Browsing category

Mekke

Birinci Akabe

Derken beklenen zaman geldi ve Efendimiz de, yine gelenleri karşılamak ve onlara İslâm’ı anlatmak için Mina’ya gitmişti. Adeta, karargâhını buraya kurmuş, karşılaştığı her insana bir umut deyip yaklaşıyor ve her insanı Allah’a imana davet ediyordu. Bu kalabalıkta O’nu arayanlar da vardı. Uzaktan görür görmez koşarak yanına geldiler; bunlar, geçen yıl gelip de burada Müslüman olan […]

Medine’ye Kor Düşmüştü

Gerçi, Mus’ab için bu, acı bir ayrılıktı; Habîb-i Ekrem’inden ayrı kalacaktı. Ancak, vazife her şeyden âli idi ve Medine’ye yürüyen heyecan tufanı ile birlikte tereddütsüz yola koyuldu. Orada Resûlüllah’ı o temsil edecek, Me­dine’nin yeni tanış­tığı dini, ahaliye o öğretecekti. Ne şerefli bir vazife idi ki, hicret öncesi Medine’yi, ‘mukaddes göç’e Mus’ab hazır hâle getirecek; böylelikle […]

Medine’den Davet Var

Yine hac mevsimi gelmiş ve Mekke’ye doğru bir hareket başlamıştı. Hac ibadeti için Kâbe’ye yönelenlerin arasında Medineli Müslümanlar da vardı; bunlar, ikisi kadın toplam yetmiş beş kişiydi. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Mekke’ye geldiler. Günler bayrama kaymış teşrik günlerini yaşıyorlardı. Ancak, bu kadar insanın Kâbe’ye gelerek Efendimiz’le buluşmasını, o günün Mekke’sinin kaldırmasına imkân yoktu. […]

Mina’daki Ses ve Efendimiz’in Tavrı

Artık iş nihayete ermişti ve Efendimiz’i Medine’ye davet edenler, maksatlarına ulaşmış olmanın sevinciyle geri dönüyorlardı. Bundan sonrası için onlar, memleketlerine gelecek; muhacirleri beklemeye koyulacak ve onlara burada nasıl sahip çıkabileceklerini düşünmeye başlayacaklardı. Bu sırada Mina’da: – Ey Cebâcib ahalisi, diye bir ses duyuldu. Mekkelilere sesleniyordu. “Muhammed ve O’nunla birlikte hareket eden şu mezmum sâbiler, sizin […]