Browsing category

Makale

Peygamberimiz’in (sas) İnsan Unsurunu Verimli Kullanması

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bütün bir hayatı tâlim etmek için gönderilmiştir. O, peygamberliğiyle birlikte, devlet başkanı, ordu komutanı, hâkim ve öğretmen gibi pek çok vasfı da aynı anda şahsında bulundurmaktaydı. Özellikle Medine döneminde, devlet yapısının temellerini atarken, toplum olmanın tabiî bir gereği olarak, değişik alanlarda insan istihdam etmiştir. Bu alanları ana hatlarıyla şu […]

Sosyal Sorunların Çözümünde Peygamber Yolunun Temel Esasları

İnsanî bağlar bütün beşerî toplumların temel dayanaklarındandır. Çünkü insan topluluğu da –tıpkı bir bina gibi- farklı birimlerini birbirine bağlayan ve onlardan tek bir cisim oluşturan bağlara muhtaçtır. Beşerî toplumun zorunlu olduğu bu bağlar, değişik yönlerden toplumun fertlerini bir araya getiren ve onları tek bir amaca götüren edebî bağlardır. Toplum, ancak bu bağlar sayesinde birlikte yaşamak […]

Peygamber Efendimiz’in (sas) Liderlik Yönü

Günümüzde liderlikle ilgili değişik yaklaşımlar bulunmaktadır. Takım çalışmasını, toplumun katılımını ve isteklerini dikkate alarak kararların alındığı kolektif liderlik, ahlâkî değerlerle uyuşan ve insanlara daha fazla değer veren etik merkezli liderlik, insanların, maaşın ötesinde şahsî ve meslekî gelişimlerini de koruyup gözeten ve toplam kalite yönetimini benimseyen, insanların bütün hayatını zenginleştiren ve değer katan ilke ve değer […]

Efendimiz’in (sas) Çevresindeki Varlıklarla Ünsiyet ve Münasebeti

Peygamberler insanlığın yolunu aydınlatmak üzere Allah tarafından görevlendirilmiş üstün meziyetli insanlardır. Geldikleri topluma hayatın nasıl yaşanması gerektiğini öğretir ve kendileri de bizzat yaşayarak topluma örnek olurlar. Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) ise son peygamber olması hasebiyle topyekün insanlığa rehber olarak gönderilmiştir. Onun risaleti belli bir toplum, bir zaman ve bir mekânla sınırlı değildir. Dolayısıyla görevi, sadece Araplarla […]

Toplumsal Problemlerin Çözümünde Nebevî Metod

İnsan Odaklı Çözüm Allah’ın gönderdiği vahyi harfiyyen tatbik eden Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), işe en temel noktadan, “insan”dan başladı. Zira her türlü problemi üreten, insanın bizzat kendisiydi ki bu durumda insanı çözmeden hiçbir problem çözülemezdi. Başka bir ifadeyle insan unsurunun çözüldüğü yerde, problemlerin büyük bir kısmı kendiliğinden çözülecek demekti. Allah’ın en mükerrem varlığı […]

Hz. Peygamber (sav.) Dönemi Münafıklarının Özellikleri

Kur’ân-ı Kerîm’in üzerinde önemle ve sıklıkla durduğu, nitelikleriyle alâkalı geniş bilgiler sunduğu, karakter ve iç dünyalarına dikkat çektiği, haklarında isimleriyle anılan bir sureyi (Münâfikûn) indirdiği bir topluluk da münafıklardır. Hattâ bunlar, nitelikleri açısından, Kur’ân’ın, ehl-i kitap, müşrik ve kafirlerden daha fazla ve sıklıkla üzerinde durduğu bir kesimdir. Bazen itikadî-amelî olmak üzere tasnif edilerek ele alınan […]

Ben, Musa’ya (as) sizden daha yakınım!

Aşûre günü, kamerî ayların birincisi olan Muharrem ayının 10. günüdür. Bugünle alakalı üzerinde durulan iki önemli husus vardır: 1. Hazreti Musa ve Yahudilerin Firavun’un zulmünden bugün kurtulması. 2. Hazreti Nuh aleyhisselam’ın gemisinin Cudi dağının başına oturması ve o günden bu yana bütün sami dinlerinde oruç tutulması. Hatta müşriklerin de Hazreti İbrahim’den bu yana bu orucu […]

Allah nurunu tamamlayacaktır!

Belki bugün sıkıntı var ama gelecek her gün de, matem içinde geçecek değil! Günün birinde kar ve buzlar eriyecek, insanlık semasında yeniden bir nevbahar yaşanacak, etrafa nurlar yağacak ve Rabb-i Rahîm’in arzu ettiği istikamette bir bayram yaşanacaktı. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Hz. Habbâb’a söylediği “Sizden öncekiler arasında öyleleri vardı ki, sırf iman ettiğinden dolayı […]

Kerbelâ Mezâlimi

Kerbelâ, Hicri 61 yılında Muharrem ayının 10’unda, aşûre gününde, Alemlere Rahmet Efendimiz’in “Benim dünyada kokladığım reyhânım” [1] dediği; “cennet gençlerin efendisi” [2] olarak tavsif ettiği, “Allah’ım! Ben onu seviyorum, Sen de sev, onu seveni de sev.” [3] diye dua ettiği; Haydar-ı Kerrar Hazreti Ali’nin ve Fâtıma’z-Zehrâ’nın ciğerparesi Hazreti Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt’ten yetmişten fazla […]

Sahabe-i Kiramın Peygamber Yolunda Yürüme Hassasiyeti

Sahabe-i kiram efendilerimiz, O’ndan gelen her şeyi kemal-i hassasiyetle kabulleniyor, korumaya alıyor ve neşrediyorlardı. Ne Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) getirdiği esâsâta muhalif bir şey ortaya koymayı düşünüyor, ne de O’na muhalif bir beyanda bulunmayı akıllarının köşesinden geçiriyorlardı. Kur’ân-ı Kerim’in tabiriyle, O’ndan gelen her şeyi “içiyor” gibi alıyor ve belliyorlardı. Evet, İsrailoğulları’nın ruhuna buzağı sevgisi […]