Browsing tag

sabır

Uhud’dan ayrılış ve Medine’nin sabrı

Uhud’dan Ayrılış Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) o gün, kendisinden önce Medine’ye elçi olarak gönderdiği Mus’ab İbn Umeyr’in yanına da gelecekti. Mus’ab, Allah davası uğruna kol ve kanadını feda etmiş olmasına rağmen, arkada Resûlullah’ı yalnız bırakıp da gidiyor veya O’na uzanacak bir elin önüne geçip de engelleyemeyecek olmanın hacaletiyle yüzünü saklamaya çalışmış Uhud’da yatıyordu. […]

Nebîler ve Karşısındakilerin Seviyesizliği

İstihza ve alay, hakkı temsil eden insanlara karşı, başta Allah düşmanı münkirlerin, münafıkların ve Kur’an ve Sünnet’in ortaya koyduğu düsturlardan uzak yaşayan, Allah’tan (celle celâluhu) gerektiği gibi korkup sakınmayan cahil ve gafil insanların kendilerine huy edindikleri bir davranıştır. İnsanlık tarihine baktığımızda böylesi kimselerin zaman zaman başta peygamberler olmak üzere onlara tabi olan hakkın temsilcisi salih […]

Allah nurunu tamamlayacaktır!

Belki bugün sıkıntı var ama gelecek her gün de, matem içinde geçecek değil! Günün birinde kar ve buzlar eriyecek, insanlık semasında yeniden bir nevbahar yaşanacak, etrafa nurlar yağacak ve Rabb-i Rahîm’in arzu ettiği istikamette bir bayram yaşanacaktı. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Hz. Habbâb’a söylediği “Sizden öncekiler arasında öyleleri vardı ki, sırf iman ettiğinden dolayı […]

Zayıf ve Kimsesizlerin Hazin Hâli

Bundan böyle Mekke, Müslümanların üzerine daha planlı geliyordu. İlk olarak, zayıf ve güçsüzleri, üzerlerine gittiklerinde kendilerine zorluk çıkaracak dayanakları olmayan masum kimseleri tercih ediyorlardı. Aralarında anlaşmışlardı. Her kabilenin reisi kendi uhdesinde bulunan bu türlü insanları tespit edecek ve dinlerinden dönünceye veya başlarına bela(!) olmaktan kurtuluncaya kadar işkenceye maruz bırakacaktı. Bilhassa Ebû Cehil, nerede birisinin ‘Lâ […]

Uhud’da Sahabîlerin Sabırla İmtihanı ve Gösterdikleri Metanet

Mekkeli müşrikler sahip oldukları güçlü orduya rağmen Bedir’de Müslümanlara karşı mağlup düşmeyi bir türlü hazmedemiyorlardı. Hicret’in üçüncü senesinde,[1] Bedir’de aldıkları ağır yarayı sarıp Müslümanlardan intikam almak için, yedi yüzü zırhlı üç bin kişilik bir ordu hazırlayarak[2] Medine’ye doğru hareket ettiler. Amcası Hazreti Abbâs, bir mektupla bu durumu Efendimiz’e bildirdi. Efendimiz hemen ashâbından bazılarını Mekke ordusu […]