Browsing tag

Mekke

Hz. Attâb İbn-i Esîd’in Mekke’ye Vali Atanması (5 Şevval 8 Hicrî)

Risaletin yirmi birinci, hicretin sekizinci senesi Ramazan ayının 19. günü Mekke’yi fetheden Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm), Müslümanlara saldırı hazırlığı yapan Hevâzinlileri yerleşim alanının dışında karşılamak için bugün (5 Şevval 8 Cumartesi) sabah[1]Huneyn’e hareket ederken Mekke’ye vali olarak (Ebû Cehil’in kızı Cüveyriye’nin kocası, Ebû Cehil’in torunları Abdurrahman ve Attâb babası) Hazreti Attâb İbn-i Esîd’i vali olarak atadı. O […]

Mekke’nin tehdit mektupları ve Medine’de alınan tedbirler

Mekke’deki Hava Mekkeliler, hiddetle köpürüp şiddet solukluyorlardı; her türlü gücü ellerinde bulundurdukları hâlde zayıf gördükleri insanlar kazanmıştı. İşin şaka götürür yanı yoktu; ne yapıp etmeli Yesrib’i onların başına yıkmalıydı! Bunun için gerekli olan her türlü yola başvuracak ve mutlak neticeye ulaşma adına her türlü yaptırımı uygulayacaklardı. İlk olarak, Medine’de reislik hülyaları kuran Abdullah İbn Übeyy […]

Ulaşan acı haber ve Mekke’nin yası

Beri tarafta Mekke’ye acı haberi ilk ulaştıran kişi, Haysümân İbn İyâs olmuştu. Bu sırada Mekkeliler, Hıcr’da oturmuş muhabbet ediyorlardı. Onun, üstü başı dağılmış, korku dolu ve bitkin hâlde geldiğini görenler zaten gelişinden mesajı almışlardı: – Ne o? Ne haber getirdin, diye soruyorlardı. Nereden başlayacağını şaşırmıştı Haysümân. Önce şunları sıralamaya başladı: – Öldürüldü, diyordu. Utbe İbn […]

Hz. Abbâs’ın mektubu ve Mekke ordusu

Hicretin üzerinden üç yıl geçmişti ve Şevval ayının bir Perşembe günüydü. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem), Kuba’da bulunduğu bir sırada Hz. Abbâs’ın gönderdiği mektup eline ulaşmış ve mektubu kendisine okuyan Übeyy İbn Ka’b’ı dinledikten sonra bunu gizli tutmalarını söyleyerek Sa’d İbn Rebî’in yanına gitmişti. Meğer etraftaki kabilelerden de destek alan Kureyş, Bedir’de aldığı ağır yarayı […]

Mekkelilerin çekilişi ve Uhud’daki elim manzara

İşin bu noktasında âdeta Uhud’da zaman durmuştu; iki tarafın da büyük kayıpları vardı ve Mekke ordusunun kumandanı Ebû Süfyân, yeniden Müslümanlara saldırmayı tehlikeli buluyordu. Zira Uhud’un eteklerine çekilen ashâb-ı Resûlillah yeniden toparlanmaya başlamış ve bu toparlanma onu bir hayli ürkütmüştü. Bir de, savaş başlamadan önce ayrılan üç yüz kişilik grubun niçin ayrıldığından haberdar değillerdi; bunların […]

Mekke, Ocak ayında mı fethedildi?

Sanıldığının aksine Mekke fethi, Ocak ayında değil, Temmuz’da gerçekleşmiştir. Onun, Ocak ayının ilk haftasında olduğunu söyleyenler, “nesî” uygulamalarını hesaba katmadan ve hicri/miladi değiştir otomatiğine bağlı olarak bunu ifade etmektedirler. Hâlbuki realite bundan çok farklıdır. Öncelikle o günkü insanların, hangi yıl ne kadar süreliğine zamanla oynadıklarını net olarak tespit etmek imkansız denecek kadar zordur. Ayrıca Mekke […]

Hicret

Mekke’yle Medine arası yollar; Çizik çizik, hasret yarası yollar. Vardığı her nokta yine başlangıç; Gitgide Allah’a varası yollar. Mekke’yle Medine arası yollar… Bu çıplak yollarda ne in, ne de cin Yalnız iki çift nurdan güvercin. Bunlar iki dostun ayakları ki, Yolları göklere bağlayan perçin. Bu çıplak yollarda ne in, ne de cin; Hicret, yurt dışında […]

Hayber sonrası gelişmeler: Mekkelilere yardım…

Hayber ganimetleriyle Medine’ye dönen Efendiler Efendisi, bu imkânlarla iki önemli icraat yapacaktı: Öncelikle, mal ve mülklerini Mekke’de bırakarak Medine’ye hicret eden Muhâcirlere, kapılarını açıp da mallarını onlarla bölüşen Ensâr’a bu mallarını geri vermeleri talimatı verecek ve kendisi de bunu bizzat uygulayacaktı. Zira Hz. Enes’in annesi Ümmü Süleym’in, hicret sonrasında kendisine hediye ettiği bir hurmalık vardı […]

Mekke’ye atfedilen son nazar: “Vallahi de ey Mekke!..” (1 Rebiülevvel Hicrî 1)

Sevr’den ayrılan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), son kez Mek­ke’ye doğru yöneldi; belli ki içine, peygamberlerin uğrak yeri, yeryüzündeki ilk binanın sahibi ve kendisinin de ikizi sayılan bu beldeden ayrılığın hüznü çökmüştü. Adeta, yüreğini bırakıp da gidiyordu. Halbuki, vahiy geleceği ana kadar kırk yıl beklemiş ve bu süre içinde de, sıklıkla Hira’ya çıkıp oradan, […]

Haber Hâkimiyeti, İstişareler ve Münferit Bir Teşebbüs

Ebû Süfyân’ın Medine’den ayrılışından bir süre sonra Efendiler Efendisi Hz. Âişe Validemize dönmüş ve: – Yol hazırlığımızı yap ve bu işi de gizli tut, diyerek tembihte bulunmuştu. Çok kritik bir dönüm noktasıydı ve bu süreç, bir yanlışlığa mahal vermemek için titizlikle takip edilmeliydi. Allah’ın vadettiği Mekke’ye gidecekti ama bunu yaparken kan dökülmesini istemiyor, karşı koyamayacakları […]