Browsing category

Hakkında Yazılanlar

Hac

Hac kasdetme ve yönelme mânâlarına gelir. Ancak onu, mutlak kasd ve mücerret yöneliş mânâlarına hamletmek de doğru değildir. Hac, hususî bir zaman diliminde, hususî bir kısım yerleri, yine bir kısım hususî usullerle ziyaret etmeye denir ki; senenin belli günlerinde, hac niyetiyle ihrama girip, Arafat’ta vakfede bulunmak ve Kâbe’yi tavaf etmekten ibaret sayılmıştır. İhram haccın şartı, […]

Uhud Özelinde Cephe ve Münafık

Uhud yolunda Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) geceyi “Şeyhayn”da geçirmiş ve seher vakti kalkmıştı. Teheccüd namazının edasından sonra Uhud’a doğru hareket emrini vermişti. Sabah namazı orada ikâme edilecekti. Zaten ordu Uhud’a vardığında namaz vakti de yeni girmişti. Varır varmaz ilk iş olarak Peygamber Efendimiz, Hz. Bilal’e ezan okumasını emretmişti. Uhud dağı Hz. Bilal’in ezanıyla […]

Huneyn’deki Çetin İmtihan ve Verilen İlahi Mesajlar

“Huneyn Gazvesini” nazara veren, قَدْ نَصَرَكُمُ اللهُ فِي مَوَاطِنَ كَثِيرَةٍ وَيَوْمَ حُنَيْنٍ إِذْ أَعْجَبَتْكُمْ كَثْرَتُكُمْ فَلَمْ تُغْنِ عَنْكُمْ شَيْئًا وَضَاقَتْ عَلَيْكُمُ الْأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ ثُمَّ وَلَّيْتُمْ مُدْبِرِينَ  “Andolsun Allah size birçok yerde ve Huneyn gününde yardım etmişti. Hani (o gün) çokluğunuz, içinizde bir beğenme hissi hâsıl etmişti; ama bu, size hiçbir yarar sağlamamıştı. Derken bütün […]

Uhud Sürecinde Kadınların Duruşu

Zaferlerin kazanılması, devamı ve kalıcı hale gelmesi için cephede savaşan ve gerekirse canını veren askerlerin yanında, onu metanetle gazaya uğurlayan ve geriye dönmesini bekleyen ailesinin -şayet dönmez cephede kalırsa- ortaya koyacağı duruş, en az cephede vuruşmak kadar önemlidir. Zira cepheye giden yiğit, cesaretini öncelikle Allah’a imanından, sonra geride bıraktıklarından ve silah arkadaşlarından alacaktır. Onu cepheye […]

Bir Sünnetullah: Allah, Değişeni Değiştirir!

İnanan insanlar, sürekli kendilerini geliştirmeli, kalbî ve ruhî hayatları itibarıyla hep “diriliş”ler yaşamalı; fakat, aynı zamanda kendi öz değerlerine bağlı, değişme fantezisinden uzak ve durdukları yerde “sabit-kadem” olmalıdırlar. Zira bir toplum veya topluluk, kendisine bahşedilen nimetlere mazhar olduğu andaki iman, marifet, safvet, samimiyet, azim, kararlılık ve hasbîlik gibi yüce hasletlerini yitirmedikten sonra, -ilahî âdete göre- […]

İnsan ve Kıble İhtiyacı

Arapçada yön ve cihet manasına gelen “kıble” kelimesi, ıstılahta ibadetler için özellikle de namaz kılmak için dönülecek yönü belirten bir kavramdır. “İbadetler için” diye zikretmemizin sebebi namazın yanında dua ederken, kurban keserken, ihrama girerken ve ölüyü kabre yerleştirirken de kıblenin yönümüzü belirleyen bir şiar olarak karşımıza çıkmasıdır. Hatta Müslümanlar bu şiara o kadar saygılı olmuş […]

Kur’ân ve Sünnet’te Şiddete Kaynak Gösterilen İfadeler ve Meselenin Aslı

Özü itibarıyla İslâm, barışın simgesi olmakla birlikte maalesef bugün o, dünya genelinde hep şiddetle anılmakta, gerek düşmanlarının entrikalarıyla gerekse müntesiplerinin yanlış temsiliyle olumsuz bir algının kurbanı olarak resmedilmektedir. Onu şiddet ile birlikte pazarlamaya çalışanların ileri sürdükleri bazı âyet ve hadisler, öncesi ve sonrasından koparılarak cımbızlanan nasslardır ve gerçeğin bütününü asla ifade etmemektedir. Bunu, herkesin bildiği […]

İsra, Mirac Mucizeleri ve Efendimiz’in (sav) Gördükleri

Peygamber Efendimiz, Taif’te aradığı kabul ve desteği bulamamış üstelik taşlanmıştı. Bu yolculuğunda hayati bir tehlike atlatmış kendisini taşlayan insanların elinden zor kurtulmuştu. Bununla beraber Mekke’ye girmek için de 20 gün “Batn-ı Nahle”de, 20 günde “Cebel-i Nur”da “Hira Sultanlığında” beklemek zorunda kalmıştı. Bu olup bitenlerin sonucunda Mekke’ye, inanmayan bir insanın korumasında ancak girebilmişti. Allah Resûlü her taraftan düşmanları […]

Miraç Işığında İdeal Toplumun Nitelikleri

Karanlıkların en koyusunun yaşandığı bir zaman diliminde insanlara rehber olarak gönderilen Yüce Resûl (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke döneminin ilk yıllarında öncelikle inanç esaslarına ağırlık vermiştir. Mekke döneminin sonlarına tekabül eden yıllarda, Kâinatın Yaratıcısı, yeryüzünün Efendisini (sallallahü aleyhi ve sellem) Mi’rac yolculuğuna çıkarmış, bu yolculukta bütün insanlar adına O’na kendi âyetlerinden göstermiş, yepyeni ilke ve […]

Allah Resûlü ve Amcaları

Mekkeliler İçinde Efendimiz’in Gözü Kulağı: Hazreti Abbas Hazreti Abbas’ın hayatına bir bütün olarak bakıldığında, onun çok erken dönemde Resûl-i Ekrem Efendimiz’le (sallallâhu aleyhi ve sellem) sıkı bir irtibatının olduğu ve İslâm’ın intişarı, Allah Resûlü’nün müşriklerin saldırıları karşısında korunması gibi hususlarda Peygamber Efendimiz’e tavsiyelerde bulunduğu görülmektedir. Meselâ Akabe biatları esnasında Efendimiz’in yanında bulunan Hazreti Abbas, Ensar’ın […]