Browsing category

Makale

Kimin Davası Bitti?!

Bilindiği üzere Mekkeliler, erkek çocuklarının ardı ardına vefatı üzerine Hazreti Peygamber’e “nesli kesik” manasına “ebter” yakıştırmasında bulunmuştu. Böylelikle O’nun itibarını yitireceğini sanmış ve bu söylemlerini kara propaganda unsuru olarak kullanmışlardı. Onlara göre babanın davasını oğul sürdürürdü ve  oğlu kalmadığına göre Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtu vesselâm) İslam davası haşa güdük kalacaktı. Efendimiz’e bu yakıştırmada bulunanların başında Âs […]

Kur’ân’a Göre Cihad ve Savaş Kavramı ve Asr-ı Saadet’teki Uygulamalar

Maddî ve manevî cihad, İslâmî hayatın en büyük müeyyidi ve müeyyidesidir. Mü’minlerin hayatında cihad ruhu söndüğü zaman, yavaş yavaş iman ve İslâm aşkı da söner. Bu makalemizde Kur’an-ı Kerim’e göre cihad ve savaş kavramı ile bunların Asr-ı saadetteki uygulamasını özetlemeye çalışacağız. Bu kavramlar çoğu defa birbiriyle karıştırıldığı ve bu karışıklıktan ötürü İslâm hakkında yanlış birtakım […]

Okçular Tepesi Çetin Yokuş

Sahabe Mir’ât-ı Mücellâ’ya tam bir mâkes oldular ve O’nu tam mânâsıyla temsil ettiler. İmamlar İmamı’na tavizsiz ittiba ile imamlarının sinesinde kaynayan o hakikat buhurdanlığını alıp ruhlarında yaşadılar, yaşattılar ve insanlığı -Cenâb-ı Hakk’ın yardımıyla- aydınlığa boğdular. Makaleye serlevha olan başlık, Uhud savaşı ile ilgili tarihî bir yazı kaleme alacağım intibaını uyandırmamalı.. Aksine benim bu makalede üzerinde […]

Peygamber Efendimiz’in (sas.) Yetimlere Şefkati

Şefkat, Cenâb-ı Hakk’ın birer sanatı olmaları itibarıyla herkese ve her şeye karşı alâka duyma; başkalarının dertlerine ortak olma, kederlerini paylaşma, yardımlarına koşma; karşılıksız, sâfi ve ivazsız sevgi besleme; mazlumların, mağdurların maruz kaldıkları sıkıntıları göğüsleme ve bir anne içtenliğiyle onların üzerine titreme gibi mânâlara gelmektedir. “Yetim” kelimesi sözlüklerde ergenlik çağına gelmeden babası ölen kız veya erkek […]

Efendimiz’e (sas) Karşı Davranış Adabı

“Size kendi aranızdan öyle bir Peygamber geldi ki zahmete uğramanız ona ağır gelir. Kalbi üstünüze titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir.” ayetinde işaret edildiği üzere Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm), ümmetinin sıkıntıya düşmesi kendisine çok ağır gelen, onlara son derece şefkatli ve merhametlidir.  Ki bu hususu Allah, kendisine ait Raûf ve Rahîm isimleriyle Efendimiz’i tavsif ederek belirtir. […]

İnsanların Birbiriyle İmtihanı ve Sahabe

Cenâb-ı Hak (celle celâluhu) bir âyet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: “Biz onların bir kısmını diğerleri ile imtihan ettik.”[1] Demek oluyor ki, insanlar birbirleriyle imtihan olabiliyorlar… Bu meseleyi birkaç madde hâlinde sıralamak mümkündür: Birincisi: İnsanlar içinden bir peygamber gelir ve diğer insanlar için o bir imtihan sebebi olur. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) gönderilişinde de aynı durum […]

Allah ve Hâdiseler Karşısında Peygamberâne Duruş

Kendini Hakk’a adayıp da Allah’a dayanan insan, yürür vazife ve sorumlulukları istikametinde dönüp arkasına bakmadan. Bilir o nasıl bir kuvvete dayandığını ve kimin hesabına hareket ettiğini. Emindir hedefinden, yürüdüğü yolun doğruluğundan ve yol boyu bir lâhza olsun yalnız bırakılmadığından/bırakılmayacağından. Bu itibarla da o, hiç mi hiç fikrî, hissî dağınıklığa düşmez, teşevvüş ve tereddüt yaşamaz; mükellefiyetlerini […]

Peygamber Efendimiz’in (sas) Şefaatine Vesile Olan 7 Davranış

Şefaat nedir?; lügat itibarıyla, bir insanın affedilmesi için aracı olmak, bir kimseden, üçüncü bir şahsa iyilik yapmasını istemek ve bir ihtiyaç sahibinin işinin görülmesi için onun önüne düşüp yetkili makama çıkarak istirhamda bulunmaktır. Istılah açısından ise, Peygamberler, sıddîklar, şehidler, ilmiyle amel eden ihlâslı âlimler ve kâmil mü’minler gibi Allah nezdinde bir değere ve yakınlığa erişmiş […]

Asr-ı Saadet’te Medine Toplumu

Resûlü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem), Mekkeli müşriklerin inatla inkârcılıklarını sürdürdükleri bir ortamda, 13 yıllık tebliğ otağını Medine’ye taşımak durumunda kalmıştı. Medine toplumu, Hicret’in ilk yıllarında Müslümanlarla birlikte Yahudiler, müşrikler ve -az da olsa- Hristiyanların birlikte yaşadıkları karmaşık bir yapıyı andırıyordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), şehrin emniyeti için farklı etnik ve dinî gruplardan oluşan […]

Nebevî Değişimin Hususiyetleri

İnsanlık tarihinin gördüğü en köklü değişim, barış eksenli ve tepkisellikten uzak olmanın yanı başında iş bitirici ve derinlikli bir yapı arz etmektedir. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem); inanç haline gelmiş düşünceleri, tavır ve davranışları, toplumun kökleşmiş ve demine-damarına işlemiş yanlış gelenek ve görenekleri; iknâ yöntemi, rıfk ve yumuşak üslupla; şefkat ve merhamet hissi, nâzik […]