Browsing category

Hicret

Hicret İzni ve Kureyş’in Telaşı

Bu arada Cibril-i Emîn gelmiş ve hicret iznini getirmişti. Zaten, hicret etmenin gerekliliğine inanan bu topluluk, daha önce de konuyla ilgili bir vahiyle muhatap olmuştu. Ahirette karşılaşacakları acı durum karşısında mazeret arayışına girecek olan bazı insanların, daha dünya hayatında iken, üzerlerindeki baskıya rağmen hicret gibi bir alternatifi değerlendirmediklerinden dolayı azaba dûçar kalacaklarını ifade eden beyanı, […]

Önemli Bir Tembih

Hicret çok önemliydi, ama o sadece Allah rızası için yapılmalıydı. Böylesine önemli bir hadisede, niyetteki hulusiyet ayrı bir hususiyet arz ediyordu. Medine’de daha rahat bir hayat, ticari imkân, saliha bir kadınla evlilik veya daha başka bir gaye için yola çıkılacaksa, daha işin başındayken herkes bilmeliydi ki, böyle bir hicretin sevabı olmazdı ve bu yoldaki bir […]

Hicret Sancıları

Artık, yeni bir süreç yaşanıyordu. Kısa zaman içinde, gidebilen herkes yola koyulacak ve yeni bir beldeye, dolayısıyla da yeni bir dünyaya ulaşmış olacaktı. Ancak bu, öyle sanıldığı gibi kolay olmayacaktı. Elbette Kureyş açısından bu, rahat kabullenilebilecek bir durum değildi; haberini aldıkları bu meselenin önünü kesmek için her türlü tedbire başvuracak ve avuçlarının içindeki Müslümanların, başka […]

Ebû Seleme ve Ailesi

Medine’ye ilk hicret eden, daha önce Habeşistan’a da hicret etmiş olan Ebû Seleme idi; hanımı Ümmü Seleme ve çocuğu Seleme ile birlikte yola çıkmış ve Medine’ye doğru ilerliyordu. Ancak Kureyş, bu hicretin farkına varmıştı ve yolda önünü kestiler: – Haydi seni anladık; burayı terk edip gidiyorsun! Ancak, hanımın ve çocuğunu götürmek de neyin nesi, diyor […]

Süheyb İbn-i Sinân

Süheyb İbn-i Sinan, ailesiyle birlikte Musul’da, Dicle kenarında yaşarken Rumlar tarafından küçükken esir alınmış ve daha sonraları Kelboğulları tarafından satın alınarak Mekke’ye getirilmiş biri idi. Artık boynuna köle tasması takılmıştı. Daha sonra da onu Abdullah İbn Cüd’ân almış ve hürriyete kavuşturmuştu. Ancak o, Abdullah İbn-i Cüd’ân ölünceye kadar onun yanında kalacaktı. Efendimiz’in hitabını duyunca Ammâr […]

Hz. Ömer’in Hicreti

Hz. Ömer, gözü pek ve cesur birisiydi. Hicret gibi önemli bir meselede, herkes gizlice hareket ederken o, Medine’ye hicret edeceğini açıktan ilan etmiş ve yüreği olanın, falan yerde karşısına çıkması gerektiğini duyurmuştu. Elbette bu tavır, herkesten beklenecek bir tavır değildi ve üstesinden gelinemezdi; ancak bu, Ömer gibi bir arslana çok yakışıyordu. Hicretle Medine’ye hareket kararını […]

Ayyâş İbn Ebî Rebîa

Ayyâş İbn Ebî Rebîa, ilk Müslüman olan sahabelerdendi; henüz İbn Erkam’ın evine yerleşmeden önce Müslüman olmuş, baskı ve zulümler artınca da Habeşistan’a hicret etmişti. Mekkelilerin Müslüman olduğu haberi üzerine, yeniden geri gelenler arasında o da vardı; ancak bu geliş, zulüm ve baskıların bittiği anlamına gelmiyordu. Şimdi ise, Ayyâş da harekete geçmiş, artık yeni bir hicret […]

Dâru’n-Nedve’deki Karar

Bütün baskı ve engellemelere rağmen hicret devam ediyordu. Nihayet, Ebû Seleme ile başlayan hicret sürecinin üzerinden üç ay geçmişti ki, geride köle ve işkence altında esir bırakılanların dışında hicret etmeyen sadece Allah Resûlü, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ali kalmıştı. Zaten, Hz. Ebû Bekir’le Hz. Ali’nin hicret arzularını tehir eden de Efendimiz’den başkası değildi. Demek […]

Hicretin Tedbir Boyutu

Artık her şey tebeyyün ettiğine göre, yol için adım atmak gerekliydi; Ebû Bekir, Sıddîk olduğunu gösterecek ve hicret yolunu daha güvenli kılma adına kendine yakışır hamleler yapacaktı. Zira, tedbiri elden bırakmamak gerekiyordu. Çünkü, develerle birlikte bunca yolu katetmek öyle kolay olmayacaktı. Bunun için öncelikle, yolu iyi bilen ve delillik konusunda mâhir Abdullah İbn Ureykıt adında […]

Sevr’e Yöneliş

Takvimler, Sefer ayının yirmi yedisini gösteriyordu. Gecenin karanlığında Hz. Ebû Bekir’in evinden başlamıştı mukaddes göç. Ancak istikamet, ashab-ı kiramın gittiği yön olan Medine yerine Yemen istikametindeki Sevr dağını gösteriyordu. Yaklaşık sekiz kilometrelik bu yol alınacak ve emsallerine nispetle daha yüksek, büyük taşlarla dolu ve yolları engebeli olan Sevr’e tırmanılacaktı. Ayrıca bunu yaparken Efendiler Efendisi (sallallahu […]