Browsing category

Hakkında Yazılanlar

Efendimiz’i (sas) Örnek Edinmek

Allah (cc) Peygamberler’i, biz insanlara rehber olmak üzere, itaat edilmesi şartıyla göndermiştir. Onları bizim önümüzde Kendi rızasının en mükemmel örneği’ olarak koymuştur. Peygamberlerin İmamı, Habib-i Kibriyâ (sav), örnekliği, aynı zamanda Kur’ân’ın da yaşanması manasına gelmektedir. Yazımız Resul-i Ekrem’in örneklik vasfını işliyor. Birçok değerlerin ve kıymet hükümlerinin alt üst olduğu, kalbî ve ruhî hayatın iflâs ettiği, […]

Efendimiz (sas) Döneminde Gençliğin Rolü

Gençlik, kişinin enerji dolu ve hareketli olduğu en dinamik çağdır. Genç insan sahip olduğu enerjiyi harcayabilmek için daha çok harekete ihtiyaç duyar. Bu itibarla o, birçok meseleyi çözebilecek heyecan, dinamizm ve fiziksel beceriye de sahiptir; kendisine fırsat verildiğinde çok önemli başarılara imza atabilecek yeteneğe sahip bulunmaktadır. Ciddi görevleri yerine getirebilecek kabiliyet, genç insanda daima mevcuttur. […]

Kimsesizlerin Kimsesi Peygamber Efendimiz (sas)

Dost ve düşmanın ittifakıyla Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) en önemli özelliklerinden biri zayıfları, kimsesizleri himaye etmesidir. O’nun içinden çıktığı toplumun –içinde iyiler bulunsa da- başlangıçtaki hâkim karakterinin “câhiliye” olarak tavsif edilmesi, zulmün boyutlarını ve O’nun bu konudaki mücadelesini göstermesi açısından yeterlidir. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), risâleti öncesinde de zayıf ve güçsüzlerin […]

O’nun (sas) Sevgisi Uğruna Yapılanlar

Saadet asrından günümüze kadar nice sineler O’nun aşkıyla yanıp tutuştu. Sahabeden başlayarak bütün inananlar O’nun (sallallâhu aleyhi ve sellem) sevgisi uğruna neler yapmadılar ki? İsterseniz bu sorunun cevabına Efendimiz’in hal, söz ve hareketlerine en yakından şahit olan Sahabe Efendilerimizden başlayalım. Evet, Sahabe-i Kiram, Allah Resûlü’ne çok bağlıydılar. O’nun her söz ve davranışının, cennete açılan birer kapı olduğuna inanıyorlardı. O’ndan kendilerine […]

Efendimiz (sas) ve Dünya

Dünyayı kesben değil kalben terk etmek esastır. Evet, dünya bizim kalbimize girmemeli, bizi sarhoş etmemeli, bakışımızı bulandırmamalı ve kat’iyen bize ahireti unutturmamalı. İşte böyle olunca biz de ona hâkim olabiliriz. Aksi hâlde dünya bize hâkim olur. En yakın ve en aşağı anlamlarına gelen ‘dünya’ kelimesi, ıstılahta birbiriyle ilişkili birkaç anlamda kullanılmaktadır. Ezcümle, * Üzerinde yaşadığımız […]

İslâm Tarihinde Hicretin Yeri, Gayesi ve Önemi

İslâmî kaynaklarda yer aldığı şekliyle hicretin gayesi, Müslümanlar için huzur ve güven ortamını tesis etmek, davete uygun yeni bir merkez oluşturmak, İslâm toplumunu özgür ortamda kendi başına karar verebileceği bir sosyal dokuya, bir millet yapısına kavuşturmaktır. Dolayısıyla İslam tarihinde hicret‘in Müslümanlar için bir kaçış, bir sığınma düşüncesinden kaynaklandığı söylenemez. Elbette hicrette Müslümanların Mekke’de karşılaştıkları dayanılmaz […]

Edep, Hayatı O’nun (sas) Gibi Yaşamak

Edep, dine ait prensipler sayesinde ruhta kazanılan ikinci bir fıtrat veya daha geniş mânâsıyla ruhun dinle bütünleşerek istikrar kazanmasıdır. Ne var ki her din, insanı edepli kılmaz, İslâm edepli kılar. Aslında biz din deyince hemen İslâm dinini kastederiz. Edep, aynı zamanda ihsan mertebesine ermenin de adıdır. Yani bütün iş ve mükellefiyetlerimizi Allah (celle celâluhu) görüyor […]

Efendimiz’in (sas) Örnek Tevazuu

Tevazu, alçakgönüllü olmak anlamına gelir. Bu, insanları birbirine sevdiren ve kolayca diyaloğa sevkeden önemli bir haslettir. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurur: “Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme. Ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” Peygamber Efendimiz de “Allah için mütevazı olanı Allah yükseltir. Allah’a karşı böbürleneni de Allah alçaltır.” buyurmaktadır. […]

Yakın Körlüğü ve Ebû Leheb

Uzaklık, hakikat ne ise o olarak görülüp bilinmesine engel teşkil ettiği veya edebileceği gibi, bazen yakınlık da görmeye mâni bir perde olabilir. İnsanlığın İftihar Tablosu’yla (sallallâhu aleyhi ve sellem) aynı dönemi paylaşıp âlemleri nura gark eden O ışık tufanının hemen yanı başında bulunuyor olmalarına rağmen, O’nu ve gökteki yıldızlar konumunda bulunan etrafındaki sahabe efendilerimizi göremeyen, […]

“Akîl Bize Ev mi Bıraktı?”

İnsanlık tarihine baktığımızda çile, sıkıntı, ızdırap.. adeta Allah’a ve davasına gönül veren bütün insanların değişmez kaderi olmuştur. Başta Peygamberler olmak üzere, onlara tabi olan insanlar her türlü imtihanla yüz yüze gelmişlerdir. İşte karşılaşılan bu imtihan ve sıkıntılardan birisi de tarih boyunca hiç eksik olmayan gasplar, müsadereler, alın teriyle kazanılan mala mülke el koymalardır. İktidar ve […]