eşrafı olarak biliniyor ve çevrelerinde itibar görüyorlardı. İlk muhatapları, Amr İbn […]

Benû Kaynuka’nın Teslim Oluşu (1 Zilkâde 2 Hicrî)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), on beş gün önce Medine Anayasasını ihlal edip ihanet etmeleri ardından da kendilerine sunulan teklifleri kabul etmeyip meydan okumaları üzerine Benû Kaynuka kalesini kuşatmıştı. Bu süre içinde Allah (celle celâluhû), kalplerine büyük bir korku düşürmüş ve Benû Kaynukâlılar Efendimiz’in vereceği hükmü kabul ettiklerini bildirerek on beş günün sonunda da […]

Medine’nin Ahzab Ordusu Tarafından Kuşatılması (1 Zilkâde 5)

Ahzab ordusunun Medine’yi yakıp yıkmasının önünü almak için muhtemel saldırı noktalarına kazılan hendekler dün akşam itibarıyla tamamlanmıştı. Bu arada Ebû Süfyan komutasındaki ordu da Medine’ye iyice yaklaşmış ve savaş kapıya dayanmıştı. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), o ana kadar kazım işinde kendilerine yardımcı olan çocuklarla kadınların geri çekilerek muhkem yerlere dönmeleri emrini vermişti. Medine’ye […]

İlk Umre (Hudeybiye) İçin Medine’den Hareket (1 Zilkâde 6)

Gündüzler Mekke’nin hayaliyle tüllenirken geceler de Kâbe’de ibadet rüyalarıyla geçiyordu. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) de bir rüya görmüş ve bu rüyasında, ashâbının bir kısmının saçlarını tıraş ettirmiş, diğer bir kısmının da kısaltmış olarak emniyet ve güven içinde Kâbe’yi tavaf ettiklerine şahit olmuştu; Kâbe’nin anahtarlarını almış ve onu tavaf ederek umre vazifesini gerçekleştirmişti! Resûlullah, […]

Kaza Umresi İçin Hazırlık Emri (1 Zilkâde 7)

Yedinci yılın Zi’l-Kâde ayıydı; Cibril-i Emîn de gelmiş, “Hürmetli ay, hürmetli aya bedeldir ve hürmetler karşılıklıdır.” meâlindeki âyeti getirmişti. Geçen yıl yapılamayan umrenin, artık gerçekleşme vaktinin geldiğini hatırlatıyordu. Efendiler Efendisi de, bir yıl önce anlaşıldığı gibi ashâbına umre için hazırlanmaları emrini verdi; bu süre içinde şehit olanların veya kendi eceliyle ölenlerin dışında Hudeybiye’de bulunanlardan hiç kimsenin […]

Veda Haccının İlanı (1 Zilkâde 10)

Hicretin üzerinden on yıl geçmişti.[1]Herşeyin bir vakt-i merhunu vardı ve zamanın gurûba doğru kaydığı bu günlerde söz konusu vaktin yaklaştığı anlaşılıyordu. Zira onuncu yılın Zilkâde ayının girişiyle[2]birlikte Resûl-ü Kibriyâ Hazretleri, bu yıl haccedeceğini herkese ilan etti ve ashâbının da kendisiyle birlikte haccetmesini açıkça emir buyurdu.[3] Bunun için fiilî bir adım atmıştı; birkaç ay öncesinden Hazreti […]

Hudeybiye Öncesi Görülen Hak Rüya (29 Şevval 6 Hicrî)

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) rüyasında, ashâb-ı kiramın bir kısmının saçlarını tıraş ettirdiğini, diğer bir kısmının da kısalttığını, emniyet ve güven içinde Kâbe’yi tavaf ettiklerini; Kâbe’nin anahtarlarını aldığını ve onu tavaf ederek umre vazifesini gerçekleştirdiklerini gördü. Sabah olup da bu rüyasını ashâbıyla paylaşınca Medine’de büyük bir sevinç yaşandı ve ashâb-ı kiram Kâbe’ye gideceklerinin müjdesini […]

Hz. Âişe Validemizle Müsabaka (29 Şevval 4 Hicrî)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Bedir için ashâbıyla birlikte Medîne’den hareket etti. Bedir’e ikinci kez gidiliyordu; Uhud’dan ayrılırken Allah Resûlü’ne (sallallahu aleyhi ve sellem) seslenen Ebû Süfyân: – Bedir’de siz, şimdi de biz galip geldik; önümüzdeki yılın başında Bedir’de yeniden karşılaşıp savaşalım ki esas galibin kim olduğu ortaya çıksın,[1]demiş ve yeni adres olarak yine Bedir’i […]

Taif Yolculuğu (27 Şevval Risaletin 10. Yılı)

Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) ve O’nunla birlikte iman eden sahabenin, olağanüstü gayretlerine rağmen Mekke’de artık her şey durağanlaşmış ve Mekkeliler, en azından şimdilik yeni açılımlara kapanmıştı. Tebliğ ise, süreklilik arz eden bir vazifeydi; Allah’ın yarattığı yeryüzü olabildiğince genişti ve başka yerlerdeki insanların da İslâm’a ihtiyaçları vardı. Bir de Mekkeliler, her geçen gün çığ gibi […]