Browsing category

Peygamber Efendimizin Hayatı

Hz. Hamza’nın Müslüman Oluşu

Hz. Hamza, yeğeni Muhammedü’l-Emîn’den iki yaş büyüktü ve aynı zamanda O’nunla süt kardeş oluyordu. Annesi Hâle, Efendimiz’in annesi Âmine’nin halasının kızıydı. Uzun zamandır olup bitenleri uzaktan seyrediyor, yeğeniyle ilgili söylenilenleri dinleyip kafasında ölçüp biçiyor; ama bir türlü son kararı verip de huzuruna gelemiyordu. Nübüvvetin başladığı günden bu yana henüz iki yıl geçmişti.[1] Yine bir hac […]

Utbe’nin Planı

Mekke’de her an yeni bir sürpriz vardı; bir yandan Cibril-i Emîn’in getirdikleri dalga dalga yayılıyor; diğer taraftan da Kureyş, her an yeni bir tuzakla inananların karşısına çıkıyordu. Bugüne kadar envâi çeşit kılığa girmişlerdi; ama hiçbirisinden bekledikleri sonucu alamamışlardı. Şimdi bir de, Hamza gibi bir adamlarını kaybetmenin sancısını yaşıyorlardı! Üstüne üstlük, her geçen gün karşı tarafın […]

Hey’etin Teklifi

Utbe’nin planı da bir işe yaramamıştı. Çok geçmeden Mekke ileri gelenleri, Kâbe’de bir araya gelecek ve gelişmeler konusunda yeni bir strateji üretebilme adına fikir teatisinde bulunacaktı. Zira, Muhammed ve taraftarları, başlarını almış gidiyorlardı. Her geçen gün kontrolden çıkan iman seli, böyle giderse kendilerini de önüne katacaktı ve onlar bunun karşısında tutunacak bir dal bulamayacaklardı. Neredeyse […]

Yeni Bir Teklif Daha

Yine günlerden bir gün, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Kâbe’ye gelmiş Allah’ın evini tavaf ediyordu. O sırada karşısına, Esved İbnü’l-Muttalib, Velîd İbn Muğîre, Ümeyye İbn Halef ve Âs İbn Vâil gibi kişilerden oluşan Kureyş’in ihtiyar heyeti çıkageldi. Belli ki, yine sinsi bir plan kurmuş ve bu planlarını teklif etmek istiyorlardı. Dediler ki: – Yâ Muhammed! […]

Can Düşmanlarının Efendimiz’e Bakışları

Her ne kadar Efendimiz’e karşı böylesine olumsuz kampanyalar yürütülse ve bu kampanyalar, O’nun hayatına kastetme kertesine gelse bile, yine de düşmanlarının O’nun hakkındaki fikirleri olumsuz değildi; zira, Efendimiz’in ‘Emîn’ denilecek kadar dürüst bir hayatı vardı ve onlar, bir türlü bu güveni yok sayamıyorlardı. Aynı zamanda, söyleyip durduğu şeyler, öyle yabana atılacak cinsten şeyler de değildi; […]

Ayrıcalık Talepleri

Efendimiz’in etrafında, Hz. Ebû Bekir, Hz. Osman, Sa’d İbn Ebî Vakkas ve Hz. Talha gibi zengin sahabeler olduğu gibi, Bilâl-i Habeşî, Ammâr İbn Yâsir, Zeyd İbn Hârise ve Habbâb İbn Erett gibi fakir ve kimsesiz insanlar da vardı. Aynı zamanda bu insanlar, büyük çoğunluk itibariyle köle statüsünde, yahut köle iken hürriyete kavuşturulan kimselerdi. Elbette bu […]

GEÇMİŞE AİT BİR MUHASEBE

Dünle bugün arasında, mü’minler açısından Batı ile Doğu arasındaki mesafe kadar açık bir fark vardı. Bu farkı tescil adına Cibril-i Emîn gelmişti ve geçmişte kalan bir konuyu hikaye ediyordu: – Onlardan birisine, “Kız çocuğun oldu.” müjdesi verildiğinde, öfke ve üzüntüsünden yüzü kaskatı ve mosmor kesilir. Müjdelendiği bu kötü haberin etkisiyle utanıp, eş ve dostundan saklanmaya […]

TEBLİĞ AYETLERİ

Bir taraftan İbn Erkam’ın evindeki faaliyet, sırran tenevverat devam ediyor; diğer yandan da insanlar, teker teker İslâm’a davet ediliyordu. Buna rağmen müşrikler, buldukları her fırsatı mü’minlerin aleyhinde değerlendirmeyi şiar edinmiş; onları sürekli taciz etmeye çalışıyorlardı. Gerçi, gelen ayetlerde hem onların durumu ortaya konuluyor hem de mü’minleri yarın adına bekleyen sürprizlerden bahisler açılıyordu. Mü’minler için tek […]

HZ. ÖMER’İN GELİŞİ VE İBN ERKAM’IN EVİNDEN ÇIKIŞ

Bir Çarşamba akşamıydı. Efendiler Efendisi, İbn Erkam’ın evinde bir akşam ellerini kaldırmış; dua dua yalvarıyordu. O kadar içten ve ısrarcıydı ki, bu durum yanındakilerin gözünden kaçmadı. Karıncalanmış avuçlarını semaya kaldırıp gözlerini semaya dikmiş, içtenlikle şöyle dua ediyordu: – Allah’ım! Şu iki adamdan hangisi daha sevimliyse onunla dinini aziz kıl: Ömer İbn Hattâb ve Amr İbn […]

Hira Ziyaretleri

Risalet vazifesiyle serfiraz kılındıktan sonra da Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), vahiy öncesinde mesken tuttuğu Nûr dağına zaman zaman gider ve Hira’da huzur soluklamak isterdi. Bu ziyaretleri sırasında bazen, her an O’nunla birlikte olmak isteyen ashabı da yanına takılır ve böylelikle müşterek bir ziyaret gerçekleştirirlerdi. Yine böyle bir gün Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. […]