Browsing category

Peygamber Efendimizin Hayatı

Gurûba Doğru

Bir tarafta bu aksiyon devam ediyor olsa da Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), ashâbıyla vedalaşmaya çoktan başlamış ve yönünü ‘Refîk-ı A’lâ’ya tevcih etmişti! Bir yıldır bu vedanın işaretlerini veriyordu; Hz. Muâz’ı Yemen’e gönderirken söyledikleriyle veda haccında ashâbıyla helalleşmesi hep bu ayrılığın sinyalleriydi. Önceki senelerden farklı olarak, bu yılın Ramazan ayında yirmi gün itikâfa çekilmişti. […]

Kuba’da Verilen Mola

Kuba’ya teşrif buyurdukları andan itibaren insanlar, O’nu kendi evinde misafir etmek için can atıyor; herkes kendi evine buyur ediyordu. Ancak O, Neccâroğullarının bulunduğu yeri tercih edecekti. Zira, aynı zamanda Neccâroğulları, Abdulmuttalib’in akrabalarıydı. Yolda giderken insanlar halkalanmış; Mekkelilerin tahammül edip ölümüne ferman kestikleri Efendiler Efendisi’ni sinelerine basıyor ve gönülden kucaklıyorlardı! Nur cemalini görebilmek için damlara çıkanlar, […]

Abdullah İbn-i Selâm’ın Gelişi

Abdullah İbn Selâm, iyi bir Yahudi âlimiydi. Nesebi, Hz. Yûsuf ve dolayısıyla da Hz. Yakub’a (aleyhimü’s-se­lam) kadar dayanıyordu. İsrailoğulları arasında neş’et et­miş ve medeniyete beşiklik yapmaya hazırlanan Medine civarın­daki üç büyük Yahudi kabilesinden birisi olan Benî Kaynukâ arasında dünyaya gelmişti. Babası Selâm da, dedesi Hâris de iyi bir Yahudi âlimiydi; dolayısıyla o da iyi bir […]

AKABE BEYATLARI

Zaman durma zamanı değildi ve Efendiler Efendisi, yeniden yüzünü dışarıdan Mekke’ye gelenlere çevirmiş; başka beldelerde yeni açılımların peşine düşmüştü. Hira’daki vuslattan bu yana on iki yıl geçmişti. Yine bir hac mevsimiydi. Zaten, önceki yıl gelip de Müslüman olan altı Ensâr’ın olduğu Medine’den yeni haberler bekliyordu. Peygamber Yolu

Birinci Akabe

Derken beklenen zaman geldi ve Efendimiz de, yine gelenleri karşılamak ve onlara İslâm’ı anlatmak için Mina’ya gitmişti. Adeta, karargâhını buraya kurmuş, karşılaştığı her insana bir umut deyip yaklaşıyor ve her insanı Allah’a imana davet ediyordu. Bu kalabalıkta O’nu arayanlar da vardı. Uzaktan görür görmez koşarak yanına geldiler; bunlar, geçen yıl gelip de burada Müslüman olan […]

Misvak Kullanmak

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ «لَوْلَا أَنْ أَشُقَّ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ -وَفِي حَدِيثِ زُهَيْرٍ عَلَى أُمَّتِي- لَأَمَرْتُهُمْ بِالسِّوَاكِ عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ» Ebu Hüreyre (radıyallahu anh), Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz’in şöyle buyurduklarını rivayet etmektedir: “Eğer ümmetime zorluk vereceğimden çekinmeseydim, her namazın başında onlara misvak kullanmalarını emrederdim.”[1] سَاكَ kelimesi Arap dilinde “ovalamak” manasında olup […]

Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve selem) Bayramdaki Sünnetleri

1. Bayramı tekbirlerle karşılamak Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve selem) Ramazan’da arefe günü güneşin batışından bayram namazı kılıncaya kadar çokca tekbir getirdi.[1] Nitekim Allahû Teâla, Kur’ânda şöyle buyurmaktadır: …وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ … “Oruç günlerini tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden ötürü tekbir getirerek Allah’ı tazim etmenizi ister…”[2] 2. Gusül abdesti almak Resûlullah (sallallâhu […]

Yemeği topluca yemek ve yemeğe başlarken besmele çekmek

حَدَّثَنِى وَحْشِىّ بْن حَرْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ أَصْحَابَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا نَأْكُلُ وَلاَ نَشْبَعُ . قَالَ « فَلَعَلَّكُمْ تَفْتَرِقُونَ » . قَالُوا نَعَمْ قَالَ فَاجْتَمِعُوا عَلَى طَعَامِكُمْ وَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهِ يُبَارَكْ لَكُمْ فِيهِ Vahşî İbn-i Harb’in babası aracılığı ile dedesinden naklettiğine göre, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu […]

Tıbb-ı Nebevî

Kur’ân-ı Kerim, her biri batılı İlim adamları tarafından araştırma konusu yapılan tıp, astronomi, jeoloji, botanik gibi çeşitli bilim dallarına temel teşkil edecek bilgiler veriyor. Özellikle insan sağlığını ilgilendiren tıbbî konular önemli bir yer tutuyor. Aynı şekilde Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in de sağlıkla ilgili pek çok hadis-i şerifleri var. İşte tıbb-ı Nebevi bunlardan oluşuyor. Aslında […]

En Büyük Mucizesi; Kur’ân-ı Kerim

Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) peygamberliğine delil teşkil eden pek çok mucizesi yanında, şüphesiz Kur’ân’ın ayrı bir yeri vardır. O, en büyük mucizedir. Kıyamete kadar da eşsizliği devam edecektir. Zira Kur’ân, kâinat kitabının ezelî bir tercümesidir. Kâinatın, tekvînî ayetlerini okuyan çeşitli dillerinin ebedî tercümanıdır. Görünmeyen ve görünen âlemin müfessiridir. Şu şehâdet âleminin perdesi arkasından […]