Browsing category

Peygamber Efendimizin Hayatı

Rahmetin Kuşatıcılığı ve Sonuna Kadar Açılan Af Kapısı

Bugüne kadar gelen ayetlere ve Efendiler Efendisi’nin beyanlarına bakıldığında, azab-ı ilâhinin dehşeti kadar rahmetinin enginliği de, mü’minler arasında müteâref bir meseleydi. Ancak bunu, herkes eşit oranda kavrayamamıştı. Bilhassa Kur’ân ve Sünnet gibi iki temel kaynaktan uzak kalanlar veya henüz yeni Müslüman olanlar, hem geçmiş günlerde işledikleri hataların baskısıyla mahcubiyet yaşıyor hem de azab-ı ilâhiden duydukları […]

Birbirini takip eden vefatlar ve yeşeren nifak

Ensâr arasından Akabe beyatlarına katılan ve Neccâr­oğullarının temsilcisi seçilen büyük sahabe Es’ad İbn Zürâre (Ebû Ümâme), Mescid-i Nebevi yapıldığı sıralarda hastalanmış, evinde yatıyordu. Çok geçmeden de, onun vefat haberi geldi. Hicret sonrasında yaşanan ilk hadiseydi bu. Bir anda Medine’ye, büyük bir hüzün çöküvermişti. Hüzünlenenlerin başında, elbetteki Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) vardı. Ancak bu, […]

Haset rüzgarları ve üslûpta ilahî yönlendirme

O gün de, sosyal meselelerde bütüncül bir yaklaşımla hareket edip sonuçları da öyle değerlendirmenin imkânı yoktu; gerek Medineli müşrikler ve gerekse ehl-i kitap olarak bilinen Yahudi ve Hristiyanlar arasında; Efendimiz’i tanıyıp bilen ve O’na karşı muhabbet besleyenler olduğu gibi, bunun tam tersi, O’nun karşısında yerini alan, düşmanlık adına entrikalar çeviren ve fırsat bulsa O’nu, bir […]

Birlikte yaşama anayasası: Medine Vesikası

Yeni gelinen hicret yurdunda problemler teker teker ele alınıyor ve birer birer çözüme kavuşturuluyordu. Çözüme kavuşturulması gereken bir konu da, Medine’nin nüfus yapısı, etnik dağılımı ve din farklılıkları göz önünde bulundurularak, bu farklı unsurlarla birlikte müşterek bir hayat sürebilmenin şartlarını oluşturmaktı. Zira, o gün için on bin civarında bir nüfusa sahip olan Medine’de, bin beş […]

Ashab-ı Kiram’ın Aile fertlerinin Medine’ye Getirilmesi ve Kuba’dan Gelen Çocuk

Ashab-ı Kiram’ın Aile Fertlerinin Medine’ye Getirilmesi Müslümanların yeni şehri Medine’de yaşanması muhtemel problemler teker teker çözüme kavuşturulmuş; şimdi sıra, geride kalan aile fertlerinin de buraya getirilmesine gelmişti. Malûm olduğu vechile Muhâcirîn-i Kirâm Hazerâtı hicret ederken, yanlarında aileleri yoktu ve bunu, asla bir problem olarak görmüyorlardı. Sadece, kendilerine: – Hicret edin, denilmiş ve onlar da bu […]

Efendimiz’in (sas) Hz. Âişe Validemizle İzdivacı

Hz. Hatice validemizin vefatından sonra bir müddet yalnız yaşayan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Osman İbn Maz’ûn’un hanımı Hz. Havle’nin devreye girmesiyle hicret öncesinde Sevde validemizle evlenmiş; aynı zaman zarfında Hz. Âişe validemizle de nişanlanmıştı. Bu nişanlanmada da baş rolü, yine Hz. Havle oynuyordu. Bu sıralarda İnsanlığın İftihar Tablosu da, üst üste iki kez rüya […]

Yesrib vebası ve Medine’nin bir sıhhat yurduna dönüşü

Mekke’den gelen muhacirler, Medine’nin havasına alışmakta güçlük yaşarken bir de hastalık baş göstermiş ve bazı muhacirler ağır hasta olmuşlardı. Hatta, hayatlarını ortaya koyarak kılmaya azmettikleri namazlarını bile oturarak kılmak zorunda kalmış, Mekke müşriklerinin şiddetli baskılarına rağmen taviz vermedikleri namazlarını, ayakta kılamaz olmuşlardı. Onları bu haldeyken gören Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem): – Şunu iyi […]

Abdullah İbn Selâm’daki Tebliğ Heyecanı

Abdullah İbn Selâm, Müslüman olmuştu, ama henüz bundan kabilesinin haberi yoktu. Aile efradına dönüp geldiğinde onların da Müslüman olmalarını istemiş ve bu isteğine olumlu cevap da bul­muştu. Ancak onun hedefinde, daha geniş kitleler vardı. Aynı zaman­da neş’et ettiği topluluğun genel karakterini de ortaya koyup rehberini bilgilendirmek istiyordu. Tasarladığı bir planla birlikte huzur-u risalete geldi: – […]

Taassubun Dincesi

Abdullah İbn Selâm, kavmi­nin baskılarından bir türlü başını kaldıramıyordu. Daha baştan beri, beraber olduğu Yahudi bilginlerinin tazyikinden kurtulamamışlardı ve her de­fa­sında onun aklını çelebilme adına akla hayale gelmedik oyunlar tez­gahlıyorlardı. Bilhassa, Huyey İbn Ahtab, Ka’b İbn Esed, Ebû Rafi’, Eşya’ ve Şemvîl İbn Zeyd gibi ileri gelenler Ab­dul­lah İbn Selâm’ı köşeye sıkıştırmak için ciddi uğraş […]

Ehl-i Kitaba Hitap

Medine nüfusunun çoğunluğunu Yahudiler oluştursa da, belli oranda Hristiyan nüfus da yok değildi. Her iki zümre ile bir araya gelindiğinde konu, ister istemez dini meseleler etrafında dönüp duruyor ve karşılıklı bir alışveriş yaşanıyordu. İşin burasında, diğer din müntesipleriyle ilişkileri düzenleyen ilahi rehberlik oldukça dikkat çekecektir. Zira Allah (celle celâluhû), öncelikle Habîb-i Ekrem’ini muhatap alarak, onlarla […]