Browsing tag

namaz

Kulluk ve Sükûnet

İlk günlerde namaz, sabah ve akşam vakitlerinde ikişer rekat olarak kılınıyordu. Efendiler Efendisi, belli ki namazlarını kılmak için sakin bir yer arıyordu ve bunun için de, genellikle Mekke dışına çıkıyor ve hurma ağaçlıklarının arasında sükûnet içinde Rabb-i Ra­hîm’ine içini döküyordu. Yine bu maksatla Mekke dışına çıkmışlar ve yeğeni Hz. Ali ile birlikte namaza durmuşlardı. Halbuki, […]

Metafta Bir Âyet: Makam-ı İbrahim

Makam-ı İbrahim, Hz. İbrahim’in (aleyhisselâm) Kâbe’yi inşa ederken, örülen duvarın boyunu aşması üzerine, üstüne çıkıp inşaatı devam ettirdiği taş olarak bilinir. Kâbe’nin inşası esnasında iskele olarak kullanıldığı için üzerinde zaman içinde Hz. İbrahim’in ayak izleri oluşmuştur. Bir görüşe göre de bu taş, Hz. İbrahim’in (aleyhisselâm) insanları hacca çağırmak için üzerine çıktığı taştır. Aslında Hz. İbrahim’in, […]

Vasıtasız Gelen Emir: Namaz

İşte burası, vahyin vasıtasız cereyan ettiği yerdi; en önemli vazife, böyle bir ortamda bildiriliyordu: Namaz. Ve bu namaz, her gün elli vakit kılınacak bir namazdı. Ümmetin miracı olacak bir formuldü bu aynı zamanda. Derken Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) için geri dönüş vakti gelmiş ve yeniden yola koyulmuştu. Hz. Musa’nın yanına geldiğinde o: – […]

Namaz Vakitlerinin Tayini

Miraç yaşanmış ve namaz farz kılınarak, mü’minlere, aralık bırakılan kapıdan her gün miraç yapma imkan ve fırsatı sunulmuştu. Çok geçmeden Cibril-i Emin, yine Efendimiz’in yanındaydı. Çünkü “Namaz kılın!” denilmişti; ama namazın nasıl kılınacağı, hangi vakitlerde ve kaç rekat olarak eda edileceği hususunda pek fazla bir malûmat yoktu. Gerçi Hira’daki vuslatın ardından kılınmaya başlanan iki ayrı […]

Ayrılık Vakti ve Son Gün

Perşembeden bu yana Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), namazlara çıkamamış ve ashâbına imam olup namaz kıldıramamıştı. Ancak ashâbın ümitle bekleyişi devam ediyor, o gün geldiği gibi, belki bugün de gelir diye ümit ediyorlardı. Yine bir pazartesi günüydü; takvimler, Rebîülevvel ayının on ikisini gösteriyordu! Bugünün sabah namazına da, bir umut deyip gelmişlerdi; iyileştiğini görmeyi ve […]