Browsing category

Hakkında Yazılanlar

Kur’ân’da ve Efendimiz’in Beyanlarında Ramazan ve Oruç

Müminler için Cenâb-ı Hakk’a yakınlaşmanın, Cennet’e ve ebedî saadete ehil hale gelmenin en güzel ve bereketli vesileleri farz ve nafile ibadetlerdir. Ramazan orucu ve içerisindeki diğer ibadetler de bu manada müminin yüce Allah’la münasebetinde çok hayati bir öneme sahiptir. İnanmış sineler Ramazan orucunu, her türlü ibadet ve salih amelde olduğu gibi, Cenab-ı Hakk’a karşı bir […]

Kur’ân ve Ramazan

Ramazan, Kur’ân-ı Kerim’in yüce âlemden beşeriyet ufkuna indiği kutlu zamandır. Kur’ân, dünyâ semâsına böyle bir Ramazan ayında doğmuştu. Karanlıklar içinde yolunu kaybetmiş, istikbalinden ümidsiz insanlığın yolunu aydınlatan, ona dünyâda olduğu kadar ebediyet âleminde de kurtuluş ve mutluluk haberi getiren en büyük müjde odur. Kur’ân müjdesinin tazeliğini korumak, insanların ondan alacakları feyzi artırmak için, bu fermanın […]

Bir Sünnetullah: Allah, Değişeni Değiştirir!

İnanan insanlar, sürekli kendilerini geliştirmeli, kalbî ve ruhî hayatları itibarıyla hep “diriliş”ler yaşamalı; fakat, aynı zamanda kendi öz değerlerine bağlı, değişme fantezisinden uzak ve durdukları yerde “sabit-kadem” olmalıdırlar. Zira bir toplum veya topluluk, kendisine bahşedilen nimetlere mazhar olduğu andaki iman, marifet, safvet, samimiyet, azim, kararlılık ve hasbîlik gibi yüce hasletlerini yitirmedikten sonra, -ilahî âdete göre- […]

İnsan ve Kıble İhtiyacı

Arapçada yön ve cihet manasına gelen “kıble” kelimesi, ıstılahta ibadetler için özellikle de namaz kılmak için dönülecek yönü belirten bir kavramdır. “İbadetler için” diye zikretmemizin sebebi namazın yanında dua ederken, kurban keserken, ihrama girerken ve ölüyü kabre yerleştirirken de kıblenin yönümüzü belirleyen bir şiar olarak karşımıza çıkmasıdır. Hatta Müslümanlar bu şiara o kadar saygılı olmuş […]

Kur’ân ve Sünnet’te Şiddete Kaynak Gösterilen İfadeler ve Meselenin Aslı

Özü itibarıyla İslâm, barışın simgesi olmakla birlikte maalesef bugün o, dünya genelinde hep şiddetle anılmakta, gerek düşmanlarının entrikalarıyla gerekse müntesiplerinin yanlış temsiliyle olumsuz bir algının kurbanı olarak resmedilmektedir. Onu şiddet ile birlikte pazarlamaya çalışanların ileri sürdükleri bazı âyet ve hadisler, öncesi ve sonrasından koparılarak cımbızlanan nasslardır ve gerçeğin bütününü asla ifade etmemektedir. Bunu, herkesin bildiği […]

Şaban Ayı ve Efendimiz’in (sav) Hayatındaki Yeri

Şaban ayı, kutlu zaman dilimi üç aylar‘ın ikincisidir. Bu ay, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Ramazan Ayı’dan sonra neredeyse tamamını oruçla geçirdiği ve kendisini ibadet ü taate hasrettiği biricik aydır. Nitekim Şaban-ı şerif için “Şaban Benim ayımdır” buyurmuş ve âdeta bu ayı, kendisine mahsus olarak, yani ümmete vacip veya farz kılınmamak kaydıyla, oruç tutarak […]

İsra, Mirac Mucizeleri ve Efendimiz’in (sav) Gördükleri

Peygamber Efendimiz, Taif’te aradığı kabul ve desteği bulamamış üstelik taşlanmıştı. Bu yolculuğunda hayati bir tehlike atlatmış kendisini taşlayan insanların elinden zor kurtulmuştu. Bununla beraber Mekke’ye girmek için de 20 gün “Batn-ı Nahle”de, 20 günde “Cebel-i Nur”da “Hira Sultanlığında” beklemek zorunda kalmıştı. Bu olup bitenlerin sonucunda Mekke’ye, inanmayan bir insanın korumasında ancak girebilmişti. Allah Resûlü her taraftan düşmanları […]

Miraç Işığında İdeal Toplumun Nitelikleri

Karanlıkların en koyusunun yaşandığı bir zaman diliminde insanlara rehber olarak gönderilen Yüce Resûl (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke döneminin ilk yıllarında öncelikle inanç esaslarına ağırlık vermiştir. Mekke döneminin sonlarına tekabül eden yıllarda, Kâinatın Yaratıcısı, yeryüzünün Efendisini (sallallahü aleyhi ve sellem) Mi’rac yolculuğuna çıkarmış, bu yolculukta bütün insanlar adına O’na kendi âyetlerinden göstermiş, yepyeni ilke ve […]

Allah Resûlü ve Amcaları

Mekkeliler İçinde Efendimiz’in Gözü Kulağı: Hazreti Abbas Hazreti Abbas’ın hayatına bir bütün olarak bakıldığında, onun çok erken dönemde Resûl-i Ekrem Efendimiz’le (sallallâhu aleyhi ve sellem) sıkı bir irtibatının olduğu ve İslâm’ın intişarı, Allah Resûlü’nün müşriklerin saldırıları karşısında korunması gibi hususlarda Peygamber Efendimiz’e tavsiyelerde bulunduğu görülmektedir. Meselâ Akabe biatları esnasında Efendimiz’in yanında bulunan Hazreti Abbas, Ensar’ın […]

“Muhammedî ruh” ve mü’minlerin hal ve hareketleri

Peygamberlerin hepsi, Cenâb-ı Hakk’ın seçkin kullarıdır. Allah Teâlâ onları özel donanımlarıyla dünyaya göndermiş ve kendi elçiliğiyle vazifelendirmiştir. Lâkin, onların bazılarını diğer bir kısmına tafdil eylemiştir. Umumî manada ve mutlak olarak her peygamberin faziletini tesbit etmekle beraber, bazı peygamberlere öyle hususî fazîletler vermiş ve onları öyle üstün kılmıştır ki, diğerlerinin o mevzûda onlara yetişmeleri mümkün değildir. […]