Browsing tag

müslüman

Zübeyr İbn-i Avvâm

Hz. Ebû Bekir’in gelip huzurda teslim olmasının üzerinden daha birkaç gün geçmişti ki, Efendiler Efendisi’nin huzuruna on beş yaşlarında, genç bir delikanlı girecekti. Bu delikanlı, Allah Resûlü’nün halası Safiyye Binti Abdulmuttalib’in oğlu Zübeyr İbn Avvâm’dan başkası değildi. Bu geliş, onun için geri dönüşü olmayan bir gelişti ve Allah Resûlü’ne o kadar yakınlık tesis edecekti ki, […]

Sa’d İbn-i Ebî Vakkas’ın Huzura Koşuşu

Bütün bunlar, neyi değiştirirdi ki? İman gibi bir değerle buluştuktan sonra, hangi güç ve kuvvet insanın karşısına çıkar ve onu değerlerinden vazgeçirebilirdi? Kureyş’in kinine inat, iman dairesi çığ gibi büyümeye durmuş; hemen her gün huzur-u risalet, yeni katılımlarla şenleniyordu. Ardı ardına bir yarış başlamıştı; bütün acıları unuttururcasına, yeni doğumlar yaşanıyordu. Başka gün de, bir başka […]

Huzura Koşuş Devam Ediyor

Bu arada, Âmir İbn Rabîa, Utbe İbn Rabîa’nın oğlu Ebû Huzeyfe, Ebû Ubeyde İbn Cerrâh, Osman İbn Maz’ûn ve iki kardeşi Kudâme ve Abdullah, Esmâ Binti Ümeys, Ümmü Eymen, Efendimiz’in amcası Hz. Abbas’ın hanımı Ümmü’l-Fadl ve Hz. Ali’nin ağabeyi Ca’fer İbn Ebî Tâlib de gelmiş ve Müslüman olmuşlardı.[1] Fazilet aşığı insanların arasında bu din, hızla […]

Ammâr İbn-i Yâsir ve Süheyb İbn-i Sinân

Ammâr’ın babası Yâsir İbn Âmir, kardeşleri Hâris ve Mâlik ile birlikte Yemen’den çıkıp Mekke’ye gelmiş; kaybolan dördüncü kardeşlerini arıyorlardı. Uzun uzadıya beklemişlerdi, ama bir türlü kardeşlerinden haber alamamışlardı. Bir müddet sonra Mâlik ve Hâris, Yemen’e dönecek; fakat Yâsir Mekke’de kalmaya devam edecekti. Bu esnada Yâsir, Ebû Huzeyfe ile anlaşmış; onun işlerini deruhte ediyordu. Kısa zamanda […]

Mus’ab İbn-i Umeyr

Mus’ab İbn Umeyr, zengin ve aristokrat bir ailenin çocuğuydu. Anne-babası, üzerinde tir tir titriyor bir dediğini iki etmiyor­lardı. Bilhassa annesi Hünâs, oğluna gözü gibi bakıyor, dizi­nin dibinden ayırmak istemiyordu. Gençlik yıllarına geldiğin­de Mus’ab, artık yakışıklı bir delikanlıydı. Bakımlıydı; bir giy­diğini ikinci kez giymez, güzel kokular kullanırdı. Hayran­lıkla takip edilen biri hâline gelmişti. Geçtiği sokaklarda pen­cereler […]

Hz. Hamza’nın Müslüman Oluşu

Hz. Hamza, yeğeni Muhammedü’l-Emîn’den iki yaş büyüktü ve aynı zamanda O’nunla süt kardeş oluyordu. Annesi Hâle, Efendimiz’in annesi Âmine’nin halasının kızıydı. Uzun zamandır olup bitenleri uzaktan seyrediyor, yeğeniyle ilgili söylenilenleri dinleyip kafasında ölçüp biçiyor; ama bir türlü son kararı verip de huzuruna gelemiyordu. Nübüvvetin başladığı günden bu yana henüz iki yıl geçmişti.[1] Yine bir hac […]

HZ. ÖMER’İN GELİŞİ VE İBN ERKAM’IN EVİNDEN ÇIKIŞ

Bir Çarşamba akşamıydı. Efendiler Efendisi, İbn Erkam’ın evinde bir akşam ellerini kaldırmış; dua dua yalvarıyordu. O kadar içten ve ısrarcıydı ki, bu durum yanındakilerin gözünden kaçmadı. Karıncalanmış avuçlarını semaya kaldırıp gözlerini semaya dikmiş, içtenlikle şöyle dua ediyordu: – Allah’ım! Şu iki adamdan hangisi daha sevimliyse onunla dinini aziz kıl: Ömer İbn Hattâb ve Amr İbn […]

Mekke’ye Hareket ve Cinlerin Şehadeti

Acı bir günün sonunda, tatlı bir hediyeye nail olan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), hüzünlü bir şekilde oradan ayrılacak ve yeniden Mekke’nin yolunu tutacaktı. Nahle denilen mevkiye geldiklerinde zaman ilerlemiş ve Efendiler Efendisi, teheccüd namazını eda edebilmek için mola vermişti. Belli ki, burada Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), birkaç gün kalacaktı. Daha sonra da, […]