Browsing category

Makale

“Tekfirizm” Vebası ve Efendimiz’in (sas) Duruşu

Dünden bugüne Müslüman toplumların yaşadığı temel problemlerden birisi de tekfirizmdir. Tekfîr etmek, bir Müslümanın, başka bir Müslümanı küfre nispet etmesi yani onu kafir sayması demektir. Kur’ân ve Sünnet’in uyarılarına, tarihte yaşanmış acı tecrübelere rağmen günümüzde hala Müslümanlardan bazı kimse ya da kesimler, sahip oldukları iyi niyet ve düşüncelere rağmen aralarındaki fikir farklılıkları ya da olaylara bakış açılarından […]

Medine’nin Yalan Haber Üreten Sakinleri: Murcifûn

Sosyal hayatın en önemli problemlerinden birisi de toplumda fitne ve fesada sebebiyet verecek, insanları korkuya sevk edecek, birlik ve beraberliği sarsacak yalan haber ve uydurma iddialardır. Tarih boyunca hemen her toplum ve topluluk, bu türlü bilinçli saldırıların muhatabı olmuştur. Allah Resûlü’nün hicretinden sonra ete kemiğe bürünmeye başlayan Müslüman toplumu da bu tür sinsi saldırılara maruz […]

Müşrik, Bedevî ve Münafıkların Dahi Hepsi Bir Değil! (3)

İlk iki makalede Kur’ân’ın farklı kimliklere bakışta “genelleme yapmama” ilkesinden bahsedilmiş ve bu ilke, şairler ve ehl-i kitap örnekleri üzerinden izah edilmişti. Bu makalede aynı durumun Kur’ân’da bahse konu olan müşrikler, bedeviler ve münafıklar için de geçerli olduğu üzerinde durulacaktır. Müşrikler Müşrikler, vahiy ve peygamberlik sonrası Allah Resûlü’nün ilk muhatap olduğu kimliktir. Zira içinde doğup […]

İman Esaslarının Özellikleri ve İtikatta Asimilasyon (2)

İman Esasları, Akla ve Fıtrata Uygundur! İnsan, donanımı ve tecrübeleri dolayısıyla inancını/imanını aklî ve mantıkî temellere dayandırma ihtiyacı duyar. Bu açıdan iman esasları, akıl ve fıtrata, en uygun muhtevaya sahiptir. Allah’ın dini, insan aklına ve fıtratına ters düşen; akıl ve mantığın temel ilkeleriyle çelişen prensipler içermez. Getirdiği esaslar, ortalama insan aklının kavrayabileceği, makuliyetini anlayabileceği ilkelerdir. […]

İman Esaslarının Özellikleri ve İtikatta Asimilasyon (1)

Müslümanlar, iman esaslarını ve onların özelliklerini iyi bilirlerse hicret ettikleri coğrafyalarda, asimile olmadan yaşamayı başarır ve çevrelerine de daha faydalı fertler olurlar. Aksi takdirde aklî, mantıkî ve ilmî delillere dayalı olmayan iman, şüphe rüzgarları ve dalalet fırtınaları karşısında varlığını devam ettiremez. Daha çok çevreden görülerek öğrenilen ya da anne-babadan miras olarak alınan taklidî imanla fırtınalı […]

Hicret, Başkalarına Benzeme ve Asimilasyon

Hicretten sonra entegrasyon sürecinde muhacirleri bekleyen tehlikelerden birisi de hâkim kültürün tesirinde kalarak zamanla her hususta onlara benzemedir. Zira aynı ortamda yaşayan, aynı eğitim müesseselerinde eğitim gören ve sosyal aktivite mekanlarını kullanan… farklı inanca sahip kimlikler, zamanla birbirinin örf, adet, dini ve kültürel hayatından etkilenerek birbirine benzemeye başlayabilirler. Bu durum, İslamî açıdan belli alanlarda bir […]

Hicret, Diyalog ve Asimilasyon (3)

Farklı İnançlardan Korkmamalı! Bugün, dünyanın değişik yerlerine hicret edenler, tabiatıyla farklı dinlere ve ideolojilere mensup kimselerle çeşitli münasebetler içinde olacak; arkadaşlık, dostluk, komşuluk, ticarî ortaklık ve belki evliliklerle akrabalık ilişkileri de kuracaktır. Bunlar, artık o ülkede yaşamanın beraberinde getirdiği kaçınılmaz, sosyal bir sonuçtur. Üstelik bu durum sadece bugüne has da değildir. Allah Resûlü, Medine’ye hicret […]

Hicret, Entegrasyon ve Asimilasyon (2)

İlim ve Kültür Merkezleri Hicret yurdu Medine, Mekke’den farklı olarak birçok inancı ve kültürü içinde barındırıyordu. Yüzlerce yıldır burada yaşayan Yahudi kabileleri, kendilerine ait bir kültür, sokak hayatı ve zengin bir dünya inşa etmişlerdi. Bu baskın kültür ve güçlü iktisadi ortamdan etkilen Arap kabileleri çocuklarını, okuma yazma, dil, sanat ve zanaat öğrenmeleri için küçük yaşta […]

Hicret, Entegrasyon ve Asimilasyon (1)

Hicret yurduna uyum sağlamaya çalışırken Muhacirleri bekleyen sorunlardan birisi de karşılaştıkları farklı kimlik, kültür ve inançlar karşısında zamanla özünden uzaklaşma ve kendi değerlerine yabancılaşma problemidir. Özellikle Batı dünyası gibi maddi refahın üst seviyede seyrettiği, eğlence anlayışının sınır tanımadığı ve ahlakî değer yargılarının çok farklı olduğu bölgelerde Muhacirlerin, inanç, ibadet, ahlak ve aile hayatlarını istikamet üzere […]