Browsing category

Peygamber Efendimizin Hayatı

Hz. Hadîce validemizle izdivaca giden yol ve evlilik

Olurunu alır almaz hemen Hatice’nin yanına gitti Ebû Tâlib. Zira Hz. Hatice’ye, yeğenini bizzat anlatma lüzumunu hissediyordu. Çünkü O, Mekke’nin en güvenilir ve en kaliteli insanıydı. Öyleyse, O’nunla iş yaparken bu nazara alınmalı ve yine O’na verilecek ücret de başkalarından farklı olmalıydı. Böyle bir iş için Hz. Hatice’nin, başkalarına ne kadar ücret verdiğini de biliyordu […]

Hayber sonrası gelişmeler: Mekkelilere yardım…

Hayber ganimetleriyle Medine’ye dönen Efendiler Efendisi, bu imkânlarla iki önemli icraat yapacaktı: Öncelikle, mal ve mülklerini Mekke’de bırakarak Medine’ye hicret eden Muhâcirlere, kapılarını açıp da mallarını onlarla bölüşen Ensâr’a bu mallarını geri vermeleri talimatı verecek ve kendisi de bunu bizzat uygulayacaktı. Zira Hz. Enes’in annesi Ümmü Süleym’in, hicret sonrasında kendisine hediye ettiği bir hurmalık vardı […]

Olağanüstü haller seferi: Zâtü’r-Rikâ

Gatafanlıların bulunduğu bölgeye yapılan bu sefer, Medine’den ayrılıp da yeniden geri dönülünceye kadar geçen on beş günlük süre içinde yaşanan harikulâde hadiselerden dolayı ashâb arasında, olağanüstü haller seferi olarak da isimlendirilecektir. Her zaman olduğu gibi o gün de Medine’ye bir tüccar gelmiş ve elinde bulunanları burada ashâb-ı kirâma satmıştı. Bir müddet oturup konuşunca da: – […]

Eve girerken dua edip selam vermek

Bir Müslümanın eve girerken dua etmesi ve ev halkına selam vermesi sünnettir.  عَنْ أَبِي مَالِكٍ الْأَشْعَرِيِّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ” إِذَا وَلَجَ الرَّجُلُ بَيْتَهُ ، فَلْيَقُلْ : اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ الْمَوْلَجِ وَخَيْرَ الْمَخْرَجِ ، بِسْمِ اللَّهِ وَلَجْنَا وَبِسْمِ اللَّهِ خَرَجْنَا وَعَلَى اللَّهِ رَبِّنَا تَوَكَّلْنَا ، […]

Gerçekleşen rüya ve vaad: Kaza Umresi

Yedinci yılın Zi’l-Kâde ayıydı; Cibril-i Emîn de gelmiş, “Hürmetli ay, hürmetli aya bedeldir ve hürmetler karşılıklıdır.” meâlindeki âyeti getirmişti. Geçen yıl yapılamayan umrenin, artık gerçekleşme vaktinin geldiğini hatırlatıyordu. Efendiler Efendisi de, bir yıl önce anlaşıldığı gibi ashâbına umre için hazırlanmaları emrini verdi; bu süre içinde şehit olanların veya kendi eceliyle ölenlerin dışında Hudeybiye’de bulunanlardan hiç […]

Efendimiz (sas)’in Kur’ân Okuyuşu

Kur’ân’ın ilk muhatabı olan Peygamber Efendimiz, her konuda olduğu gibi Kur’ân okuma, onu anlama ve onun hükümlerini hayata geçirme konusunda da bizlere en güzel örnekliği sunmuştur. Biz burada maddeler halinde Hz. Peygamberin Kur’ân okuyuşunu ve Kur’ân anlayışını okuyucularımıza sunmayı uygun bulduk. Zira Kur’ân’a muhatap olan o eşsiz insanın Kur’ân okuyuş ve anlayışı, bu konunun ilk […]

Elçi Hâris İbn-i Umeyr’in şehadeti ve Mûte

Sekizinci yılın Cemâziye’l-evvel ayıydı; sulh ortamının şartları en üst seviyede değerlendiriliyor ve gelişmeler yakından takip edilerek İslâm adına tebliğ ve irşad görevi yerine getiriliyordu. Bu sebeple Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Hâris İbn-i Umeyr ile Busrâ valisine yeni bir mektup daha gönderiyordu. Ancak o güne kadar hiç karşılaşılmayan bir şey olacak ve Efendiler Efendisi’nin […]

Hudeybiye Anlaşması’nın İhlali ve Peygamber Efendimiz’in (sas) Duruşu

Hudeybiye anlaşmasının üzerinden yirmi iki ay geçmiş, bu süre zarfında Mekke cihetinden herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmamıştı. Takvimler, sekizinci yılın Şa’bân ayını gösteriyordu. Sabahın erken saatlerinden birinde Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), yanında bulunan Âişe Validemize: – Ey Âişe, diye seslenecekti. “Huzâa cihetinde önemli bir hadise oldu!” Durup dururken böyle bir haber karşısında Âişe Validemiz […]

Haber Hâkimiyeti, İstişareler ve Münferit Bir Teşebbüs

Ebû Süfyân’ın Medine’den ayrılışından bir süre sonra Efendiler Efendisi Hz. Âişe Validemize dönmüş ve: – Yol hazırlığımızı yap ve bu işi de gizli tut, diyerek tembihte bulunmuştu. Çok kritik bir dönüm noktasıydı ve bu süreç, bir yanlışlığa mahal vermemek için titizlikle takip edilmeliydi. Allah’ın vadettiği Mekke’ye gidecekti ama bunu yaparken kan dökülmesini istemiyor, karşı koyamayacakları […]

Fetih Ordusunun Medine’den Hareketi ve Ebû Süfyan’ın Gelişi

Medine’den Hareket Hicretin üzerinden sekiz yıl geçmişti ve nebevî davetle birlikte mü’minler akın akın Medine’ye dolmaya başlamıştı. O güne kadar Müslüman olmuş herkes, bu nebevî davete icabet etmiş, Allah Resûlü’nün davetini alır almaz silahını alıp Medine’ye koşmaya başlamıştı. Bir çarşamba günüydü; Ramazan ayının onuncu günüydü. Tabii olarak herkes oruç tutuyordu. Resûlullah, önce cemaatine dönüp: – […]