Browsing category

Makale

Asr-ı Saâdet’te Bayram

Asr-ı Saâdet’te Ramazan ve Kurban bayramları,[1] hicretin ikinci senesinden itibaren kutlanmaya başlanmıştır.[2] Müslümanların kutladığı ilk bayram, bu senenin Ramazan bayramıdır.[3] Bu yıl Şâban ayında, Ramazan orucu farz kılınmış ve Ramazan ayını oruçlu geçiren mü’minler sonraki ay olan Şevval ayının ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Kurban bayramı[4] da yine ikinci senede, Zilhicce ayının onu itibariyle […]

Kadir Gecesinin Anlamı ve Önemi

Kadir gecesinin anlamı; “Hüküm Gecesi” demektir. Takdîr-i İlâhîde hükmolunmuş işlerin yahut birçok işlere hükmeden muhkem emirlerin ayırt edildiği gece anlamına gelir. Takdîrden maksad, ezelî hükmün açığa çıkmasıdır. Hikmetli işler karara bağlanır. Bu gecede kaderin bir çeşit istinsahı yapıldığı anlaşılıyor. Yani İmam-ı Mübîn’den, Kitâb-ı Mübîn’e istinsahı. Ülfetin dağılmasında, kalblerin yumuşamasında, şeytanların ve günahların tesirlerinden korunmada herkesin […]

Ramazan ve Efendimiz’de Cömertliğin Çağlayana Dönüşmesi

Peygamberimiz, İnsanların En Cömertiydi Nebiler Sultanı insanların en cömerdiydi. Her zaman çevre­sindeki insanların ihtiyaçlarını gözetir, adeta başkaları için yaşar­dı. O, çoğu gönüllere keremiyle girmişti. Kendisi’nden bir şey is­tenildiğinde, varsa verir, olmadığı takdirde de vaad ederdi. Bazen üzerine giydiği tek elbisesini bile isteyen olur, O da hiç çekinme­den hemen hediye ederdi.  O’nun dilinde cömertlik, insanı Allah’a […]

Uhud Sürecinde Kadınların Duruşu

Zaferlerin kazanılması, devamı ve kalıcı hale gelmesi için cephede savaşan ve gerekirse canını veren askerlerin yanında, onu metanetle gazaya uğurlayan ve geriye dönmesini bekleyen ailesinin -şayet dönmez cephede kalırsa- ortaya koyacağı duruş, en az cephede vuruşmak kadar önemlidir. Zira cepheye giden yiğit, cesaretini öncelikle Allah’a imanından, sonra geride bıraktıklarından ve silah arkadaşlarından alacaktır. Onu cepheye […]

Ramazan Ayı ve Peygamber Efendimiz’in (sas) Hayatındaki Yeri

On bir ayın sultanı, rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan kelime olarak “yaz sonunda yağıp yeryüzünü tozlardan temizleyen yağmur” mânasında “er-ramadî” kelimesinden veya “Güneş ışınlarından kum ve taşların yanıp kızması” anlamında olan “er-ramdâ” kelimesinden gelmektedir. Buna göre yağmur nasıl yeryüzünü temizleyip yıkarsa; kızgın yer, orada yürüyenlerin ayaklarını nasıl yakarsa, Ramazan ayı da öylece günahları […]

Efendimiz’in (sas) Ramazan’da Kur’ân’la İrtibatı

Kur’ân-ı Kerim, “Kelâmullah” (Allah’ın sözü) ve “Kitâbullah” (Allah’ın kitabı)dır. O sözlerin en güzeli,[1] en kutlusu ve mübareği,[2] O, Allah’ın en sağlam ipi (hablü’l-metin)[3] ve kopması mümkün olmayan “sapasağlam bir kulp”tur (el-urvetu’l-vüskâ)[4]. O, insanları en doğru yola ileten[5], gönüllerdeki dertlere şifa kaynağı, hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden[6] bir hidâyet rehberidir.[7] O […]

Kur’ân’da ve Efendimiz’in Beyanlarında Ramazan ve Oruç

Müminler için Cenâb-ı Hakk’a yakınlaşmanın, Cennet’e ve ebedî saadete ehil hale gelmenin en güzel ve bereketli vesileleri farz ve nafile ibadetlerdir. Ramazan orucu ve içerisindeki diğer ibadetler de bu manada müminin yüce Allah’la münasebetinde çok hayati bir öneme sahiptir. İnanmış sineler Ramazan orucunu, her türlü ibadet ve salih amelde olduğu gibi, Cenab-ı Hakk’a karşı bir […]

Kur’ân ve Ramazan

Ramazan, Kur’ân-ı Kerim’in yüce âlemden beşeriyet ufkuna indiği kutlu zamandır. Kur’ân, dünyâ semâsına böyle bir Ramazan ayında doğmuştu. Karanlıklar içinde yolunu kaybetmiş, istikbalinden ümidsiz insanlığın yolunu aydınlatan, ona dünyâda olduğu kadar ebediyet âleminde de kurtuluş ve mutluluk haberi getiren en büyük müjde odur. Kur’ân müjdesinin tazeliğini korumak, insanların ondan alacakları feyzi artırmak için, bu fermanın […]

Bir Sünnetullah: Allah, Değişeni Değiştirir!

İnanan insanlar, sürekli kendilerini geliştirmeli, kalbî ve ruhî hayatları itibarıyla hep “diriliş”ler yaşamalı; fakat, aynı zamanda kendi öz değerlerine bağlı, değişme fantezisinden uzak ve durdukları yerde “sabit-kadem” olmalıdırlar. Zira bir toplum veya topluluk, kendisine bahşedilen nimetlere mazhar olduğu andaki iman, marifet, safvet, samimiyet, azim, kararlılık ve hasbîlik gibi yüce hasletlerini yitirmedikten sonra, -ilahî âdete göre- […]

İnsan ve Kıble İhtiyacı

Arapçada yön ve cihet manasına gelen “kıble” kelimesi, ıstılahta ibadetler için özellikle de namaz kılmak için dönülecek yönü belirten bir kavramdır. “İbadetler için” diye zikretmemizin sebebi namazın yanında dua ederken, kurban keserken, ihrama girerken ve ölüyü kabre yerleştirirken de kıblenin yönümüzü belirleyen bir şiar olarak karşımıza çıkmasıdır. Hatta Müslümanlar bu şiara o kadar saygılı olmuş […]