Browsing category

Peygamber Efendimizin Hayatı

Arkadan Gelenler ve Mihnet Yılları

Efendiler Efendisi’nin dizinin dibinde huzuru yakalayan herkes, bu huzuru paylaşacağı başka kişilerin peşine düşüyordu. Davetin gizliden gizliye yürütüldüğü bu dönemde Hz. Ebû Bekir gibi insanlar, önceki konumlarının sağladığı imkânları kullanarak eski dostlarıyla Resûl-ü Kibriyâ’yı tanıştırma yarışına girmişlerdi. Onu, Efendimiz’in hala oğlu genç Zübeyr İbn Avvâm takip etti. Bir başka gün Osman İbn Affan ve Talha […]

Efendimiz’in (sas) Taif’teki Arz-ı Hâli

İnsanlığın İftihar Tablosu (aleyhi ekmelüttehâyâ) bilhassa Mekke döneminde çok büyük musîbetlerle karşı karşıya kalmıştır; kavmi tarafından yalanlanmış, işkencelere maruz bırakılmış, ölümle tehdit edilmiş ve hatta kendisine komplolar kurulmuştur. Diğer taraftan, kendisinin, ailesinin güzîde fertlerinin ve Ashâb-ı Kirâm’ın esaretten işkenceye, hastalıktan ölüme kadar pek çok imtihanına şahit olmuştur. Fakat, Rehber-i Ekmel Efendimiz, hiçbir zaman kaderi tenkit […]

Ebû Zerr’in Gelişi ve Yaşanan İlk Acı Tecrübe

İçten içe bir heyecan dalgası yayılıyordu Mekke’de… Yüzyılların kuraklığını dindirecek bir menba bulunmuştu ve bunun farkına varan herkeste, susuzluğunu gidermenin telaşı vardı. Hatta insanlarda, sadece kendi susuzluğunu değil, kendisi gibi susuzluk çeken herkesi bu pınarla buluşturmanın gayreti görülüyordu. Yıllardır bugünü bekleyen insanlar, aradığını bulmanın heyecanını yaşıyorlardı. Gıfâr kabilesinin dil üstadı Ebû Zerr de bunlardan birisiydi. […]

Sa’d İbn-i Ebî Vakkas’ın Huzura Koşuşu

Bütün bunlar, neyi değiştirirdi ki? İman gibi bir değerle buluştuktan sonra, hangi güç ve kuvvet insanın karşısına çıkar ve onu değerlerinden vazgeçirebilirdi? Kureyş’in kinine inat, iman dairesi çığ gibi büyümeye durmuş; hemen her gün huzur-u risalet, yeni katılımlarla şenleniyordu. Ardı ardına bir yarış başlamıştı; bütün acıları unuttururcasına, yeni doğumlar yaşanıyordu. Başka gün de, bir başka […]

Efendiler Efendisi’ne (aleyhissalâtü vesselâm) Salât ü Selâm

Yüce Yaratıcımız, insanlığın başlangıcıyla birlikte değişik dönemlerde yeryüzüne kendi mesajlarını ulaştıracak peygamberler göndermiş, rahmeti ve hikmeti gereği bu peygamberleri insanlar içinden seçmiştir. Ancak bu seçim alelâde bir seçim olmayıp, inceden inceye araştırma, süzme ve titizce ayıklama anlamına gelen bir seçmedir. Dolayısıyla bu göreve seçilen peygamberlerin, insanlardan farklı bir konumda olmaları garipsenmemelidir. Hattâ yeryüzünün bu değerli […]

Sözüne Sadık Bir Çoban ve Süt Mucizesi

Hz. Ebû Bekir’le birlikte Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Mekke dışına çıkmış ve huzur arıyordu. Karşılarına, Abdullah İbn Mes’ûd adında bir çoban çıktı; Ukbe İbn Ebî Muayt’ın koyunlarını otlatıyordu. Muhammedü’l-Emîn’i de Ebû Bekir’i de biliyordu; kim ne derse desin bunlar, Mekke’nin göz dolduran iki insanıydı. Gerçi bundan, koyunlarını güttüğü Ukbe İbn Ebî Muayt hiç […]

Huzura Koşuş Devam Ediyor

Bu arada, Âmir İbn Rabîa, Utbe İbn Rabîa’nın oğlu Ebû Huzeyfe, Ebû Ubeyde İbn Cerrâh, Osman İbn Maz’ûn ve iki kardeşi Kudâme ve Abdullah, Esmâ Binti Ümeys, Ümmü Eymen, Efendimiz’in amcası Hz. Abbas’ın hanımı Ümmü’l-Fadl ve Hz. Ali’nin ağabeyi Ca’fer İbn Ebî Tâlib de gelmiş ve Müslüman olmuşlardı.[1] Fazilet aşığı insanların arasında bu din, hızla […]

Bilâl-i Habeşî: “Ehad.. Ehad..!”

Hz. Ebû Bekir’le birlikte Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün Mekke dışında bir yere gitmiş; gelen ayetleri müzakere edip namaz kılıyordu. Bu arada, yakınlarında koyun otlatmakta olan Bilâl-i Habeşî yaklaştı yanlarına. Ayla güneş gibiydiler; göz kamaştıran bu manzaraya meftun olmamak mümkün değildi. Önce, yanlarına gitmesi için bir vesile bulması gerekiyordu, bir kâse süt […]

Hazreti Habbâb’ın Alacağı

Bu günlerde bir insanın Müslüman olduğunu açıklaması, başına gelecek kötülüklere açıktan davetiye çıkarması anlamına geliyordu. Onun için birçok sahabenin Müslüman olduğunu Kureyşhenüz bilmiyordu. Yedi kişi hariç, diğer Müslümanlar kendilerini gizlemek zorunda hissetmişlerdi. Bunlar, Allah Resûlü Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem), Hz. Ebû Bekir, Ammâr İbn Yâsir ve onun annesi Sümeyye, Süheyb İbn Sinân, Bilâl-i […]

Bir Ziyaret ve Geleceğe Açılan Yeni Bir Kapı

Resûlullah hâne-i saadetine dönmeden önce, o gün, kızı Fâtıma Validemizin kapısını çaldı; belli ki, uzun süren ayrılığın hasretini giderecekti! Kapıyı açan Fâtıma Validemizdi; bir anda babasını karşısında görünce çok heyecanlanmıştı; hasretle Resûlullah’ı süzüyordu! Bir müddet öylece kalakaldıktan sonra kendine geldi ve mübarek ellerine kapandı; doyasıya öpmek istiyordu onları! Ancak bu da yeterli değildi. Hasretini gidermeye […]