Browsing category

Medine

Hz. Sa’d İbn-i Muâz’ın (ra) vefatı

Sa’d İbn-i Muâz, uzun boylu, iri yapılı, ak benizli, güzel yüzlü, güzel gözlü ve güzel sakallı bir kişi idi. Yaralanışının üzerinden bir ay geçmişti ki; yarası yeniden nüksetmiş ve kan kaybetmeye başlamıştı. Bu süre içinde Allah Resûlü, yanına Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer gibi ashâbını da alarak onu ziyarete gelmişti; bütün emareler, Hz. Sa’d’ın […]

Hicretin altıncı yılı

Peşi peşine sökün eden olaylarla hızlı bir süreç yaşanmış ve artık, Mekke’den ayrılışın altıncı yılına girilmişti. Daha dün gibiydi; peygamberler diyarı ve Hz. İbrâhim’le yeniden inşa edilen Mekke herkesin burnunda tütüyordu. Herkesin gönlü günde beş vakit yöneldikleri Kâbe ile birlikte orada kalmıştı, bir mü’min olarak gidip de Allah’ın Evi’ni ziyaret etmenin özlemiyle yanıp tutuşuyorlardı. Daüssıla, […]

Allah Resûlü’nün rüyası ve ilk umre seferine çıkışı

Gündüzler Mekke’nin hayaliyle tüllenirken geceler de Kâbe’de ibadet rüyalarıyla geçiyordu. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) de bir rüya görmüş ve bu rüyasında, ashâbının bir kısmının saçlarını tıraş ettirmiş, diğer bir kısmının da kısaltmış olarak emniyet ve güven içinde Kâbe’yi tavaf ettiklerine şahit olmuştu; Kâbe’nin anahtarlarını almış ve onu tavaf ederek umre vazifesini gerçekleştirmişti! Resûlullah, […]

Mekkelilerin tavrı, istişare ve Hudeybiye’ye hareket

Mekkelilerin Tavrı Allah Resûlü’nün ashâbıyla birlikte umre yapmak üzere Mekke’ye doğru geldiğinin haberi Mekke’ye de ulaşmış ve Mekkeliler büyük bir telaş içine düşmüşlerdi; korkuyorlardı. Hiç ummadıkları bir sırada Hz. Muhammed üzerlerine geliyordu. İşin ucunda savaş gözükmese de bu, psikolojik olarak acziyetlerini ortaya koyacak bir davranıştı. Onun için hemen istişare meclislerini toplayıp durumu müzakere etmeye başladılar: […]

Hudeybiye, su ve yağmur ile gelen bereket ve bir uyarı

Yolculuk yine devam ediyordu. Nihâyet, Hudeybiye denilen mevkiye yaklaştıklarında, hiç beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kaldılar. Kasvâ çökmüş, her türlü çabaya rağmen bir türlü ayağa kalkıp yürümüyordu. Kasvâ’nın çökmesine ve ashâb-ı kirâmın onca gayretlerine rağmen bir türlü hareket etmemesine Allah Resûlü de bir anlam verememişti. Ashâb-ı kirâm: – Kasvâ inat etti, dediklerinde hemen: – Hayır! […]

Diyaloğun meyvesi ve hâl dili adına yeni bir üslup

Derken Hudeybiye’ye Allah Resûlü’nün bulunduğu yere, aralarında Amr İbn Sâlim, Hırâş İbn Ümeyye, Hârice İbn Kürz ve Yezîd İbn Ümeyye gibi isimlerin bulunduğu bir heyetle birlikte Büdeyl İbn Verkâ çıkageldi; hepsi de Huzâa kabilesine mensuptu. Huzâa ise, Müslüman olsun veya olmasın her zaman Allah Resûlü’ne sırdaş olan bir kabileydi; insanlık ortak paydasında aralarında bir diyalog […]

Efendimiz’in (sas) elçileri ve karşılıklı sulh arayışları

Efendimiz’in Elçileri Hudeybiye’de hadise hâlâ belirsizliğini koruyordu ve Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) bir adım atarak ashâbı arasından Hırâş İbn Ümey­ye’yi, Sa’leb adındaki kendi devesini vererek Kureyş’e gönderdi; maksadı, savaş niyetinde olmadığını ve sadece umre maksadıyla geldiğini bir daha anlatmaktı. Hz. Hırâş gelir gelmez İkrime İbn Ebî Cehil, kılıcını çektiği gibi devenin ayaklarına indiriverdi; […]

Rıdvân Beyatı

Hz. Osman ve on sahabenin şehit ediliş haberi Hudeybiye’ye ulaşır ulaşmaz Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem): – Herhalde Kureyş’le savaşmadan buradan ayrılmayacağız, diyerek ashâbını beyata çağırdı. Kendileri de, Benî Mâzin İbn Neccâr’ların evlerinin bulunduğu yere doğru gelmiş ve buradaki bir ağacın altında durup oturmuştu: – Allah (celle celâluhû) Bana, biat yapmayı emrediyor, diyordu. Efendiler […]

Hudeybiye Anlaşması ve Hz. Ömer’in Feveranları

Hudeybiye Anlaşması Maddeleri Süheyl İbn Amr ve arkadaşları yeniden Mekke’ye dönmüş ve Hudeybiye’de gördükleri manzarayı olanca açıklığıyla Kureyş’e anlatmaya başlamışlardı. Arkadaşlarının öldürüldüğü haberi gelir gelmez her bir sahabînin aldığı tavırdan ve Allah Resûlü’nün beyat davetine icabet etmedeki süratlerinden oldukça etkilenmiş, bütün imkânsızlıklara rağmen savaşma konusundaki kararlılıklarından da ciddi manada çekinmişler ve gördüklerini arkadaşlarına anlatmışlardı. Müslümanların […]

Hudeybiye Anlaşması’nın yazıya geçirilmesi ve Ebû Cendel

Hudeybiye’de anlaşmaya varmakla ortalık durulmuş ve maddelerin yazıya geçirilerek tasdik edilmesi kalmıştı. Efendiler Efendisi’ne dönen Süheyl İbn Amr: – Haydi şimdi bunları bir kâğıda yaz, dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), yanına Hz. Ali’yi çağırdı ve: – Yaz, dedi. ‘Bismillahirrahmânirrahîm!’ – Rahmân ve Rahîm de ne demek, diye tepki gösterdi Süheyl. Duraksamıştı; […]