Hâris İbn-i Ebî Dırâr’ın Müslüman oluşu
Medine’ye saldırıp da Efendimiz ve Müslümanların kökünü kesme hayalleri kurarken aniden karşısında Allah Resûlü ve İslâm askerlerini görerek perişan olan ve itibarını kaybettiği yetmiyormuş gibi bir de mâmelek adına varlığını yitiren Hâris İbn-i Ebî Dırâr, kızı Hz. Cüveyriye’yi esaretten kurtarmak için yedeğine aldığı develeriyle birlikte Medine’nin yolunu tutmuştu. Maksadı, ne kadar deve isteniyorsa onları vermek ve kızını alıp geri dönmekti. Nihâyet Akîk vadisine geldiğinde, bunun için yanına aldığı develerine yeniden bakmaya başladı; içi gidiyordu ve onlardan ikisini bir kenara ayırarak Akîk vadisinde bir yere gizledi. Yanında götürdüğü diğer develeri verip de kızını geri almayı, dönerken de bu develerine tekrar kavuşup memleketine onlar üzerinde dönmeyi planlıyordu.
Nihâyet Allah Resûlü’nün yanına kadar geldi ve:
– Yâ Muhammed, diye seslendi. Sizler benim kızımı esir aldınız; işte onun fidyesi!
Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem), bir ay öncesine kadar ne hayaller kuran Hâris’in bu hâlde gelişine acıdı ve kızını hürriyete kavuşturmaya mukabil kendisine takdim ettiği develere baktı önce ve ardından da:
– Peki, Akîk vadisinde falan kuytu yere gizleyip de sakladığın iki deve nerede, diye sordu.
Nutku tutulmuştu Hâris’in. Onları saklarken yanında kimsecikler yoktu. Peki, öyleyse bu develerin varlığını Muhammedü’l-Emîn nasıl bilebiliyordu? Yok, yok… Bu, bir beşerin bilebileceği bir mesele değildi; demek ki Muhammedü’l-Emîn, gerçekten vahiyle hareket ediyordu ve kısacık zamana sığıştırdığı birçok sorunun ardından:
– Ben de şehadet ediyorum ki Sen, Resûlullah’sın, dedi. Garip şeyler oluyordu; daha düne kadar Allah Resûlü’ne meydan okuyan Hâris, şimdi gelmiş Efendimiz’in Resûlullah olduğunu ikrar ediyordu! Zaman ne büyük müfessirdi; demek ki, dün problem gibi duran nice mesele zamanı gelince çözülecek ve dişler sıkılıp da sabır kuvvetine dayanınca nice problemler kendiliğinden hallediliverecekti!
Hâris’in ikrarı bununla sınırlı değildi ve daha sonra da:
– O iki deveye karşı içimde bir istek doğmuştu; ancak buna, Allah’tan başka kimse muttali olmamıştı, deyip huzur-u risalette Müslüman oldu. Ukbasını kaybetmek üzereyken dünyası da zindan olmuştu neredeyse ama şimdi, çok yönlü bir kazanç elde ederek geri dönüyordu.
Yazar: Dr. Reşit Haylamaz/EFENDİMİZ isimli kitabından alınmıştır.
10 ocak 1965 yılında doğdu. İlk ve ortaokul eğitiminden sonra Endüstri Meslek Lisesi’nde elektrik okudu. 1982 yılında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde başladığı yüksek eğitimini, yine aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde devam ettirerek Temel İslam Bilimleri İslam Hukuku bölümünde yüksek lisans yaptı. Sonraki yıllarda Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri’ne kaydoldu ve burada da “Kur’ân’a Göre Akıl” konulu teziyle Tefsir alanında doktorasını tamamladı.
Çalışma hayatına, İzmir Özel Yamanlar Lisesi’nde öğretmen ve idareci olarak başladı. Askerlik görevini yerine getirdikten sonraki yılları onu, medya sektörüne taşıdı ve ilk olarak Zaman Gazetesi’nde yayın danışmanı olarak işe başladı. Ardından gelen yıllar onu, sesli ve görüntülü medyaya taşıdı ve Burç FM ile Samanyolu TV’nin denetim, redakte, musahhih, editör, yapımcı gibi alanlarında faaliyet gösterdi.
Bu arada, Zaman Gazetesi’nde köşe yazarlığı görevini de yürüten Haylamaz, bundan sonraki 5 yılını Cihan Haber Ajansı’nda genel müdür olarak devam ettirdi.
2005 yılından itibaren bünyesinde 24 farklı yayınevi ile 11 dergiyi barındıran Kaynak Kültür Yayın Grubu’nda genel yayın yönetmeni olarak görev alan Reşit Haylamaz, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok seminer, konferans, sempozyuma katıldı, çok farklı alanlarda tebliğler sundu. Konuk olarak katıldığı birçok program yanında Haylamaz, Burç FM, Samanyolu TV, Mehtap TV ve Irmak TV gibi sesli ve görsel medya alanlarında çok sayıda programa da imza attı.
Her ne kadar farklı alanlarda ihtisas sahibi olsa da o, çalışmalarının çoğunu İslam Tarihi’nde yoğunlaştırdı ve eserlerinin büyük çoğunluğunu siyer muhtevalı kaleme aldı. Güvenilir Gıdalar Vakfı ve Tarih Akademisi gibi organizasyonlarda aktif vazife alan Haylamaz, Peygamberyolu Derneği etrafında bir araya gelen gönüllüler kadrosuyla deruhte ettiği “Herkes O’nu Okuyor” ve “O’nunla Bir Ömür” gibi organizasyonlarla yediden yetmişe milyonlarca insana bu vesileyle kitap okuttu, başta Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) olmak üzere Asr-ı Saâdet’i daha yakından tanımalarına vesile oldu. Gün gün Efendimiz’in hayatının izini sürdüğü ve bilinmeyen günlerini de bilinir kılmaya matuf olarak başlattığı geniş kapsamlı siyer çalışması, hâlen devam etmektedir.
Genel manada tarihe ve özelde ise İslâm Tarihi’ne farklı bakış açıları ile bakabilen Haylamaz’ın, bazıları farklı dillere de çevrilen Türkiye’de Domuz Gerçeği, İslâm Hukukuna Göre Organ ve Doku Nakli, Saadet Asrı’na Doğan İlk Yıldızlar, Güller ve Dikenler, Dillerdeki Müjde, Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz 1 – 2, Muhtasar Efendimiz, Efendimiz’in Nurlu Hayatı, En Öndekiler, Fethin Mü’minleri, Mü’minlerin En Mümtaz Annesi Hazreti Âişe, İslâm’ın İki Kutsal Şehri: Mekke Medine, Şefkat Güneşi, Bizim Firavun, Umre Rehberi, Bir Vedalaşma Günlüğü: Efendimiz’in Haccı, Âişe Validemiz’in Evlilik Yaşı, Efendimiz’in Aile Hayatı ve Mazlumların Hâmisi Hazreti Hadîce gibi eserleri vardır ki bilhassa bu eserler arasından “Efendimiz” konulu olanlar çok satanlar listesinde yerini aldı ve Türkiye’de üç milyonun üzerinde okur buldu. Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz adlı eseri, 175 bölüm halinde radyo tiyatrosu olarak uyarlandı.
Evli ve üç çocuk babası olan Reşit Haylamaz, sivil toplum faaliyetleri ve yayıncılık hayatına, Mısır ve ABD merkezli olarak devam etmektedir.